kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sanırım şimdi 4 tane keçi alıp Etiler'de gezeceğim
Sanırım şimdi 4 tane keçi alıp Etiler'de gezeceğim
Toprak Sergen'in objektifinden Ünlüler Çiftliği
Otomobil hakkında

Sanırım şimdi 4 tane keçi alıp Etiler'de gezeceğim

Bu hafta Skoda Fabia ile Ünlüler Çiftliği'nde birinci gelen Toprak Sergen'i ziyaret ettim. Görünen o ki çiftlik kafasını biraz karıştırmış.

Herkes gibi bazen hayaller kuruyorum. Ama kimi zaman bu hayal kurma işini biraz abartıyorum. Hayallerimin merkezinde çoğu kez "zaman makinesi" var. Yaptığım hatalar, yapmamakla hata ettiklerim, kaçırdığım piyango ve Sayısal Loto çekilişleri gibi birçok meseleye yeni yorumlar getirmek istiyorum. Geçtiğimiz yazı hayal ettiğim zaman ise aklım hep Kaş'taki bir otele takılıyor. O zamanlar "Dört Tekerlekli Sohbetler" e yeni başlamıştım. Bir gün gazetede otururken telefon çalmıştı. Arayan Toprak Sergen'di. Beş gün sürecek olan ve benim için efsanevi sayılan "Kaş" maceram bu telefonla başlamıştı. Zaten otomobille bir yere gitmeye can atan ben, mayomu ve deniz gözlüğümü alıp kendimi Akdeniz'in serin suları ve kızgın kumlarına atıvermiştim. "AA Motel" adını taşıyan butik otel, 5 yıldızlı tatillerden sıkılanlara nefes aldıran bir deneyim olarak adlandırılabilirdi. Yattığınız yerden müthiş denizi görmek, sabahlara kadar süren ve Toprak Sergen'in yönetimindeki müthiş plaj partileri, muhteşem kahvaltıları ile AA Otel, son yıllarda yaşadığım en renkli tatilin mekanı olmuştu. Ama kış geldi. Kar yağıyor... Toprak Sergen'i Kaş sonrası ilk görüşüm ise meşhur Ünlüler Çiftliği'ne rastladı. Hani televizyona bakıp donduğunuz anlar vardır. İşte bunlardan birini yaşadım o an. Toprak, Banu Alkan'lı, Ferhat Güzel'li bir ekipte Ünlüler Çiftliği'nin müdavimleri arasına katılmıştı. Genel olarak çalışkan ve maceracı doğa insanı kişiliğini bildiğim için çiftlik şartlarında çok zorlanmayacağını biliyordum. Ama insan ilişkileri konusunda ciddi endişelerim vardı. Zaten, bir süre sonra el arabası ile bir o yana bir bu yana koşturup duran Toprak Sergen görüntüleri, hepimizin en keyif aldığı sahnelerden biri oldu. 36 yaşında ama hala 20'li yaşlarının sonundaymış gibi görünen (genetik piyango sağ olsun) Toprak Sergen, atletik vücudu ve etkileyici ses tonu ile birçok genç kadının kalbini çalmayı başardı. Ancak çiftlikte yaşam pek de "Ali Baba'nın Çiftliği'nde yaşamaya benzemiyordu. Ferhat Güzel vardı... Banu Alkan vardı, Güllü vardı. Tek tek çok tatlı olan bu insanlar, bir araya geldiklerinde ciddi bir soruna dönüşüverdi. Çiftlik günleri geldi geçti ve yarışma sonunda beni ikinci şok bekliyordu. Yarışmayı Toprak Sergen kazanmıştı. Başka bir deyişle "dürüstlük, modern yaklaşım ve efendi duruş" galip gelmişti.

AĞAÇ KRİZİNİN İÇ YÜZÜ

Bu durumda Toprak ile buluşmamız, kesinlikle gerekli bir hale gelmişti. Karların yağıp yağıp durduğu günlerde, Skoda Fabia 1.4 ile Hidiv Kasrı'nın yolunu tuttum. Toprak geldiğinde, kasrın kafe bölümündeki yerli halk arasında bir heyecan fırtınası esti. Belli ki atv'de yayınlanan bu ilginç seri, ciddi anlamda takip ediliyordu. İlk sorum zaten belliydi; "Neden?" Cevabı ilginç ama biraz uzundu: "Yaklaşık iki yıl önce kötü adam rollerine veda ettim. Özellikle Kara Melek'te çizdiğim karakter çok ilgi görmüştü ama birçok insan rol ile gerçek yaşamı birbirinden ayırmak konusunda zorluk çekiyor. Üstelik ben de öyle çok uzun süren işleri sevmiyorum. Televizyona baktığımda artık yarışma formatlarının izleyici çektiğini fark ediyordum. Benim için bunu yaşamanın en eğlenceli tarafı ise Ünlüler Çiftliği idi. Yarışmanın sonunda yaşanan 'ağaç krizi' dışında ciddi bir sorun da yaşamadım." Zaten ben de tam bu ağaç konusuna gelmeyi planlıyordum. Ama madem açtın konuyu hadi anlat bakalım "Vaka-yı Ağaç'ı": "Yarışmaya başlarken yönetmene TEMA Vakfı'ndan ağaç getirilmesini söylemiştim. Ama tohumlar son hafta geldi. Ve ağaçları tohumları kimin ekeceği konusunda ciddi sorun yaşandı. Gerçi sonra başka ağaçlar gönderildi ama kimse ilgilenmedi." Tam yerine rast geldi manzara koydunuz sayın Sergen. Normal hayatlarında maddi sıkıntı çekmeyen, en seksi otomobillere binen ünlü isimlerin 100 gr. beyaz peynir veya dikilecek ağaç tohumları için kavga etmesi; kısaca 5 haftalığına bizler gibi sıradan insan olmaları ilgimizi çekiyor toplumca... Ama çiftlik çok yaramış Toprak'a. Vücudu güzelleşmiş, cildi gerilmiş ve yanakları pembe pembe olmuş. Hidiv Kasrı'ndan çıktığımızda Fabia'nın anahtarını aldı benden. Ve "Seni çok güzel bir yere götüreceğim" dedi. Bu arada deli gibi kar yağıyordu. Ama ben hayallere dalmıştım bile. Fabia'nın kaloriferi bizi ısıtınca, geçen yaz Kaş'ta Toprak ile yaptığımız uzun dağ yolculuğunun ardından fotoğraf makinemin pilini otelde unuttuğumu fark edip, küçük deliklere saklanmak isteyişimi hatırladım. Elimde olmadan gülümseyince direk durumu anladı. "Kaş'ı hatırladın değil mi? Benim de anılarım var. Hani dağın en sert virajlarından birinde kendini tutamayıp gazlamıştın ya, işte o an hayatım bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmişti." Gülüştük. Skoda Fabia'yı uzun süre kullanmıştı. Ve yenilenen Fabia'nın direksiyon, fren gelişmelerini hemen fark etti. Küçük otomobil kullanmayı seven Toprak, şarkı söyleyerek sahile inen virajları keyifle indi. Hatta bir ara birlikte bile şarkı söyledik. Sahile inip çekim yerine geldiğimizde onu tebrik etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Mekan çok güzeldi, Toprak güzeldi ve galiba hayat çok güzeldi Ama bir o kadar da soğuktu. Çekimler sırasında sırayla "birkaç kez donma ve denize düşme, gerek boğularak gerek donarak ölme" tehlikeleri atlattık. Çekimler bitip küçük Skoda Fabia'mıza kendimizi attığımızda, çiftlikten öğrendiği teknik nedeniyle şoka girmememiz için bizi yavaş yavaş ısıttı. Ama zaten onunla geçirdiğim doğal ve "normal" öğleden sonra fazlası ile içimi ısıtmıştı.

Fotoğraflar: Rahşan Gülşan

DİĞER HOBİ HABERLERİ
 İşte tribünün efendileri
 Doğu'nun tanrısız dini Batı'da yükselişe geçti
 Aile boyu opera keyfi
 İflah olmaz romantik
 İç hat yolcusuna özel salon
 Avrupa'daki ilk resmi elçilerimiz
 Birbirinden güzel iki kardeş otel
 Ülke küçük ama etkisi çok büyük
 Uçağa Mercedes'li servis
 Pasaportlu dünyaya tarihsel gezi
 İmkansız bir sefer
 Hem herkesten şişman hem dersine çalışmamış
 Otomobil dünyasının doğuşu
 İstanbul'u marka yapma fantezileri
 Chirac Ve Blair
 Hava yolcu ve kargo trafiği arttı
 Süpersonik yolculuklar yakın
 Paris'te Veda
 Top ense, süzgün gözler, vişne kravat
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
Kadın dediğin narsist olur!
İngilizler Kutsal Kase'yi...
REFİK DURBAŞ
Kültüre yatırımda Kipa
Daha dün gibi, 15-20 yıl önce...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Boya küpüyle uçağa binilir mi?
Özellikle sonbahar ayları...
Vücudun sinsi düşmanı
Vücudun sinsi düşmanı
Karınlık ve sıcak ortamı seven mantar, vücudumuza gizlice yerleşir.
Çapkın erkeklerin kansere yakalanma riski daha fazla
Çapkın erkeklerin kansere yakalanma riski daha fazla
Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, gençken çok fazla cinsel...
Her sabah güne Demirel ailesi ile başlıyorum
Ankara Diyabet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Aylin Cesur, 4 yıldır...
Gömlek değiştiren adam
Faşist geçmişinden utanan İtalya'nın yeni Dışişleri Bakanı Gianfranco...
100 milyon dolarlık yalı Türk alıcıları korkutuyor
Türkiye'nin en pahalı konutu olan 100 milyon dolarlık Şehzade Burhanettin...
Evangelistlerin hayallerinde kıyamet var
Dünyadaki pek çok insan Amerikan politikalarını artık İncil'deki kehanetlerin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.