kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tavuk bizden intikam alıyor
Tavukların ruhsal dengesi bozuldu

Piyasadaki tavukların doğal ortamda büyüyen tavuklarla bir ilgisi yok. Alarm zilleri çalıyor.

Ruhsal dengesi çabuk bozulan tavuğun "insanca" şartlarda yetişmesi gerekiyor. Ardından sağlıksız yemler dikkate alınmalı.


Tavuk bizden intikam alıyor

Piyasadaki tavukların doğal ortamında normal süresinde büyüyen tavuklarla neredeyse bir ilgisi kalmadı. Hazin olansa tüketicilerin önünde herhangi bir seçeneğin olmaması.

Bu denli horlanma, sömürülme, eziyet hatta işkencenin ardından, günün birinde intikam almaları beklenmeliydi. Galiba beklenen gün geldi. Kırmızı ete alternatif olarak sunulan, kolesterol kabusuna çözüm getireceği vadedilen mucize hayvan tavuk, hızla gözden düşüyor. Giderek artan sayıda kişi, artık tavuk yemek istemiyor. Tavuklara hormon, antibiyotik yüklendiği, yiyenlerin bundan etkileneceği söylentileri, tavuktan bu büyük kaçışın öne çıkan sebebi olarak görülüyor. Tavuk satışlarındaki azalma ile birlikte de tavukçuluk sektöründe alarm zilleri çalmaya başladı. Aslında tavuğun içine düştüğü bu hazin durum, yıllardan beri piyasaya egemen olan bir vurdumduymazlığın sonucu. Kimse bir yiyecek ürününün lezzetini, kaynağını, nasıl üretildiğini, kalitesini sorgulamıyor. Bir maldan tek beklenen, onun olabildiğince ucuz olması. Bu ucuzluk furyası öylesine yaygın hale geldi ki, üretimi, satışı kontrol etmeleri gereken yetkililer bile ucuzluk uğruna hileli, kalitesiz ürünlere göz yumuyor. "Yoksul vatandaş aç mı kalsın?" zihniyeti, yiyecek kalitesini dibe vurdurdu.

NELER YİYORUZ NELER
Piyasanın ucuz mala olan talebini karşılayabilmek için tavukçuluk sektörü de son yıllarda üretim giderlerini büyük ölçüde düşürmeyi başardı. İşkence düzeyinde, hayvanların çok dar ve sıkışık ortamlarda tutulması, hormon iğneleri, yemlere özel katkılar, başlangıçta değerli protein yemi olarak sunulan, ancak deli dana hastalığından sonra yasaklandığı ilan edilen hayvansal atıklardan hazırlanmış yemler bu maliyet düşüşünü sağlayan etkenler arasında. Türkiye'de tavuk çiftliklerinde yapılan denetimler ve bunların sonuçlarına ilişkin bilgiye sahip değilim. Ancak Almanya'da, tavuk yemlerine öğütülerek protein olarak katılan malzemeler arasında yumurta çiftliklerinde kuluçkadan çıkan ve hemen öldürülen erkek civcivlerin, laboratuvarlardaki deney farelerinin, köpek maması bile olamayacak sığır karkaslarının da bulunduğunu bu ülkenin saygın Der Spiegel Dergisi yazıyor. Yine aynı dergiden, fast food restoranlarında kullanılan yanmış kızartma yağlarının da tavuk çiftlikleri tarafından tercih edildiğini, içerdikleri yüksek kalori miktarı nedeniyle, bunların doyurucu etkisinden yararlanıldığını da öğreniyorum. Balığın bol bulunduğu dönemlerde tavukların balık unu ile beslendiğini, balık kokulu tavuklarla karşılaşanlarımız hatırlarlar. Özellikle Karadeniz'de ciddi hamsi sıkıntısı baş gösterince, bu kez tavuklara bazı hormonlar verilerek büyümeleri hızlandırıldı. Günümüzde birçok ülkede hormon kullanımı yasak. Bizde ise açıklamalarına güvenebileceğim etkin denetim örgütleri olmadığı için, firmaların hormon kullanmadıkları iddialarını kendi adıma inandırıcı bulmuyorum. Hormonlardan farklı olarak, tavuklara hastalanmamaları için az miktarda antibiyotik, büyümeyi hızlandıran bir takım elementler ve koruyucu müstahzarlar verilmesinde herhangi bir yasal engel yok. İşte bu yeni teknolojiler sayesinde bir piliç 35 günde kesime hazır hale geliyor. Oysa beş kişilik bir aileyi doyurabilen 1 kilo 700 gramlık bir tavuk 1930'larda asgari 20 haftada bu ağırlığa ulaşırken, bugün süre dokuz haftaya inmiş durumda. Önlerindeki yürüyen bant üzerinden akıp giden yemi uyumadan, sürekli yemeleri ve hızla irileşmelerini sağlamak için, hayvanlar parlak spot ışıkları altında sürekli gündüz ortamında tutuluyor. Ben uzun süredir mümkün olduğunca tavuk yemiyorum. Sadece tümüyle yapay ortamda yapay biçimde şişirilen tavuk etinin sağlıksız olduğunu düşündüğümden dolayı değil. Lezzet açısından da piyasadaki tavukların, doğal ortamında rahatça hareket edip eşinerek normal süresinde büyüyen tavuklarla neredeyse bir ilgisi kalmadı. Burada en hazin durum, biz tüketicilerin önünde herhangi bir seçenek bulunmaması. Batıdaki marketlerde de bizdeki en ucuz, lezzetsiz tavuklardan var. Ama bunlar o ürün grubunun en kalitesiz ve en ucuz seçeneklerini oluşturuyor. Bu grubun üzerinde giderek daha kaliteli oldukları belirtilen bir dizi seçenek daha var. Skalanın en üzerinde ise, şarapta olduğu gibi, üretildikleri bölgenin adıyla anılan tavuklar yer alıyor. Bir örnek vermek gerekirse Fransa'nın Bresse bölgesinin aynı adla anılan tavukları bu gruptan. Yine Fransa'dan bir başka örnek de, beyaz bir beze sarılı olarak satılan "poulet au torchon" diye adlandırılan, kesilmeden önce 40 gün süreyle özel besiye çekilmiş tavuklar.

SERACILARDAN DERS ALINMALI
Bundan bir süre önce Mudurnu Tavukçuluk, "kimlik kartlı köy tavuğu" adıyla bugünkünden daha lezzetli iri bir tavuk piyasaya sunmuştu. Ama doğru dürüst tanıtılmadı, firma ürününün arkasında durmadı, tüketici de niçin daha fazla para ödeyerek bu tavuğu alması gerektiğini kavrayamadan tavuk piyasadan kalktı. Bugün bizde tavuk piyasasının içinde bulunduğu ortam, bundan on yıl önce Hollanda'daki sera domatesçiliğinin durumuna benziyor. Hollanda yıllarca Avrupa'yı hormonla şişirilmiş, tatsız ve kokusuz ama ucuz sera domatesleriyle besledi. Derken bir gün tüketiciler yediklerinin, güneşte olgunlaşmış mis gibi domatesle hiç ilgisinin kalmadığını fark etti. Hollandalı seracılar çok büyük bir kriz yaşadı. Krizin ardından kimi seracı çiçek, kimiyse doğru dürüst, tadı kokusu yerinde domatesler yetiştirmeye başladı. Şimdi dibe vuran tavuk piyasamızın Hollandalı seracılardan ders alması gerekiyor. Önce çiftliklerde ruhsal dengesi çok çabuk bozulan, özgürlüğüne aşık bir havan olan tavuğun "insanca" bir ortamda yetiştirilmesi için gerekli denetimler sağlanmalı. Ardından hormon, antibiyotik ve sağlıksız yemler konusundaki şaibeler ortadan kalkmalı. Biz tüketicilere düşen görev de, daha doğal ortamlarda yetiştirilmiş, kaliteli, ancak fiyatları da kuşkusuz bugünkülerden daha pahalı tavuklar piyasaya sunulduğunda, salt fiyat kaygısıyla yine en ucuzları tercih etmemek. Bütün uygar ülkelerde yaşayanlar gibi, bizler de piyasadaki tavuklardan çok daha iyisine layığız.
PİYASANIN ucuz mala olan talebini karşılayabilmek için tavukçuluk sektörü de son yıllarda üretim giderlerini büyük ölçüde düşürmeyi başardı. Bunun için de hayvanlar adeta işkence ortamında yetiştirilmeye başlandı
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 100 milyon dolarlık yalı Türk alıcıları korkutuyor
 Evangelistlerin hayallerinde kıyamet var
 'Müjdeci'lerin kehanetleri
 Köydeki üniversite
 AIDS'in fotoğrafını çekti
 Hayata kaldığı yerden devam
 Muhalefetten vazgeçmiyor
 'Kentsel Dönüşüm' başlıyor
 Küçük Eller'in kongresi başladı
 Türk eğitimine AB'li bakışı
 Yansımalar Pervane'yi tanıtacak
 Ama Dablam'a çıkan ilk Türk
 60 yıllık öğretmenler
 BÜ'de Kişisel Gelişim Seminerleri
 Kısa kısa kısa...
 İtalya'nın en şanslı öğrencileri onlar
 Luther'in düşünü gerçekleştiren kadın
 Türkiye'yi dokuyan tezgahtı
 Duvar yıkıldı, sorunlar büyüdü
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Bir dizi bir evde nasıl kavga çıkarır?
Çıkarır çıkarır.
MEHMET ALTAN
Cennet bahçeleri
Eskilerin deyimiyle üniversiteye...
KAZIM KANAT
Cebimde çok elma var
Yıllar önceydi!... Budapeşte'de...
YASEMİN TAŞKIN
Enerjik Forum
Roma'da ilk kez düzenlenen Türk-İtalyan...
FİKRET AYDEMİR
Cem, Şoray, IMF
Türkan Şoray'ın Sinema Müzesi için...
STELYO BERBERAKİS
Aralık Zor Geçecek
AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi...
İşte tribünün  efendileri
İşte tribünün efendileri
Tribün teröründe "hedefe" taraftar grupları ve tribün liderleri...
Sanırım şimdi 4 tane keçi alıp Etiler'de gezeceğim
Sanırım şimdi 4 tane keçi alıp Etiler'de gezeceğim
Bu hafta Skoda Fabia ile Ünlüler Çiftliği'nde birinci gelen Toprak...
Vücudun sinsi düşmanı
Karınlık ve sıcak ortamı seven mantar, vücudumuza gizlice yerleşir.
Çapkın erkeklerin kansere yakalanma riski daha fazla
Son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre, gençken çok fazla cinsel...
Portakal bayramını kutluyoruz
Sera icad oldu, mertlik bozuldu. Oysa eskiden her meyve ve sebzenin kendi...
İyi bir yemek şölene benzer
Geçenlerde bir arkadaşım iyi bir restoran tavsiye etmemi istedi benden.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.