kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Meclis'teki 'şiddet' paradoksu

Futbolun toplumun sadece alt kültür gruplarından izleyici çeken spor dalı olmaktan çıkması gerektiğine inananlardandı.
Bunun için, köşesinde maç kritiği yaparken, futbolculardan bahsederken, soy isimlerini de yazan ilk kişiydi.
Tribünlerde şiddet olayının ölümle bitmesinin yarattığı şokun tartışıldığı dün aramızdan ayrılışının altıncı yılında Yavuz Gökmen'in mezarı başındaydık.
DYP lideri Mehmet Ağar ve eski Maliye Bakanı Sümer Oral, Sedat Ergin, futbol maçlarını izlemeye büyük bir keyif içinde nasıl gittiklerine ilişkin anılarını aktardılar.
O'nun sporcu, izleyici, hatta yöneticilerin şiddetten uzak, daha kaliteli bir hale gelmesi için verdiği çabalardan örnekler sıraladılar.
Anma töreni sonrası mezarlıktan Ağar ile birlikte ayrıldık.
Uzun yıllar emniyet müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı yapan Ağar'a stadyumlardaki şiddetin nasıl durdurulacağını sorduğumuzda yanıtı şöyle oldu:
"Suç ve suçluya bulaşanlar, sporu geçim merkezi yaptığı için bugün şiddet olayları yaşanıyor..."
Mehmet Ağar'a göre, sorunun temelinde kulüp yönetimleri yatıyor.
Bir de tribünleri kontrol altında tutması gereken, taşkınlık yapanlara anında tepki göstermesi gereken amigolar.
Amigo Orhan, Karıncaezmez Şevki, Paşalı Birol ve Amigo Şeref'in tribünleri nasıl kontrol altında tuttuklarını örnekleriyle sıraladı.
Ardından sözü kulüp yönetimlerine getirdi.
Önce, şu tespiti yaptı: "Başarısızlığını her maç sonrası tahrik ve tehditlerle örtmeye kalkanlara, futbol üzerinden işleri için kazanç sağlamak isteyenlere, çeteleşmek amacıyla kulüp yöneticiliği yapanlara fırsat verilmemeli..."
Bugünkü olayların gerisinde bu nedenlerin yattığının altını çizdi ve devam etti:
"Stadyumları izleyiciye kapatarak, deplasmana seyirci götürmeyerek meseleyi çözmeye kalkmak, okulları kapatarak eğitim sorununu çözmeye benzer. Esnafın Anadolu'da maç gününü beklediği unutulmamalı."
Ağar'a göre, önce toplumun gerilimini düşürmenin yolu bulunmalı.
Asıl önemlisi ise "küfür edip, çetecilik oynamak için kulüp yönetimlerinden bedava bilet alanlara" tanınan fırsatın sona erdirilmesi.
Ayrıca, topluma önderlik yapan insanların, kavgayı teşvik edici tavır içinde görünüm vermemesi.

Önleyicilerin şiddeti

Ağar ile Celal Bayar Köşkü'nde sohbet ederken, tam karşıdaki TBMM, "sporda şike ve şiddetin önlenmesine" ilişkin araştırma önergesini görüşmeye hazırlanıyordu.
Meclis kapısından içeri girdiğimizde, kuliste bulunan herkesin duyacağı şekilde cep telefonu ile bağırarak konuşan milletvekilinin söylediği sözler ise ele alınacak konuyla paradoks oluşturuyordu.
Bir kamu kurumunda daire başkanı olduğu anlaşılan telefonun diğer ucundaki kişiye şöyle bağırıyordu:
"Ulan sen benim milletvekili olduğumu bilmiyor musun? Seni 15 kez arayacağım, 20 gün sonra cevap vereceksin öyle mi? Telefonuma çıkmayan daire başkanının, odasından nasıl çıkarılacağını oraya gelip sana gösteririm..."
Milletvekilinin yarattığı gerginlik kuliste son bulmuyordu.
İki kat yukarıda Tarım Komisyonu'nda da benzer bir görüntü hakimdi.
CHP'li Bayram Meral, AKP milletvekillerine "Şerefsizler, hırsızlar" diye bağırarak dışarı çıkıyordu.
AKP Mardin Milletvekili Selahattin Dağ ise yumruklarını sıkıp, sıraların üzerinden atlayıp, zıplayıp, ceketini fora edip, bardakları kırıp, kendisini durdurmak isteyen arkadaşlarının kolları arasında CHP'lilere şöyle bağırıyordu:
"Bana bu lafı söyleyecek anasından doğmadı... Çıkın dışarı lan, orada hesaplaşacağız... Size göstereceğim lan... Ağzınızı yırtarım..."
Bir zamanlar, iktidar-muhalefet arasındaki zeka dolu, nükteli sözlü atışmalar gitmiş, yerini vekillerin sıkılı yumruklu, kaba kuvveti almıştı.
Meclis Genel Kurulu ise sporda şike ve şiddetin önlenmesine ilişkin tespitlerde bulunması amacıyla Araştırma Komisyonu kurulmasını tartışıyordu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Şoförler için 5 milyon dolarlık fon   / 23-11-2004
 Ulla'yı "nota" da çıkaramaz...   / 21-11-2004
 Meclis'i kullanan "çağdaş Zübük..."   / 19-11-2004
 CHP'de bitmeyen kavga   / 17-11-2004
 Özel sektörün 2005 beklentisi...   / 16-11-2004
 Baykal: Erdoğan ile iyi niyetlerimizi paylaştık...   / 14-11-2004
 Karizmatik liderlerin vedası   / 12-11-2004
 Boğazlar'a, Samsun by-pass'ı   / 10-11-2004
 "Kör ile kötürüm birleşince..."   / 09-11-2004
 Hazım sistemi bozulunca   / 07-11-2004
MAHMUT ÖVÜR
İSKİ'nin uydusu uyudu mu?
İstanbul Büyükşehir Belediye...
MUHARREM SARIKAYA
Meclis'teki 'şiddet' paradoksu
Futbolun toplumun sadece...
YAVUZ DONAT
Ana gündem
Sohbet sırasında söz "paradan"...
Kardeşlerin dramı yürek sızlatıyor
Ramazan Bayramı'nda ziyarete gittikleri İzmir'den Sivas'a dönerken...
Rahmi Koç'un dünürü ağır yaralı
Ünlü işadamı Rahmi Koç'un dünürü Henri Giraud (67) dün İzmir'de...
Öğretmene yaşam dersi
Öğretmene yaşam dersi
Siverek'te öğretmenlerin köy hayatına adaptasyonlarını sağlamak...
Öğretmenlerin acı günü
Öğretmenlerin acı günü
Yozgat'ta kamyonla çarpışan otomobilde bulunan üç bayan öğretmen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.