Askeri tedbirden önce insani eylem planı
(Venedik) Başkan Bush'un ikinci kere ABD başkanlığına seçilmesinden sonra, bazı yorumcular, Hükümet içinde daha makul ve ılımlı bir çizgiyi temsil eden Dışişleri Bakanı Powel'ın yeni dönemde koltuğunu koruyamayacağını, bunun da şiddet politikalarına itiraz eden kişilerden tamamen arınmış bir hükümet profili ortaya çıkaracağını ifade ettiler. Powel'ın istifa haberi önceki gün ajanslara düştü. Bunun yukarıdaki analizin gerçekleşmesi anlamına mı geldiği hakkında kesin bir şey söylemek doğru olmamakla beraber, analizin tümüyle yabana atılmaması gerektiğini gösterdiği söylenebilir. Üstelik bu gelişmeler, Başkan Bush'un yeniden seçilir seçilmez Felluce'ye başlattığı saldırının büyük ve ürkütücü fonunda gerçekleşiyor. ABD adeta Vietnam büyüklüğünde bir saldırı ile dünyanın önüne ödenmeyecek kadar büyük bir fatura koyuyor. Stalingradvari ev ev savaş yaşanıyor Felluce'de. Canlı olan ve kıpırdayan herşeye ateş açılıyor. Tüm Irak bir cinnet havasına teslim oluyor. Bu tablo sadece Irak'la sınırlı bir etki de yaratmıyor. Tüm dünyayı vakum gibi içine çekiyor. Bu tablo bırakın tek başına ABD'nin taşıyabileceği bir tablo olmayı, dünyanın bile kaldıramayacağı kadar ağır bir tablo. ABD'nin Irak'ın diktatörlükten kurtarılması ve demokrasiye geçmesi gerekçeleriyle başlattığı operasyon, Irak'ı derin bir istikrarsızlığın ve insani trajedinin içine ittiği gibi, aynı zamanda Büyük Ortadoğu coğrafyasını sarsıcı bir kaosun içine çekecek gelişmeleri tetikliyor. Tek kutuplu dünya düzeni, bir süpergücün tüm kurumları kenara iterek hareket etmesinin yarattığı büyük bir sarsıntı ile tanımlı hale geliyor. Bu da "dünya düzeni" denen olguyu fiilen zedelediği gibi, hukuken geçerli bir olgu olmaktan da çıkarıyor. Her küçük ya da büyük gücün ABD modelini kendi bölgesinde uygulama iştahını kabartıyor. Böylece dünya Ortaçağ'daki derebeylikler kavgasına hazırlanan bir görüntü veriyor.
*** İnsanoğlunun başna gelebilecek en ürkütücü tablolardan biri budur. Bu tablonun, tabloya ek unsurlar dahil ederek düzeltilmesi mümkün görünmüyor. Denklemin görüntüsünün değil, ruhunun değişmesi gerekiyor. Bu nedenle NATO Parlamenterler Asamblesi'nde bazı ülkelerin temsilcilerinin ABD'nin yerini NATO'nun alması gerektiği yönündeki yaklaşımları tek başına hiç de sağlıklı değildir. Çünkü mevcut bakış açısı ve şartlar altında ABD'nin yerine NATO'yu ikame etmek, tüm dünyayı Irak'ta cephe unsuru haline getirmek demektir. NATO'nun Irak'ta otoriteyi teslim alması, mevcut şartlara bakıldığında NATO'yu bir güvenlik örgütü olmaktan çıkarır ve dünyanın pek çok ülkesinde bir saldırı örgütü ya da işgal kuvveti olarak algılanmasına yol açar. Esas olan, kuvvet kullanarak ve sadece askeri tedbirler yoluyla Irak'ı kontrol almak olmamalıdır. Önce insani bir yaklaşım gerekiyor, bunun siyasal boyutunda da Irak halkının kendini yönetme imkanlarına kavuşması geliyor. Bu şartlar oluşmadan Irak'a girecek her ek askeri unsur Iraklıların gözüne vatanlarını işgale gelmiş düşman gibi görünecektir. Uluslararası kurumlar Irak'a dönük özel bir insani ve siyasi eylem planı geliştirmeden Irak kaostan kurtulamayacak ve bu insanlık trajedisi kademe kademe dünyanın geri kalanına da bulaşacaktır.
|