Baykal: Erdoğan ile iyi niyetlerimizi paylaştık...

Bayram dolayısıyla dün devletin zirvesinden ve siyasi parti liderinden gelen mesajların özü geçmişte de olduğu gibi; "Kırgınlıkları, kişisel çekişmeleri bir yana bırakılıp, aynı düşünce ve değerlerde buluşup, birlik, dayanışma içinde gönülleri yakınlaştıralım..."
Her nedense Türkiye'de "aynı değerlerde ortak görüş" yaratma buluşmaları için bayram, düğün ve cenaze gerekiyor.
Bir de seçim sonucu...
Bunun dışında "ülkenin ortak sorunlarına çözüm bulma, aynı düşünce ve değerlerde yakınlaşma" görüşmeleri gerçekleşemiyor.
Örnek mi; iktidar ve ana muhalefet... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal'ın, milletvekili genel seçimlerinin hemen ardından 5 ve 22 Kasım 2002 tarihinde gerçekleşen iki buluşmalarının dışında, baş başa görüşmelerine tarih tanıklık etmiyor.
Yani, 22 Kasım 2002 tarihinden bu yana, bayram, cenaze ve toplantılar dışında bir araya gelip baş başa görüşmelerine rastlanmıyor.
İki yıl sonra cuma günü gerçekleşen baş başa görüşmelerine de yine bir cenaze aracılık ediyor.
Filistin lideri Yaser Arafat'ın cenazesi için Kahire'ye giderken Ata uçağının ön tarafında iki saat süresince konuşma fırsatı buluyorlar.

Uçak zirvesi
CHP lideri Deniz Baykal ile dün Sosyalist Enternasyonal toplantısı için gitmekte olduğu Güney Afrika'nın Başkenti Johannesburg yolunda, aktarma yaptığı Dubai'den telefonla konuşuyoruz.
Erdoğan ile baş başa görüşmesinin üzerinden uzun süre geçtiğini anımsattığımızda, "Biraz öyle" oldu diyor.
Baykal "uçak zirvesi"nden "gayet memnun kaldığını" kayda geçiriyor.
"Görüş ayrılıklarını bir kenara bırakıp konuştuk" diyor ve ele aldıkları konu başlıklarını şöyle sıralıyor:
"Konuşmamız Türkiye vizyonu üzerineydi. İç politikadan uzak bir görüşme oldu. Türkiye'nin kalkınması, daha iyi bir yere gelmesi için neler yapılması gerektiği üzerinde görüşlerimizi birbirimize aktardık..."
Bunların neler olduğunu sorduğumuzda Baykal şu yanıtı veriyor:
"Dış politika, kentleşme, turizmin geliştirilmesi, yatırımın geliştirilip istihdamın arttırılması..."

Medeni bir görüşme
CHP lideri Baykal, devam ediyor: "Bunları yaparken, Sayın Başbakan ile görüş aykırılıklarımızı konuşmadık. Ülkenin kalkınmasının nasıl sağlanabileceği konusundaki düşüncelerimizi, görüşlerimizi birbirimize aktardık. Bir tartışmadan çok ortak görüşler üzerinde karşılıklı fikir alışverişinde bulunma niteliğindeydi. İyi niyetlerimizi, gördüğümüz doğruları ve yanlışları paylaşma, buna ilişkin dilek ve temennilerimiz ile önerilerimizi birbirimize aktarma şeklinde bir görüşmeydi."
Baykal, hükümet icraatlarıyla ilgili eleştiri konusu yaptıkları herhangi bir konuya girmediklerini vurgulama gereği duyuyor.
"Davetli olduğum bir yerde, cenazeye giderken bunları konuşmamız zaten doğru olmazdı" diyor.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve emekli büyükelçi CHP milletvekili Onur Öymen'in de yanlarında bulunduğu uçak görüşmesinde, 17 Aralık'ta AB zirvesinden müzakere tarihi alınıp alınmaması üzerinde de duruyorlar.
Bu aşamada, "AB ülkelerinden kimin hangi pozisyonda olduğu ve ne yapmak istediği üzerinde görüş alışverişinde bulunup, ortak kaygıları" dile getiriyorlar.
Baykal, "Irak üzerinde hiç durmadıklarını" sorumuz üzerine kayda geçiriyor.
"Çok medeni bir görüşme oldu..." diyor.
Kahire yolunda Ata uçağında bulunan Onur Öymen ile de dün sohbet ediyoruz.
Öymen de uçaktaki sohbetin "çok iyi" olduğunu belirtiyor.
Baykal ve Erdoğan'ın uçağın önünde baş başa görüştüklerini, daha sonra kendisinin de katıldığı bölümde AB konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını açıklıyor.
AB'nin 17 Aralık'ta Türkiye'ye müzakere tarihi vereceğine inancını dile getiriyor.
"Yalnız koşullarına da bakmalıyız" deyip ekliyor:
"Uçakta da söylediğimiz gibi, ucu açık ve müzakere sonucunda birliğe götürmeyen, bugüne kadar hiçbir ülkeye uygulanmayan koşulların dayatılmasını kabul edilmemeli..."
Sosyalist Enternasyonal toplantısına giderken, uçak zirvesinden çıkan sonuç CHP açısından "iyi ve doyurucu" olarak özetlenebilir.
Bu tür buluşmaların özel günler dışında da gerçekleşmesi dileğiyle, nice bayramlara...