kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Aysegul Aldinc @ SABAH
 

Artık üşüme vaktidir

Nasıl hissediyoruz kendimizi? Üşümeler geldi mi? Cenin pozisyonları alındı mı? Yaz sıcağında yapış yapış yapışmak istemeyip git öte dediğimiz sevgililerin kanadına kanadına, kuytuya girildi mi? Polarlar çıktı mı? Seksapel yerlerde mi? Çorapla falan yatılabilir mi artık? Yurdun her neresinde yaşıyor ve yaşatılıyorsak yaşatılalım, yeldirmelerimizin iki ucunu kavuşturmalara başlamış bulunuyoruz. Pekmez kıvamında, insanın içini bayan ööylecene duran havalarla fenafillah mertebesine ulaşmış gönüllerimizi mevlam serinletecek miydi filan derken; hoppala 'Sel Suyu' Yeliz'in şarkısındaki bir mısra olmaktan çıkmış katıp önüne gidiyor insanları... Üçüncü dünya ülkelerinde (for egzampıl Hindistan) vakayı adiyeden sayılan ölüm sebepleri aaa bi bakmışız bizim vatandaşların kaderi olmuş. Mevsim normalleri diye bişeyler vardı hani hatırlayanınız var mı? O zamanlar böyle zırt pırt deprem de olmazdı. Dünyanın çivisi henüz oynamamıştı yerinden. Tehlike sinyalleri çalmıyordu öyle derindeen derinden. Sonra bana ve çocuksuz ünlülere sorulan ilk üç sorudan biri olan 'Niye çocuk yapmıyorsunuz?' baraj sorusuna Beyaz Kelebekler'in ''Seen gidinceee' sinin 'Şu dünyaaanın haaline baaak...' mısrasıylan (mısraınla mıydı yoksam?) karşılık verdiğimde ya da birileri verdiğinde; 'ayy ne demode cevap' oluyor. Behey cahil cühela!.. O cevap modayken kıçımızı kaldırsaydık bu dünya belki de intikam planlarına başlamayacaktı. Valla ne derseniz deyin. İster çocukluğunuzun solmuş resimlerindeki gülen enerjinizden yardım isteyin. İster ölmüş babanız( mız)ın, annenizin hatırasına sığınıp farklı bir düzleme geçin. Ama dua edin. Ateist bile olsanız inanacak bişey bulun. Zaman, o zamana doğru koşarayak ilerlemekte. Bu hafta da size sululuklar yapıp eğlence ihtiyacınızın bir bölümünü karşılamak isterdim. Amma pek içimden gelmiyor. Sanki felaketin üzerine yazılmış bir yazı tavında bu haftaki kompozisyon; onun da farkındayım ayrıca. Bunca, hem de sık be sık bizim üzerimizde gezinen felaketlerin ardından yazdıklarımın da dışında ekstradan sayılmasını talep ederim. Yakın geleceğe ilişkin bişey bildiğimden hissettiğimden falan değil yanlış olmasın. Zaten sizin Nostradamus'unuz olduğumu kim iddia etti ki?! Belki de sadece kış hezeyanı, gri hava sendromu ve buna benzerdir.

KAFANIZA GÖRE TAKILIN
Artık ciddi pozisyon almanın zamanı geldi ey insanoğlu. Bak ben bile 'meşaz kaygılı' bi yazı yazmış bulunmaktayım. Ki ederim nefreeeet... Naapıcaz ne edicez peki diyorsanız girin internete dünyanın hava ve yol durumlarına bakın. Rahmetli dedelerimizin yaptığı gibi 'ajans'ın hava durumunu dinlemekle iş bitmiyor. Yarınki havayı öğrenip,bugünü kurtararak nereye kadar yaşanabilir di mi? Daha öbürsü, daha da öbürsü günler? 'Herkesler kendi kapısının önünü süpürse bütün şehir temiz kalır' diyor bir atamın sözü. Ben kendimden bi misal vereyim, bazınız iğrenin mesela; bu umumi helaların, akıtılıp duran musluklarını bile tuvalet kağıdı ya da yanımda taşıdığım kağıt mendille tutarak kapatmaya çalışıyorum. Manyak mıyım acaba? Bana ne elalemin hela musluğundan? Tema Vakfı'nın fevkalade bir şekilde başından beri farkında olup da uyara uyara dillerinde tüy bittiği 'Türkiye çöl olacak' çığlıklarını hiç duymamış olamazsınız. Hayır, duyup da tıngırdamayan görse gününü tamam da ucu duyarlılara dokunuyor. Bu dünyada gittiği yere kadar yaşamayı hakedenlere... Ya da kafanıza göre takılın. Zaten de öyle yapıyorsunuz. Canlarım benim. O zaman da patala kütele yavrulamayın. Zira üzülen bittabi ki siz olacaksınız. Bugün böyle... Duyarlı arkadaşlar kalsın sağlıcakla...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir uçağa yakışma kuralları   / 06-11-2004
 Bildiklerimiz gördüklerimiz duyduklarımız   / 30-10-2004
 Davulcuları seviyorum   / 23-10-2004
 Karışık kuruşuk işler   / 16-10-2004
 Artık üşüme vaktidir   / 09-10-2004
 Sevgili okuyucu   / 02-10-2004
 Hayat bir kiraz tabağıdır   / 25-09-2004
 Ya ümitsizsiniz ya sizsiniz   / 18-09-2004
 Lüzumsuz ise söndür!   / 11-09-2004
 Hem nalına hem mıhına   / 04-09-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Temizlik zamanı
Başlığım 'Kryon' ciltlerinden birinin...
FİLİZ AKIN
Kontroller var ama şimdilik yendik
Ben kanser mi oldum?...
Oda müziği tadında bir polisiye
Oda müziği tadında bir polisiye
Hollanda'da yaşanmış bir kaçırma olayından yola çıkmış bir öykü.
Uzaktan gelen çok sıcak bir hikaye
Uzaktan gelen çok sıcak bir hikaye
Kendi hayatlarını yaşamış ve çocuklarıyla sağlam bir ilişki kuramamış...
Hamburgeri sağlıklı hale getirmenin yolunu bulun
Günün her saati tüketilen fast food ürünler, bazı ufak...
Diyabet artık kader değil
Doç. Dr. Cihan Top, "Şeker hastalığı görülme sıklığı katlanarak...
Yeni nesil yaşlılar artık gençler gibi yaşıyor
Kafelerde buluşuyor, dünya turuna çıkıyor, spor yapıyor, üniversiteye gidiyor...
İç mimari ve orkestra benzerliği
Yeni bir mekan yaratmak hayli heyacanlı ama bir o kadar da kapsamlı çalışma...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.