kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Lozan-bozanlık ve Lozan-borazanlık

Kelimenin hakiki anlamıyla devlet niteliklerine sahip her siyasi yapı, taraf olarak imza attığı bir anlaşmayı, ancak daha iyisi için rafa kaldırmak ister. Yok, devlet değil de, çelişken veya karşıt kuvvetler tarafından paylaşılmış bir başsızlık yurdu iseniz evdeki bulgurdan olmak için yalınayak Dimyat'a pirince gidersiniz. Şu sıcak Lozan tartışmasının tarifi bundan ibarettir.
Peki evdeki bulguru yok ettirmek isteyenler ve bunların öttürdüğü boru ile hoplayıp zıplayanlar kötü de, kilerin bekçileri çok mu iyi? Türkiye köktenci siyah-beyaz hastalığı yüzünden hakikati- değil bulmanın- aramanın eşiğine bile gelemiyor. Dilimde tüy bitse de bu narayı atıp duracağım: Kökten siyah-beyazcılık kanserini yenemedikçe ne ulus olabilir, ne de devlet. Lozan'ı bozmak için baş kaldıranlarla Lozan'ı korumak için borazanlık yapanların konumu genellikle budur. Lozan-bozanlık yapanların üstünde fazla durmaya gerek yok. Onların çok azı saf ve gafil, gerisi dahili ve harici dalalet ve ihanet kadrosudur. Gayet tabii ki aldıkları maddi ve manevi ödüllerin bedeli olarak devşirildikleri yabancı servislerin emirlerine göre hareket ederler. Bunları kınamaya bile tenezzül edilmez.
Lozan-borazanlık ise, sorgulanması sıkı bir özgüven gerektiren meseledir. Neden? Çünkü sözün ucu Atatürk'e dokunmuş olur. Lozan'ı eleştirmek Atatürk'ü eleştirmek sayılır. İstediğiniz kadar İsmet İnönü'yü kınayın, nihai tahlilde onay Atatürk'ten geçtiği için ne kadar iyi niyetle de eleştirseniz hain oluverirsiniz.
Oysa Türkiye'nin, fikrimce sıradan bulgur olan Lozan'ı bile korumakta zorlanmasının ana sebebi bu ilkel Atatürkçülüktür ki, Gazi'yi doğru anlamayı ve dolayısıyla izlemeyi, hele hele aşabilmeyi fiilen yasaklar. Böyle olduğu için de birileri çıkar sizin kutsadığınız, benimse sıradan bulgur olarak gördüğüm Lozan'ı fare zehiri ilan etmeye kalkar.
Hakikati bulmayı değil aramayı bile imkânsızlaştıran tohum bu kutsayıcılıktır! Sonuçta Tanrı gibi bir Atatürk'e hakiki mümin bulamadığınız için sahteleri ortalığı doldurmaktadır. Böylece ülkenin gerçekleri ve dinamikleri laf ebeliği malzemesi olmaktan başka işe yaramamaktadırlar. Bu kafa yüzünden kökten Atatürk inkarcılığı da zemin bulmakta, senin yücelttiğin Lozan antlaşmasına hezimet diyen kutup doğmaktadır. Ne olur, iddiasından vazgeçmediğin büyük millet cevherini bir an yansıtsan da, bulgura bulgur desen, cennet taamı diye satmaya kalkışmasan..
Lozan-borazanlık yapanlara sözüm bu kadar değil. Asıl mühim olan hesap ortadadır: Eğer Türkiye'nin 'bağımsızlık senedi' Lozan ise, siz ne hakla bu antlaşmayı tanımayan ABD'ye bir numaralı müttefik olarak yapışırsınız? Bugünkü ayrılıkçı koronun 'Lozan aşılmalıdır' sözü nihayet bir laftır, hükümetin AB korkusuyla ret, oy kaygısıyla da kabul edemediği bir tavsiye raporudur; her durumda 'yok' hükmüne gelebilir. Oysa bağımsızlık senedini tanımayan bir devletle koyun koyuna girmek ve neredeyse ülkeyi oranın eyaletine dönüştürmek laf değil, korkunç bir icraattır.
Ya bayramlarda, seyranlarda 'büyük millet edebiyatı'nı yasaklayacağız veya bu her saniye iddiacıları tarafından inkar edilen büyüklükten eserler sergileyeceğiz. Bir kere sen eğer büyük bir millet olduğuna gerçekten inanıyorsan, dün kendi şartlarını dayattığın devletlerden 'bağımsızlık hakkı'nı koparmayı zafer sayamazsın; böyle bir pazarlığa mahkum hale geldiğin için hatta utanırsın.
Salt bu sebeple dahi Lozan asla zafer değildir. Hezimet de olmadığı gibi.. Çünkü kazanılan ama bitkin olarak çıkılan bir savaştan sonra onca zorluğa rağmen Lozan'da bir şeyleri kurtarmışsındır. Ama Lozan'ı zafer saymanı öncelikle senin 'büyük millet' olduğun yolundaki geleneksel iddian teoride engeller. Eğer bu iddiayı sırf palavra olsun diye tekrarlıyor değilsen..
İkincisi, somut planda da Lozan'a giderken en önemli 'olmazsa olmaz'larından birini teşkil eden Kerkük-Musul'da sıfır çekmişsin.. Gerçi bu halimize bakınca sıfır çekmemenin de sonunu iyi göremeyiz ya. Mesela o takdirde daha çok Kürt ve daha çok Arap unsurlu bir ülke olarak 'ulus devlet' çabamız şimdikinden çok daha perişan bir manzara mı arz ederdi, bilinmez.. Belki çok daha öncesinden Protestan-Siyonist ittifakı ile doğrudan savaşmak durumunda kalırdık.
Faraziyeler uzar gider ama hiçbir şey Lozan'da birtakım 'olmazsa olmaz'larımızı kabul ettiremediğimiz gerçeğini örtemez. Tıpkı ikinci Körfez savaşı öncesindeki kırmızı çizgilerimizi kendi tükürüğümüzle sildiğimiz gibi.. Sadece siyah ve beyazı görebilen bir ülke için bundan iyisi can sağlığı..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Atatürk karakteri ve İncirlik karakteri   / 02-11-2004
 Dalkavukluk ve yolsuzluk   / 01-11-2004
 Yine 'Türkiyelilik' sihirbazlığına dair   / 29-10-2004
 Bugün Türkiyelilik, yarın Kürdiyelilik   / 28-10-2004
 Cici mafya-öcü mafya   / 26-10-2004
 Militanlık ve yargı   / 25-10-2004
 Balıkçı Salih Amca   / 22-10-2004
 Kızıl Danny ve pembe Türk   / 21-10-2004
 Ramazan balayı mı, çöl ayı mı?   / 19-10-2004
 Güvenlikçinin güvene ihaneti   / 18-10-2004
ERDAL ŞAFAK
Dünyaya bedel adam
Fahrenheit 9/11 filmiyle aylar...
ALİ KIRCA
Demokratlar'ın zaferi ya da umudun silkinişi!
Başkanlık...
ÖMER LÜTFİ METE
Lozan-bozanlık ve Lozan-borazanlık
Kelimenin hakiki...
UMUR TALU
Şaibeli demokrasi
Dünyanın en gelişmiş demokrasisi"...
'Ohio'yu beklemedi!
121 milyon Amerikalı'nın oy kullandığı 'Dünyanın Seçimi' George...
'Umut dolu yeni bir döneme başlıyoruz'
ABD Başkanı George W. Bush, başkanlık seçimini kazanmasının...
90 artı 4 oldu
90 artı 4 oldu
Fenerbahçe, iyi oynadığı, iyi mücadele ettiği maçın 76'ncı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.