Atatürk karakteri ve İncirlik karakteri

Habercilikte iddialı bir televizyonla aynı adı taşıyan radyodan 'derinden titretici' bir vaka dinliyorum.. ABD sisteminde en üst kuklanın kim olacağına ilişkin merakın milli bir siyasi totoya dönüştüğü şu sıralarda günün anlam ve önemi açısından söz konusu haberi özetleyip hafızaya nakşetmekte büyük yarar var:
- İncirlik'teki esnafın dayanışma örgütü olan dernek Bush'un kazanmasını diliyor. Esnaf, mevcut başkanın kazanması durumunda ABD'nin Ortadoğu'daki en önemli üssü önemini koruyacak, hatta artıracaktır. Lakin Demokrat başkan kazanırsa bu üssün önemi zayıflayacaktır. Halbuki beldemizin ekonomisi bu üs sayesinde ayakta durmakta, Tanrı ABD rızkımızı bu üsten vermektedir.. Onun için Bush'u destekliyoruz..
Mükemmel ama yeterli değil! Beldesinin geleceğini ve ülkesinin çıkarlarını düşünen bir esnaf örgütü sadece kuru dilekle yetinmemeli, bu mübarek Ramazan günlerinin bereketinden yararlanmak üzere Bush'un kazanması için Mevlit okutulmalı, hatta 'Haçlı Seferleri'nin bu yeni Lermit'i için' oy duası tertiplenmelidir.
Tabii ki bu saygın esnaf örgütünü küçümsüyor değiliz ama daha fazlasını yapmaları için teşvikte bulunuyoruz. Yoksa bu haliyle dahi söz konusu esnaf derneği çok ilerici bir sivil toplum örgütüdür. En azından dedelerimizden çok daha ileri bir düzeye geldiğimiz bu örgüt sayesinde bir kere daha kanıtlanmaktadır. Çünkü, tarih kitaplarından bildiğimiz üzere; Kurtuluş Savaşı öncesinde Anadolu esnafı maalesef gerici bir kararla düşmana direnmek için 'Kuvva-ı Milliye' hareketini omuzlamıştı.. Böylece daha o günlerde Türkiye'nin her tarafını birer 'incirlik' incisi haline getirme imkanı kaybedilmişti.. Ne hazindir ki, daha sonraları Kurtuluş Savaşı'na destek veren anıt yazar Halide Edip Adıvar ve arkadaşlarının başlangıçta ABD mandası için çırpınışları sonuç vermemişti.. Anadolu'muz 'Kurtuluş Savaşı' ile aslında kendini kandırmış, ABD eyaleti olarak kökten kurtulma fırsatını tepmişti.. Şimdilik İncirlik esnafı adına dayanışma faaliyetleri yürüten örgüt ise haklı bir şekilde dedelerinin kemiklerini sızlatma bahasına Tanrı ABD'nin bölgeyi gözden çıkarmaması için gayretlerini sürdürmektedir..
Sorun bir esnaf örgütü değil. Elbette bu mandacı karakter sadece bir beldedeki kepenklerin sayısıyla sınırlı değil. Mesele şu: Oldum olası 'Atatürk ilke ve inkılapları' üstüne nutuklardan ibaret bir eğitim sistemi, nasıl oldu da ortaya Gazi'nin karakteriyle tamamen zıt bir nesil çıkardı? Bütün siyasi söylemini bağımsızlık ve özgürlük ülküsünde özetleyebileceğimiz bir önderin izinden gidenler, bu kadar kolay ve pişkin biçimde 'manda duygusu'nu ilan edebilen yığınları nasıl yetiştirebildiler? Bu sorulara karşılık kökten Atatürkçünün cevabı hazırdır:
-Ülkeyi genellikle sağ iktidarlar yönetti.. Bunların dönemlerinde de Atatürk karşıtı akımlar el altından sürekli desteklendi.. Onun için bırakmadılar ki yeni nesiller Atatürk'ün bağımsızlık ülküsüne sadık insanlar olarak yetiştirilebilsin!
Şüphesiz bu, gerçek gibi görünen derin bir palavradır. Bir kere sağ iktidarlar hiçbir zaman iktidar olabilmiş değillerdir. CHP zihniyeti bürokrat kadrolara DP, AP ve ANAP iktidarlarında da hakim olagelmiştir.. Bir tek şimdiki iktidar, devleti A'dan Z'ye kendisinin zannettiği kadrolarla doldurmaya kararlı davranmaktadır. Ancak bunun ciddi bir ideolojik kadrolaşma değeri yoktur. Neredeyse 'odacı' düzeyinde dahi değişiklikler yapmaya şartlanmış görünen yetkililer genellikle partizanlığın ve çıkar beklentilerinin gerektirdiği tayin ve tasfiye furyasını yürütmektedirler..
Tabii ki altmış yıllık derin CHP iktidarının inkar edilmez ağırlığı, eğitim kepazeliği açısından sağ hükümetleri aklamaz. İşaret etmek istediğim; herkesin bahane batağında bocalamakta oluşudur. Esasen bu bahane kolaycılığı, özgürlüğüne ve bağımsızlığına düşkün bir toplumun bireylerini kuyruk kılı olmaya razı hale getiren şartların atölyesi değil midir? Suçları birine yık, iyilikleri birinden bekle; yan gel yat! Deccal'ı bütün kötülüklerin sorumlusu sayarak sefil benliğini akla, Mehdi'nin de gelmek üzere olduğunu hayal ederek umutsuzluğunu yen; oldu da bitti maşallah!
Bir batırıcı var, bir de kurtarıcı.. Birey yok.. Dolayısıyla haysiyet de yok.. Bu ülkede yaşayan herkes yeni nesillere Atatürk karakteri yerine 'İncirlik' karakterinin hakim olmasında pay sahibidir. İsteyen gurur duysun, isteyen utansın..