|
|
|
|
Türkiye'de belgesel filme malzeme çok
Kendine özgü tarzı ve bakış açısıyla çektiği belgesellerle adından söz ettiren Nedim Hazar, yeni projeleri için kolları sıvadı. Türkiye'nin belgesel filmcilikte birçok Avrupa ülkesinin çok gerilerinde kaldığını söyleyen Hazar, "Burası malzeme açısından verimli ama iş paraya gelince daha yolumuz var" diyor.
Türkiye'de belgesel filmcilik deyince kendine özgü tarzı ve farklı bakış açısıyla adından söz ettiren bir isim oldu Nedim Hazar. Onu ilk olarak 'Boğaziçi'ne Sığındık' adlı uzun metrajlı belgesel filmle, 2002 yılında tanıdık. Sonra belgesellerin ardı arkası kesilmedi. Kushtepe Blues, Mercan Dede ile Bir Yolculuk, Burhan Öcal&Trakya All Stars Bir Sılaya Dönüş Öyküsü.... Ve şimdi de Romanlar'ı, Özcan Deniz'i ve Gökçeada'yı konu alan üç belgesel filmin hazırlığında. Ancak Hazar, Türkiye'nin malzeme bulmak açısından son derece heyecan verici olmasına karşın, belgesel film açısından birçok ülkeye oranla geride kaldığımızı söylüyor. Hazar, bunun nedeni olarak da sadece devlet desteğinin yetersiz kaldığına dikkat çekiyor:
TÜRKİYE'NİN YOLU UZUN "Madem ki AB sürecindeyiz, devlet desteği Avrupa koşullarına benzemeli. Avrupa'da bir film projesi geldiğinde seçici kurul; bağımsız bir kurul oluyor. o camianın içinden gelen insanlardan oluşuyor. Türkiye'de ise Kültür Bakanlığı direkt kendi karar veriyor. olayın bağımsızlaştırılması, filmin gelişmesi açısından çok önemli. Burada güzel bir çalışma ortamı var ama maddi yönüne bakarsak daha çok yolumuz var. Bizim gittiğimiz okulda şöyle denirdi: Belgesel ile konulu film arasında hiçbir fark yoktur, belgesel filmde aynı şekilde insanı heyecanlandırmalıdır. Tek fark figürlerin ve sahnelerin gerçek olmasıdır." Birlikte Troya Medya Film Yapım ve İletişim şirketini kurduğu Alman asıllı yapımcı Ethel Kupas ile 'Boğaziçi'ne Sığındık' belgeselinde birlikte çalışmaya başlayan Hazar, bu belgeseliyle başta Almanya olmak üzere Avusturya ve İsviçre'de de yoğun ilgi gördü. İki sene önce de ülkemizde yayınlanan belgeselde, azınlıklar konu ediliyor.
KUSHTEPE BLUES "Şahsen ben 20 küsur sene Almanya'da yaşadığım için azınlık olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Belgeselde, Almanya'da 1930'larda Naziler iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan insanları anlattım. Yaklaşık bin kişi falan göç etmiş, çoğu profesör ve aileleri... Atatürk'ün eğitimde yaptığı reformlara doğrudan katkıları oldu onların. Bu ailelere neler oldu, bunları işledim bu belgeselde" diye konuşan Hazar'ın diğer belgeselleri de sırasıyla şöyle: Burhan Öcal&Trakya All Stars Bir Sılaya Dönüş Öyküsü, Mercan Dede ile Bir Yolculuk. Hazar, çıkışı 'Kushtepe Blues' ile yaptıklarını söylüyor: "Çok duygusal bir film. Konusu Türkiye'deki müzik eğitimiydi. Bir yanda konservatuvarlarla yapılan çağdaş eğitim, bir yanda da ustadan çırağa geçen Romanlar'da yaygın olan eğitim biçimi. Bu ikisini karşılaştırırken Kuştepe'yi ve halkını tanıttık." Savaş Zurnacı'ya ait müziklerle de adından söz ettiren yapım caz ile roman müziğinin bir sentezini oluşturuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|