Babacan: Enerjiye zam olabilir
Devlet Bakanı Ali Babacan enerji fiyatlarına zam yapılmasının mümkün olduğunu, bunun uluslararası gelişmelere bağlı olduğunu söyledi..
Devlet Bakanı Ali Babacan, yeni 3 yıllık Program'da 'IMF'ye olan borçların kaydırılması ile toplam finansman' konularının henüz netleşmediğini vurgularken, ''bu ikisi son anda, niyet mektubu imzalanıp IMF yönetimi toplandıktan sonra son noktayı koyacağımız konular'' dedi.
NTV ve CNBC-e'nin ortak yayınında ekonomideki gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan Babacan, 2006 yılında IMF'ye ödenmesi gereken 3.6 milyar dolar borç bulunduğunu, Türkiye'nin bunu 2007 yılına kaydırma hakkı olduğunu söyledi. Babacan, devamla şöyle konuştu:
''Bu hakkımızı ne zaman kullanırız? 2006'da mı 2005'de mi, henüz netleşmedi. Toplam finanasman da. Bu ikisi, son anda niyet mektubu imzalanıp IMF yönetimi toplandıktan sonra son noktasını koyacağımız konular. Çünkü bir yandan gerçekleşmeleri okuyoruz, yeni yeni veriler geliyor. Türkiye 2004'de herkesi şaşırttı. 2004 yılı performansı beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Böyle olunca, yeni bir baz oluşuyor. Biz bu yeni bazın üzerine programı oluşturuyoruz.''
IMF'ye 2006'da yapılması gereken 3.6 milyar dolar ödemeyi 2007'ye kaydırmanın da, nihayetinde bir finansman olduğuna işaret eden Babacan, ''bunun 2006'dan 2007'ye kaydırılmasının yapılıp yapılmayacağının kararını, o dönemde son anda vereceğiz. Ama muhtemeldir'' şeklinde konuştu.
AKARYAKIT, DOĞALGAZ VE ENERJİ FİYATLARI
Babacan, akaryakıt, doğalgaz ve enerji fiyatlarına zam yapılıp yapılmayacağı yönündeki soru üzerine, petrol fiyatlarının yılbaşından bu yana dolar bazında yüzde 70 oranında arttığını, ancak Türkiye'nin akaryakıta yaptığı zammın yüzde 30 civarında olduğu söyledi. Doğalgaz fiyatlarına da değinen Babacan, doğalgazın bir ülkeyle yapılan anlaşmaya göre petrol fiyatlarında 'son 6 ayda gerçekleşen artışa' göre, diğer bir ülkeyle yapılan anlaşmada ise 'son 9 ayın petrol fiyatlarındaki artış ortalamasına' göre alındığını ve anlaşmaların böyle yapıldığını hatırlattı. Babacan, ''şimdi yüksek petrol fiyatının olduğu döneme o 6 ay artık giriyor, 9 ay da giriyor.
Türkiye'nin doğalgaz maliyetleri, petrol fiyatlarına paralel son 6 aylık, 9 aylık ortalamalar doğrultusunda artacak. Bu dünyanın bir gerçeği'' dedi.
''BOTAŞ'A TEKRAR GÖREV ZARARI MI YÜKLEYELİM?''
''Bu (zam) bize ne zaman yansıyacak'' şeklindeki soruya karşılık Babacan, şöyle konuştu:''Bütçeyi ya da faiz dışı fazlayı tutturmak için zam yapılmıyor. Doğalgaz olsun, elektrik olsun, akaryakıt olsun, bunların fiyatları dünya eneji fiyatlarına bağlı. Bizim elimizde bir şey yok. Biz dayanabildiğimiz kadar sübvanse de ediyoruz. Ama o sübvansenin de bir sınırı var. Biz şimdi BOTAŞ'a tekrar görev zararı mı yükleyelim? Yani BOTAŞ katrilyonlarca lira zarar mı etsin? Tekrar bunun finanse etmeye mi çalışalım bir yerlerden. Ya da TEDAŞ, bunlar zarar eden KİT mi olsun? Biz, BOTAŞ çok kar etsin peşinde değiliz. Kendi yağlarıyla kavrulsunlar. Ama zarar da etmesinler. Geçmişte birikmiş görev zararları nedeniyle borç stoku artmış. Şimdi tekrar KİT'lere görev zararı yüklemek istemiyoruz.''
Enerji fiyatlarındaki gelişmelerin, tamamen dünya piyasalarındaki gelişmeler paralel olacağına işaret eden Babacan, ''biz de azami ölçüde, dayanabildiğimiz ölçüde, bıçak kemiğe dayanır ya, o zamana kadar zam yapmayacağız'' dedi.
Babacan ayrıca, Türkiye ekonomisinde yaşanan yapısal değişiklikler dolayısıyla, petrol fiyatlarındaki artışa rağmen, hedefin altında bir enflasyon rakamının tutturulduğunu söyledi.
''Kısa vadede elektrik, doğalgaz ve akaryakıta zam var mı'' şeklindeki soru üzerine de Babacan, şu görüşleri dile getirdi:
''Bu bize bağlı değil. Dünya piyasasına bağlı olabilir. Maliyetler dünyanın gerçeği. Dış etkiler nedeniyle mecburen atılacak adımlardır. Ama şu tarihte ve şu kadar değişik olur diye değil. Bu karar bir iki gün içinde alınır ve hemen uygulanır ki (stok yapayım denmesin) bu hoş değil. Biz sürekli izleriz vaktin yaklaştığını hissettiğimiz zaman, Bakan arkadaşlarımızla mutabakata varırız ve hemen uygulamaya sokarız. Dolayısıyla zam konusunda şimdiden, iki ay sonrası için takvim vermek mümkün değil. Ama petrol fiyatlarının yakın zamanda düşmesi ihtimal dışı.''
Babacan, 2006-2007 yıllarında faiz dışı fazlanın yine çok yüksek, yüzde 6.5'ler civarlarında olacağını hatırlatırken, ''büyüme, tahminimizin iki katı olacak'' dedi.
'BU SENENİN FİNASMANINA YÖNELİK, YENİDEN BİR EUROBOND İHRACI YOK'
Devlet Bakanı Ali Babacan, bu senenin finasmanına yönelik, yeniden bir eurobond ihracı düşünülmediğini bildirdi. NTV ve CNBC-e ortak yayınında ekonomiye ilişkin soruları yanıtlayan Babacan, bu yılki faiz harcamalarından sağlanan tasarrufun nasıl değerlendirileceği konusuna açıklık getirirken, bütçe dengelerinin tanımı itibariyle, bu paranın başka bir yerde harcanmasının mümkün olmadığını vurguladı. Babacan, ''şu anlaşılmasın (bir yerden fazla bir gelir var, bu yeni harcama kalemlerine yönlendirilecek). Böyle bir şey yok. Yüzde 6.5'i tutturabileceğimiz bir noktaya gidiyoruz... Hedeflenenden daha yüksek bir performans beklentisi şu anda yok'' diye konuştu.
BAŞ MÜZAKERECİ
AB ile yürütülecek müzakerelere yönelik çıkan haberlerde, 'baş müzakereci' olarak kendisinin adının geçtiğinin hatırlatılması üzerine Babacan, önemli olanın 17 Aralık'ta beklenen sonucu almak olduğunu belirterek, ''daha sonra bunlar çok kolay, konuşulacak halledilecek konular'' dedi.
''Baş müzakereci olarak sizin adınız geçiyor'' hatırlatması üzerine Babacan, ''Bu tamamen hiç aslı olmayan, tamamen başkalarının uydurduğu bir şey'' cevabını verdi.
HAZİNE BORÇLANMADA UZUN VADEYİ DENEYECEK Mİ?
Hazine'nin geçtiğimiz günlerde 3 yıl vadeli borçlandığı hatırlatılıp, ''önümüzdeki günlerde de uzun vadeli bir borçlanmaya gidilip gidilmeyeceği'' yönündeki soruya karşılık Bakan Babacan, iç borçlanmada faizlerin hala yüksek olduğunu söyledi.Babacan, ''ama nereden nereye geldiğimize bakarsak da, gelişme sevindirici'' dedi. Babacan, özellikle iç borçlanmada ''biz bugünkü yüksek faizlerden uzun vadeli borçlanalım mı, yoksa daha kısa vadeli borçlanıp, borcun günü geldiğinde o günkü düşük faizlerle mi yeniden borçlanalım'' gibi iki farklı durum olduğunu belirtirken, ''bu ikisi arasında bir denge var. Birinde borç çevrilmesi ile ilgili riskler var, öbüründe de belli maliyetler var'' şeklinde konuştu. Hem içerden hem dışardan TL enstrumanlara talep geldiğini söyleyen Babacan, hatta yatırımcıların TL bazlı bir eurobonddan bile bahseder olduğunu kaydetti.
Hazine'nin Merkez Bankası'na olan borçlarına ilişkin soru üzerine Babacan, Kasım 2002'den bu yana, Hazine'nin ne borcu varsa günün gününe ödendiğini kaydetti. Merkez Bankası'nın, hep borç alan bir Merkez Bankası olduğunu hatırlatan Bakan Babacan, ''Bundan sonraki dönemde, artık yavaş yavaş sadece borç alan değil de borç veren bir Merkez Bankası olacak'' dedi.
BU YIL YENİ EUROBOND İHRACI YOK
''Bu yıl yeni bir eurobond ihracı olup olmayacağı'' yönündeki soruyu da Babacan, bu seneki hedefin aşağı yukarı tutturulduğunu kaydederek, şöyle yanıtladı:
''Piyasa şartlarına bağlı tabii, olabilir. Ama bundan sonraki yurtdışı, özellikle tahvil ihracı şeklindeki borçlanmalar, artık bu yıl için değil de gelecek yılın bir ön finansmanı olarak düşünülebilir. Bu senenin finansmanına yönelik yeniden bir eurobond ihtiyacı yok.'' İlan edilen program, hedef neyse ona uymak istediklerini kaydeden Babacan, ''kimseyi şaşırtmak istemiyoruz...Borçlanmalar ilan edilen politikalar çerçevesinde gerçekleşecek'' dedi.
AB'DEN MÜZAKERE TARİHİ ALINMASI
Babacan bu arada, AB'nin, yeni üye olan 10 ülke ile birlikte, aynıdemografik sorunlardan daha fazlasını içine almış olduğunu, Türkiye'nin durumunun ise farklı olduğunu vurguladı. ''Fransa Cumhurbaşkanı da bunu söyledi, (Türkiye olumlu katkıda bulunacak) dedi'' hatırlatması üzerine Babacan, şöyle konuştu:
''Yeni yeni anlıyorlar, biz anlattıkça anlıyorlar. İki yıl önceki Schröder, bugünkü Schröder'den 180 derece farklı... Anlattıkça izah ettikçe, samimi yaklaştıkça iş değişiyor. Türkiye'deki özellikle 90'lı yıllarda, yani hükümetler değişiyor, bakanlar değişiyor...Eğer bir bakan, başbakan Türkiye için değil de, başka şeyler yapıyorsa bunu bütün dünya biliyor, herkes farkında. Açıkça söylüyorlar, (Türkiye'de ilk defa oturup karşılıklı müzakere edeceğimiz, konuları tartışacağımız bir muhatap buluyoruz) diyorlar.'' ''İnşallah bunun farkında olarak 17 Aralık'ta tarih verirler'' sözü üzerine Babacan, ''inşallah, biz çok ümitliyiz bu konuda. Eğer farlı bir şey olursa, bu tamamen anlayamamaktan, Türkiye'nin gerçeğini görememekten. Onun için bizim yapacağımz şey, iyi iletişimle Türkiye gerçeğini bol bol her ortamda anlatmak'' şeklinde konuştu.
|