Sağ gözüm sağlığa sol gözüm varlığa!

Arada zarfların içinden çıkıverir böyle kitaplar. Gidip para verip, satın alacak değilim ya 'Gizli Bilimler Ansiklopedisi' adlı eseri! O paraya, ne bileyim nemlendirici alır, yüzüme sürerim. Bizim meslekte yüzümüz önemli efenim, seyirci karşısındayız, sermayemiz. (Öyle derler değil mi?) Ya da çıkıp Nişantaşı'nda bir kafede çikolatalı pastayla kahve keyfi yapabilirim. Eve çiçek alırım, ne bileyim... Haftada üç gün, SABAH gazetesine gelen zarfları, mektupları aldırırım. Bu hafta gelen basın bültenlerinin, katalogların, davetiyelerin arasından, bu kitap da çıktı. Kapakta şöyle bir ifade var: "Kahinler, Falcılar, Prapsikologlar, İnisiyeler, Medyumlar, Mistikler..." liste uzayıp gidiyor. Yani ahir ömrünü abuk subuk, fuzuli işlere adayan ne kadar adam, saçmasapan ne kadar kavram, batıl inanış, şudur budur varsa, hepsini bu şahane eserde bulabilirsiniz. Kitabın bir suçu yok, hatta ilginç bir eser. Dünya üzerinde 'gerçeğin ötesinde', veya öyle olduğunu iddia eden ne kadar disiplin, kültür varsa onları tanıtan, faydalı, daha ziyade eğlenceli bir çalışma. Alman İsviçreli iki yazar, Annette von Heinz ve Freider kur tarafından araştırılıp kaleme alınmış. Ansiklopediler, bilirsiniz referans kitaplarıdır. Mesela 'Muson Yağmurları'yla ilgili bilgi almak istersin, açar bakarsın. Ne bileyim Asakir-i Mansure- i Muhammediye nedir acaba diye merak edersin, bulur okursun değil mi? Bu eserde ise tarih boyunca, günümüze kadar, faldı, büyüydü, rüya tabiriydi, ne kadar zırva varsa bulabiliyorsunuz. Araya meditasyon gibi, dinler tarihi, kuantum fiziği gibi daha dişe dokunur hususları da yerleştirmişler ama temelde bu. Örneğin büyülü aynalarla ilgili bölüm, gerçekten parmak ısırtıcı. Fizyognomi adı verilen ve yüz şeklinden, burnun yapısından, yüzdeki benlerin dizilişinden insanın kaderinin, geçmişinin belirlendiği öğreti ise beni bitirdi! Kırk değişik göz, otuz kaş, ve yirmi dört burun tipi ele alınarak, karakter tahlili yapmış Çinliler! Benim burnumun hiçbir kategoride bulunmadığını tahmin ettiğimden, bu fizyognomi işinde fazla vakit kaybetmedim! Frenoloji ise sandığım gibi 'nerede duracağını bilebilmek'le ilgili değilmiş! Kafatasından kişilik özelliği tahmini demekmiş. El falı, tarot, kahve ve çay yapraklarından fal bakma, kurşun dökme, kristalden, içinde yağ bulunan kaseden fal bakma, numeroloji, reenkarnasyon, kitapta ne ararsanız var. Hatta vücudunuzun seğiren, kaşınan yerlerine göre gelecekten haber veren bir öğreti bile var! Sözgelimi ensenin sol tarafı kaşınıyorsa, uğursuzluk demekmiş. Sağ ayağın ikinci parmağı seğiriyorsa yolculuk var, genç bir kadının alnı kaşınıyorsa yakında evleneceği kesin, gibi... Yani sen al, 'sağ gözüm sağlığa, sol gözüm varlığa'yı, kitabıyla mitabıyla, bilim haline getir! Böylece, insanoğlunun yüzyıllardır pozitif bilimler kadar, birçok zırvalığa da vakit ve enerji harcadığı, hala da harcamakta olduğu ortaya çıkıyor. Eksik bulduğum tek nokta var. Geçen bölümlerden birinde senaryoyu yazarken icat ettiğim ve Avrupa Yakası'nda Volkan'ın yüklü miktarda para kazandığı 'kazandibi falı', kitapta henüz yer almıyor. Bir sonraki basımda diye ümit ediyorum. İyi Ramazanlar, Allah akıl fikir versin!