kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
  » Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
MEYDAN KADERİNE TERK EDİLMİŞ: Sultanahmet Meydanı Ramazan’da kaderine terk edilmiş gibi görünüyordu. Arabalar park yerlerinden taşmış, kaldırımlara, hatta çimlerin üzerine kadar çıkmıştı. Sağlı sollu kurulan dükkânlardan makûl fiyatlara yiyecek bir şeyler alan binlerce kişi çiçekleri çiğneyerek çıktıkları çimlerin üzerinde piknik yapmaktaydılar.
Basın kartıyla girebildim


İyi bir yer kapmak için Eminönü'ndeki çadıra, iftardan bir saat önce gittim. Fakat yine de sıranın en arkasına düştüm. Haberimizin kurtuluşu için içeri, basın kimliğimle girdim.

Belediyelerin iftar çadırı uygulamalarıyla ilgili ikinci durağım olan Eminönü'ndeydim. Üstelik bu sefer, sıranın önlerinde yer kapabilmek için iftardan bir saat önce çadıra gelmiştim. Ancak kuyruğun sonunu bulduğumda, burada sıraya girersem, iftar etme ihtimalimin yok olacağını fark ettim. Kendim için bir ayrıcalık istediysem, namerdim Ancak iftar vaktinin yaklaşmasından itibaren izlenimler toplayıp sizlerle paylaşabilmek üzere, bu kez kuyruğun en önüne gidip, basın kimliğimle içeri girdim.

ÖZÜRLÜLER 'TORPİLLİ'
Bu arada özürlü vatandaşları ve yaşlı hanımları önden içeri buyur etmişlerdi. Bu incelik doğrusu çok hoşuma gitti. Ardından diğer vatandaşlar da girişteki sağlı sollu iki tezgâhtan aynı anda yapılan yemek servisine davet edildiler. Mönü çorba, kolayca isimlendiremeyeceğim bir patlıcan yemeği, nohutlu pilav ve Kemalpaşa tatlısından oluşuyordu. Çorba bir plastik bardağa doldurulmuştu. Diğer yiyecekler ise alüminyum folyodan preslenmiş, üç bölmeli bir tabağa konuyordu. İlave olarak bir bardak su ve yarım pideyi de elinize tutuşturduklarında, bunları dökmeden tezgâhtan masalara kadar taşımak büyük beceri isteyen bir iş haline geliyordu. Bir de iftar çadırının o günkü konuklarının önemli bölümünün çocuklar olduğunu, anne babaların kendi yemekleriniÇORBA BARDAKTA :Çorba bir plastik bardağa doldurulmuştu. Diğer yiyecekler ise alüminyum folyodan preslenmiş, üç bölmeli bir tabağa konuyordu. İftar yapmak isteyenler saatler öncesinden sıraya giriyor taşımaktan çocuklarına yeteri kadar yardım edemediklerini de düşünürseniz, kısa sürede yerlerin kaygan bir yağ tabakasıyla kaplanmasının nedenini tahmin edebilirsiniz. Her ne kadar dökülen yemekler hemen paspasla silinmeye çalışılıyorsa da, yağ tabakası kolay kolay yok edilemiyordu. Yemek, yuvarlak sinilerin etrafındaki taburelere oturularak yenmekteydi. Ayrıca her sininin ortasına, bir bölümünde hurmalar, bir bölümünde de terbiyeli siyah zeytinler bulunan folyodan bir kase de yerleştirilmişti.

YEMEKLER SOĞUDU
Hoş bir pazar günü yaşamanın keyfiyle iftar çadırına gelenlerin mutluluğunu bir Nazi toplama kampı müdürü edasıyla mikrofondan emirler yağdıran ve azarlayan bir belediye görevlisi kısa sürede yok etmeyi başardı. "Susun! Konuşmayın!", "Sağlı sollu ilerleyin!" türü komutlar eşliğinde çekilen "la havle"ler ile iftar vakti iyice yaklaştı. Çadırın içinde okunan Kuran-ı Kerim ve ardından da ezanla herkes orucunu açtı. Ezanla birlikte iftarı soğumuş yemeklerle açtık. Yaklaşık 40 dakikalık bekleme, yemekleri buz gibi yapmıştı. Köpük plastikten bir bardak içine konan çorba nispeten ılık kalabilmişti. Ancak ikram edilen hazır bir çorbaydı; tadından onun ne çorbası olduğunu anlayamadım. Nohutlu pilav belki sıcak yenseydi, nispeten lezzetli olabilirdi ama yağlarıdonmuş sade suya bir pilavın lokmaları, uzun bir oruç gününün ardından bile insanın ağzında büyüyordu. Patlıcan yemeğinin ne olduğunu anlayabilmek için çatalımla içinde et parçaları aradığımı gören sini komşum gülerek, "hiç aramayın, çünkü yok" dedi. Dolayısıyla ben de size bu yemeği ancak, etsiz bir patlıcan kebabı olarak tanımlayabilirim. İki parça olarak verilen Kemalpaşa tatlısına ise söyleyecek bir sözüm yok. Ortaya getirilen hurma da, zeytin de gerçekten kaliteliydi. İçeride emirler dışında herhangi bir bilgi anonsu yapılmadığı için bazı ayrıntıları öğrenmek üzere bir görevliye sordum. Her gün burada üç bin kişiye yemek veriliyormuş. Bitiren gidiyor, sıradakiler onların yerlerini alıyormuş. Görevli, Eminönü Belediyesi'nin iftar çadırlarındaki işlevinin organizatörlükten ibaret olduğunu da söyledi. Yemekler bir yemek fabrikası tarafından yapılıyor, her gün farklı bir sponsor tarafından finanse ediliyormuş. Ertesi gün sponsorun İstanbul Valiliği olacağını öğrendim. Yemeğimi bitirdiğim anda kendimi dışarı attım. Nitekim tahmin ettiğim manzara karşımdaydı. Sanki kimse o koskoca çadırı doldurmamışçasına upuzun bir kuyruk meydanın arkalarına doğru uzanmaya devam ediyordu. Onlara sıranın gelmesi daha bir, bir buçuk saati bulabilirdi.
DİĞER GÜNÜN İÇİNDEN HABERLERİ
 Teneffüste cinayet
 Ölüm rampası!
 'Türk patronum pokerde rest çekip beni sundu'
 Zehirleyemediği eşini bıçakladı
 Eski polis şefi suçlanıyor
 Stadyum faresi nihayet yakalandı
 Kumar kavgası cinayetle bitti
 'Taciz' tutuklattı
 'Beni Emine Hanım anlar'
 İftar topu can aldı
 Sürücü kaçamadı
 Yankesici operasyonu
 İntihar girişimi
 Ceyda Erem'in acı günü
 İyi ki doğdun
 Dikkat!. İstanbul'da bu yollar onarımda
 Alo SABAH İstanbul
 Başımız Sağolsun
MANSUR FORUTAN
Zenginin borcu züğürdün uykusunu kaçırır
Dün gece uyku...
MEHMET BARLAS
Dinleyiciler de icracılar kadar önemlidir...
Pazar günü,...
ALİ KIRCA
Dersaadet!
Önceki perşembe akşamı; Siyaset Meydanı'na,...
REFİK DURBAŞ
Sivil Toplum Kuruluşları...
Sivil Toplum Kuruluşları...
SAVAŞ AY
Büyü de 'Baba'n sana!..
Zeynep İşman ve Güngör...
HINCAL ULUÇ
Kentlerin uygarlık ölçüsü.. Kaldırımlar..
Kimbilir kaç...
EMRE AKÖZ
Eşcinsellik, futbol ve bale
Türkiye'nin en ünlü...
REHA MUHTAR
Aşk bağımlılık mıdır?..
Seren Serengil, aylardır...
Pierre'in reçetesi
Pierre'in reçetesi
"Lyon hızlı bir takım. Ama bizde daha yetenekli oyuncular var.
Le Guen Alex'e hayran
Le Guen Alex'e hayran
F.Bahçe'nin Brezilyalısı için "Muhteşem" diyen Lyon'un hocası...
AB'nin sözüne sadık kalmasını bekliyoruz
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB'den beklentilerinin, Türkiye ile...
'Barzani Partisi' tartışma yarattı
Kürt aydınlar, Barzani'nin adını öne çıkararak Türkiye'de yeni bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu