kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
  » Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sıkıntı maske takıyor hasta bunalıp çok yiyor
Sıkıntının ne kadarı normal?
Kimler depresyona girer?

Kimler depresyona girer?

Aslında herkes depresyona girebilir. Ancak, depresyona yatkınlığı artıran etkenler var ve bu etkenler, Florence Littauer'in Depresyonu Yenmek adlı kitabında şöyle sıralanıyor:

Doğuştan kaybetmiş olan kişiler.
Bazıları yaşama umutsuz başlar. Biberonunu karyolasından fırlatan bebek annesinden azar işitir. Yeni yürümeye başlayan tombul çocuğun halası "Umarım yaşamı boyunca şişman olmaz" der. Birinci sınıfta öğretmeni: "Sınıfta kırmızıyla yeşili ayırt edemeyen bir tek sen varsın" diye çıkışır. Ve liste uzayıp gider. Çocukları sürekli eleştirmek, onların ileride depresyona gireceklerinin garantisidir. Bu açıdan sorumluluk yetişkinlerdedir. Eğer çocuklarımızı iyi olmadıklarına ve başkalarıyla rekabet edemeyeceklerine inandırır, onları aşağılık kompleksine sokarsak, onları 'hayatta kaybedenler sınıfı'na kendi ellerimizle iteriz. Çocuk başarılı olamayacağı düşüncesine kapılırsa, denemeyecektir bile ve umutsuzluğa düşecektir. Bu şekilde doğuştan kaybetmiş olan kişi, depresyona programlanmıştır.

Başarılı insanlar.
Özellikle zirveye ulaşmış ve ilerisi için plan kuramayan kişiler depresyona girme eğiliminde olabilirler. Kaç yaşında olduğumuz önemli değildir, her günü yaşanılır kılmak için amaçlara ihtiyacımız var. Amaçsızlık depresyona sebep olur.

İletişim kuramayanlar.
İletişim kuramayanların büyük bir kısmı; çocukken sözleri anne babaları tarafından kesilen, dinlenmeyen yetişkinlerden oluşuyor. Pek çoğu ise, çocukken ağızlarından çıkan her sözü, ailelerinin aptalca bulmasından şikâyetçi. Çocuklarınızı birer birey olarak kabul edin ve konuşmalarına izin verin.

Yarışma becerisi olmayanlar.
Pek çok anne baba, çocuklarını yaşamın gerçeklerinden sakınır. Bu durumdaki bir çocuk, anne babasının sonsuza dek kendisinin yanında olacağına inanır ve asla gerçek hayatla tanışıp, orada "savaşmayı" öğrenemez. Gerçek hayatla tanıştığında ise, insanlarla rekabet edemez ve depresyona girer. Çocuklar her ihtiyaçları anne babaları tarafından giderilen "bağımlı kişilikler" olarak yetiştirilmemeli.

Yapacak çok işi olanlar.
Öncelikler sıralamanızı doğru yapmalı ve yaşamınızı analiz etmelisiniz. Her şeyin üstesinden tek başına gelmeniz gerekmiyor. Yapabileceğinizden fazla "yapmanız gerekenler" olduğunu düşünüyorsanız, bu durum sizi depresyona iter.

Yapacak hiçbir şeyi olmayanlar.
Yalnızlıktan ve amaçsızlıktan bunalarak, depresyona giren pek çok kişi var. Yaşamın getirdiği maceralara atılmaktansa, evde oturup kendinizi yalnız hissetmek daha mı kolay geliyor? Tek bir kişiye pişirmeye gerek olmadığı için akşam yemeklerinden vazgeçiyor musunuz? Bu davranışların hepsi kötümserliği besler, sizi depresyona sürükler. Umutsuz bir yaşam, her zaman heyecanlı bir günlük maceraya çevrilebilir.

Koşulları ağır olanlar.
Bazı insanlar yaşamlarında öyle üzücü durumlar yaşarlar ki, depresyona girmeleri için açık bir neden vardır. Bu tip durumlarda depresyonun üstesinden kendi gücünüzle gelmeniz zordur. Gerçekleri kabullenin ve profesyonel destek alın.

Ciddi hastalıkları olanlar.
Kanser ve benzeri hastalıklara yakalananlar, depresyona girme riskiyle karşı karşıyadır.

Kendisini değerli görmeyenler.
İnsanın kendi imajını doğru biçimde değerlendirmesi istenilir bir şey olmakla beraber, bunu gerçekleştirmeyi başaran insan sayısı fazla değildir. Kendini değersiz görme eğilimi, genellikle çocukluk döneminde, ailenin sürekli olarak beceriksiz, aptal, donuk olduğunu söylemesi sonucu, çocuğa aşılanır.

Çok yüksek standartları olanlar.
Bazılarımız ailelerimiz tarafından zorlanmış olduğumuz ya da standartlarımızı mükemmele yakın tuttuğumuz için kendimize ulaşılması imkânsız hedefler belirler ve bu hedeflere ulaşamayınca depresyona gireriz.

Kendilerini suçlu hissedenler.
Bazılarımız sinemaya gidip çocuğumuzu evde bıraktığımız için, bazılarımız da zamanında iyi bir eğitim almak yerine tembellik ettiğimiz için kendimizi suçlu hissederiz. Bu suçluluk duygusunun pek çok alana yayılması, zamanla depresyona neden olabilir.

* Maskeli depresyon nedir?
Depresyonun; üzüntülü bir duygu durum içinde, hiçbir şeyden zevk alamama, düşüncede, konuşmada, hareketlerde yavaşlama ve durgunluk, değersiz olduğunu düşünme, güçsüzlük, bitkinlik, isteksizlik, karamsarlık duygu ve düşünceleri ile fizyolojik bedensel işlevlerde yavaşlama gibi belirtileri içeren bir klinik tablo olduğunu söylemiştik. Bazen depresyonun bu tipik belirtileri yerine, diğer birçok psikiyatrik ya da bedensel hastalığın belirtilerini andırır tarzda; fobiler (korkular) obsesyonlar (örneğin; ocağı kapatıp kapatmadığından emin olamama, simetri takıntısı, mikrop kaptığını, kirlendiğini düşünme ve benzeri durumlar), sinirsel bayılmalar, beklenmedik biçimde alkole, kumara, ilaçlara düşkünlük, aile ve iş yaşamından uzaklaşma eylemleri, açıklanması güç cinsel uyumsuzluk, aşırı yeme veya hiç yememe ve daha birçok değişik belirti görülebilir. Ama altta yatan asıl neden; depresyondur. Öğrencilerde okul uyum sorunları, başarısızlık, davranış bozuklukları görülebilir. Bu durum "atipik depresyon" veya maskeli depresyon" olarak adlandırılır. Bir türlü tedavi edilemeyen bedensel şikâyetlerde ve özellikle de bu belirtiler stres ve sıkıntıyla artma gösteriyorsa, maskeli depresyonun altta yatabileceği unutulmamalıdır.
DİĞER SAĞLIK HABERLERİ
 Stres, En Tehlikeli Düşman
 Mutsuz Olanın Eleştiriye Değil Sevgiye İhtiyacı Var
 Sıkıntı Maske Takıyor Hasta Bunalıp Çok Yiyor
 Dramı Değil Komediyi İzleyin Hüzün Yerine Mutluluğu Seçin
 Açık Havaya Çıkmak Kış Depresyonun Dan Koruyor
 Mevsim Bunalımı Kapıda!
 Ne Olursa Olsun Umut Sizinle Kalsın
 Koah Veremden Daha Büyük Tehlike
 Şifacı Eczacılar Geliyor
 Türkiye'de Sinsice Yayılan Yeni Tehlikenin Adı 'koah'
 Hastalıklı Genler Ayıklanıyor Sağlıklı Bebekler Doğuyor
 Tüp Bebekte Özür Riski Yok
 Alkol Alıyorsanız Enginar Yiyin
 Şiş Gözlerin Çaresi Var...
Fransızlar'a dövüş öğretti
Fransızlar'a dövüş öğretti
Ünlü Fransız oyuncu Jean Reno'nun başrol oynadığı 'Kurtlar...
Caz 'Kırmızıya Çalıyor'
Caz 'Kırmızıya Çalıyor'
Caz, pop ve Latin müzikte birçok başarılı projeye imza atan Ercüment...
İşleri büyütüyor
İşleri büyütüyor
Ünlü ünsüz herkesi iğne ipliğe çeviren son dönemlerin gözde...
Tai Chi'ye merak sardı
Tai Chi'ye merak sardı
Müstakbel kayınvalidesi Sezen Aksu'nun objektif yasağı koyduğu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.