|
 |
 |
 |
 |
|
Zor aşkların içinde entrika olmazsa olmaz
Bugüne dek büyük bir seyirci kitlesi toplamış olan 30'a yakın dizinin senaryosunu yazan Nuran Devres, şu an 4 dizinin senaryosunu aynı anda yazıyor. "Çocukken bile entrika, kin, nefret, aldatma, terketme gibi konuların hayalini kurardım diyen Devres, yapımcıların gözbebeği. Devres, aşkın olduğu yerde entrika olmazsa olmaz diyor.
Onun kalemi altın değerinde. Bugüne kadar reyting rekorları kıran 'Kanun Savaşçıları', 'Kara Melek', 'Marziye' gibi 30'a yakın dizinin senaryosunu yazan Nuran Devres, şu an farklı televizyon kanallarında yayınlanan 4 dizinin senaryosunu yazıyor. Hem de tek başına... Üstelik bir bölümü iki günde tamamlaması gerekiyor. Devres, yapımcılar için o kadar değerli ki, dizilerini yazması için ona lüks otellerde konaklama, yurtdışına tatile gönderme tekliflerinde bulunuyorlar. Gerçek hayatında da, tıpkı dizilerdeki gibi, entrika, kin, adam zehirleme hayalleri kuruyor. "Yalnızlık benim çocukluk hayalimdi, yalnızlıktan sıkılanları anlamıyorum. Çocukken bile gelinlik giyip, evlenip, yuva kurma hayalleri kurmamıştım" diyor çılgın senarist...
* Şu an 4 televizyon dizisini aynı anda yazıyorsunuz. Bir hafta içinde 4 diziyi kendi başınıza nasıl yetiştiriyorsunuz? 'Melekler Adası', 'Sahra', 'Şeytan Sofrası' ve yine atv'de yakında başlayacak olan 'Savcının Karısı' adlı dizi var. Birçok teklife hayır dedim. Yoksa 8-10 tane olurdu yazdığım dizi sayısı. Kusura bakmayın çok doluyum diyerek teklifleri geri çevirdim.
* Mesela Sahra ile Şerbet için düşündüğünüz diyaloglar birbirine bazen karışmıyor mu? Hayır karışmaz. Senelerdir alıştım artık. Bir dizide 20 karakter var dersek, toplam 80 karakter yapıyor ama hiç karışmıyor. Kendi hayatımda isim hafızam bile yoktur. Bir kere tanıştığımın ismini ikinci kez karşılaştığımda hatırlamam. Bu ayrı bir şeydir. Her dizinin teslim gününü ajandama yazıyorum. 2 gün öncesinden hep o diziye çalışıyorum. Ben iç içe çalışmayı seviyorum. Bana deseler ki 'bir haftada aynı diziden dört bölüm yaz', hayatta yazamam aynı diziyi. Sıkılıyorum. Ayın diziden hatada iki tane bile yazamam. Melekler Adası'nı bitirmişsem, ertesi sabah Melekler Adası'nın yeni bölümüne başlayamam.
* Hastalansanız ve yazamayacak olsanız yapımcı yandı o zaman değil mi? Onu hiç düşünmedim. Bunların bir kısmı stoklu oluyor. Yazdan çekilmiş bölümler var mesela. Ya da daha sonra 13 bölüm yayınlanınca pat diye bitiveriyor dizi. Bunların hiç bir garantisi yok yani. Ama bu seneki reytinglerimden çok memnunum. Çalışırken kendi kendime gaz veriyorum. Sen yazarsın bitirirsin diye. Hiç öyle canımın istemediği olmuyor. Bir de karakterleri yüksek sesle konuşarak yazıyorum. Farkında olmadan bir bölümü bitirmiş oluyorum. Bir dizide aile yoksa onu yazmak biraz zor ve zaman alıcı oluyor.
'HAYAL EDİP SATIYORUM'
* 'Biri biterse diğerini yazarım, boşta kalmam' diye mi bu kadar çok dizi alıyorsunuz yazmak için? Proje üretmek çok keyifli. Onları ortaya koymak ve izlemek çok keyifli. Kendimi yeni bir zevkten mahrum bırakmak istemediğim için öyle. Hayal ediyorsun bir şeyi ve onu satıyorsun. Ekipler kuruluyor, senin hayallerin gerçekleştiriliyor.
* Neden bu kadar çok entrika yazıyorsunuz? Nereden geliyor bu entrikaya düşkünlük? Bu kadar oyunu, üç kağıdı nereden biliyorsunuz? İçimde varmış, bilmem ki o benim yapımdan mıdır? Hiç öle bir halim yok aslında değil mi? Entrikayı çok seviyorum. Şimdi aşkı da çok seviyorum. Eskiden aşkı çok sevmezdim. Yazmayı çok çiğnenmiş bir konu olduğu için istemezdim. Şimdi zor aşkları yazıyorum. Onların içinde de entrika var. Bir de iki taraf birbirini seviyor mutlu mutlu yaşıyorlar... Böyle dram olmaz ki! Biri sevecek, öbürü sevmeyecek. Ben hayatta da öyle fırtınalı şeyleri seviyorum. Sıradan karı-koca hayatı renksiz geliyor. Çocukken de hep casusluk, operasyon hayalleri kurardım.
* Şimdi çok izlenen dizilerin hemen hemen hepsini kadınlar yazıyor. Seyircinin beklentisini kadınlar daha mı iyi çözüyor? Dizi izleyicisi genellikle kadınlar. 30 yaşındaki adamlar oturup dizi izlemez. Bütün Türkiye'yi düşünün. Kadın hem erkeği çok iyi anlar, hem kendi hemcinsini. Erkek sadece kendi hemcinsini anlar. Mesela ben bu silah olayından artık nefret eder oldum. Silahsız bir dizi istiyorum. Onun için de İstanbul Masalı'nı çok seviyorum.
* Siz tüm dizilerinizin içine şiddeti yazıyorsunuz ama? Şiddeti çok seviyorum. Ama silah olmasın bıçak olsun. Boğma olsun, balta olsun, satır olsun da, silah olmasın. Tabancanın bir zevki yok.
* Bir bölümü 15 milyar liraya yazıyormuşsunuz, doğru mu? Nerede öyle para! Keşke olsa. Ben artık bütün anlaşmalarımı reyting üzerine yapıyorum. Mesela Melekler Adası'ndan 2 buçuk milyar aldığım bölüm de oluyor, 7 buçuk milyar aldığım bölüm de... Reytingine göre. Alt limitini de yapımcıyla anlaşabiliriz. Sonuçta ortalama 5 milyar liraya geliyor. Öteki senaristler de o kadar almıyor. Her diziden aynı almıyorsunuz. Hepsinin bütçesi farklı. Bir de her diziyi yazmak benim için aynı kolaylıkta değil. Mesela yaptığım en zor işlerden biri Melekler Adası şimdiye kadar. Onun yerine üç tane dizi yazabilirim. O kadar enerji harcıyorum ki onun için...
* Şu an Hilton'da kalıyorsunuz. Starlar gibi mi yaşamaya başladınız? Evim tadilatta olduğu için buradayım. Burayı da zaten yapımcım ödüyor. Ben çok şanslı bir senaristim. Yapımcılar bana çok jest yapar. Bu biraz da arkadaşlıklarımla ilgili. Şu an dört tane yapımcım var. Hepsini severim ama Osman Yağmurdereli'nin yeri ayrı. Bana dese ki bir dizi yaz, para almayacaksın, hemen başlarım. Zaten size senaryonun üç katı değerinde otomobil hediye eder. Öyle bir adamdır.
* Kazancınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Benim öyle çok astronomik kazancım yok. Gezmeyi harcamayı, üstüme başıma bakmayı çok severim. Gece çıkarım.
'ÇOK OYUNCU SENARİSTİ YORUYOR'
* Yeni starlar yaratmak kaleminizin ucunda değil mi? Bu tek başına değil kollektif bir çalışma. O insanda cevher varsa zaten çıkacaktır. Kenan İmirzalıoğlu diye birini tanımıyorduk. Çocukta cevher varmış birden star oldu.
* Oyuncular senaristlerden çok isteklerde bulunuyorlar mı kendi rolleriyle ilgili olarak? Evet oluyor. Oyuncunun işi, yazılanının hakkını vermeye çalışmak. Ama birçok oyuncu kendi işini unutup senariste müdahalede bulunuyor. Kendini senaryodan falan sorumlu hissedenler var. Oyuncuyu memnun etmek için yazmaya başladığımızda dizi mahvoluyor. 'Ben kötü olmam, ben aldatılan olmam' derse, yapımcı da 'aman ihtiyacımız var idare et' derse iş bozuluyor dizi aşağı iniyor. Kimi telefon ediyor, 'ay ellerine sağlık, bayıldım' diyor. Kimisi de 'ben bunu niye oynamak zorunda kalıyorum' diyor. Bunları da ünlü oyuncular yapıyor. Sorun çıkmasın diye onun istediği gibi yazıyorsunuz, bu sefer de dizide iniş başlıyor. Bu işin duayeni olan insanlar, Türkan Şoray mesela hiç karışmaz. Yeni star olmuş oyuncular bunu yapıyor. Ama kimi oyuncuların da alışılagelmiş karakterleri var oyunculukta, bundan vazgeçmek istemiyorlar. Mesela Kadir İnanır şimdi benimle konuşmuyor. 'Kırık Ayna' dizisinde karısı başka birini seviyordu. Onun hoşuna gitmedi. Parasal değil, karakter olarak güçlüyü oynamak istiyor... Al Pacino ne roller oynuyor. Deli de oluyorlar, manyak da...
* Bir senaristin çalışmak istediği oyuncular kimler? Ben şanslıyım çok iyi oyuncularla çalıştım. Fatma Girik mesela; kafamdaki her şeyi canlandırıyor. Melekler'deki iki kız. Yani biraz da siz gözünüzde onları canlandırarak yazıyorsunuz. Oyuncular belli olduktan sonra o senaryo çok kolay gider. Mesela ben Petek Dinçöz'e yazmayı çok isterim. Kenan Kalav'a yazmayı çok istedim ve yazacağım. Şimdi biraz yapımcılar, yönetmenler ondan biraz çekiniyor galiba ama böyle bir yüz yok. Zuhal Olcay'ı çok istiyorum. Tam bir primadonna. Sanem Çelik, Hande, Nurgül çok iyi. Gülben'i çok istedim. Hem 'Sahra' hem 'Savcının Karısı' için Gülben'i düşünmüştük. Yapımcılarla anlaşamadı.
* Hande'nin canlandırdığı rolle, başından geçen evlilik hikayesi birbirine benzetiliyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz? Hande'nin başından geçen bir diziye hikaye olur... Sıradan bir olay değil. Zinnur'u Hande çok güzel oynuyor. Ama Hande'ye uyan rol çok fazla. Hande'nin başına gelen olayı ben bile düşünmemiştim bu zaman kadar. Entrika falan... Her şey var.
* Hande'nin hikayesini bir dizi yazsaydınız sonunu nasıl bitirirdiniz? Hande ayrılır ama çocuk sonra çok pişman olur. Onsuz yapamaz ama Hande dönüp arkasını gider. Bir daha kabul etmez ve ikisi de mutsuz olur. Ben çok hayretler içindeyim. Demek ki ben aşkı tanımamışım diyorum bu olaydan sonra. Beni bile şaşırttı. Aşkın üzerine ben hiç bir duygu hiç bir değer tanımam. Aşk hepsini etkiler. Demek ki gerçek aşk yokmuş. Ben burada Hande'nin tarafındayım. Demek ki öbür tarafınki aşk değilmiş.
BÜLENT İPEK Magazin
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
