kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
  » Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ersun Yanal, Milli Takım'a yönelik kulüpçülük eleştirilerine şaşırdığını belirterek
Tek rengimiz var
Yanal'dan inciler

Tek rengimiz var


Milli Takım'da şu renkte takım oyuncusu olsun demek abes. Adından, renginden, giydiği formadan bana ne. Ben Milli Takımı sahaya çıkarıyorum.

Ersun Yanal ile Milli Takım'ın kamp yaptığı otelde buluştuk. Hoca bizi, sıcak bir şekilde karşıladı. Röportajımız boyunca kendi prensiplerini uygulayan, her şeye hakim bir portre çizdi. Gündeme oturan konuları açık yüreklilikle konuştu.

* Sıradaki rakiplerimiz Kazakistan ve Danimarka'yı değerlendirir misiniz?
Gruptaki takımlar arasında çok ciddi farklar yok. Hepsi rakibi bozabilen, çok çabuk hücuma çıkabilen, hücumdan savunmaya çabuk dönebilen, takım halinde savunma yapabilen takımlar. Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ve Arnavutluk'u da böyle değerlendirmek gerek. Kazakistan'da Rus kökenli oyuncular var. Sert oynuyorlar. Rakibi bozuyorlar. Kontraatakla golü düşünüyorlar. Futboldaki değişimi bizim de üçüncü olduğumuz Dünya Kupası'nda gördük. Asya'dan Japonya çeyrek finale çıktı, Kore dünya dördüncüsü oldu. Bu Kazakistan'ın da en büyük özelliği rakibi bozmak, sert oynamak ve beklemek. Sonra da bir gol bulup maçı kazanmak. Danimarka'yı ben güzel bir portreye benzetiyorum. Oynadıkları oyunun formatı çok açık ve net. Dörtlü savunma, iki ön libero, üçlü orta saha ve tek forvet oynuyorlar. Ünlü Avrupa takımlarından oyuncuları var. Kanatlardan hücum etmeyi seven ve rakip ceza sahasında en az üç futbolcuyla birikebilen bir takım. Teknik kapasiteleri yüksek, süratli pas yapıyorlar, kuzeyin sertliğinde oynuyorlar.

* Ya biz?
Her takımı yenebilecek güçteyiz. Rakibe kabul ettirebileceğimiz bir çok yönümüz var. Rakibin kuvvetli olduğu bölgeleri kapatabilecek oyunculara sahibiz. Bunları saha içerisinde bir bütün halinde yapabilecek bir anlayışa ihtiyacımız var. Takım halinde iyi savunma yapabilen, takım halinde hareket edebilen bir ekip olamamanın sıkıntısını yaşıyoruz. Düşündüklerini sert ve süratli bir şekilde yapabilen bir takım yaratmak istiyoruz. Türk futbolunun sorunu bu. Yurtdışında oynadığımız son maçlarda bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Yunanistan'ın nasıl Avrupa Şampiyonu olduğunu biliyoruz. Çok sert savunma, rakibi bozma ve yakaladığı fırsatları değerlendirme. Bizim onlardan bir avantajımız var. Yaratıcı oyunculara sahibiz. Rakibimizi iyi kontrol ederek bu yaratıcı oyuncularımızı kullanırsak tamamen oyun üstünlüğünü ele alan bir futbol ortaya koyarız. Bir golün atılış süresi artık 8 saniyeyi buluyor. Gollerin atılma süreci 1.5, 2 pasa indi. Duran toplardan, kornerden sonuçlanan goller çok arttı. Bu yüzden süratli oynayan, baskıcı oynayan oyuncular gerekli. Bu yapıya sahip bir grupta oynayacağız.

* Ersun Yanal felsefesini Milli Takım'a oturttunuz mu?
Felsefeyi oturtmak, aldığın sonuçların değeri ve kalitesiyle orantılı. Türkiye'de oynanan futbol da çok önemli. Benim felsefem yüksek tempoda oynayan, mücadele eden bir takım yaratmak. Ve o türde oyuncularla oynamak. Ne istediğimizi oyunculara anlattığımı düşünüyorum. Yaş olarak da uygun bir takıma sahibiz.

* İsteklerinize futbolcular cevapvermeye başladı mı?
Son Yunanistan maçında bunu başardık. Biraz daha rahat olabilseydik sahada daha iyi mücadele edecektik.

* Futbolcu tercihlerinde kulüp ayrımı yapıyor musunuz?
Böyle bir düşüncenin nasıl yapıldığını anlamıyorum. En son Yunanistan maçında falanca takımdan oyuncu yokmuş, bunu ben fark etmiyorum bile. Adından, renginden, giydiği formadan bana ne? Ben Milli Takım çıkarıyorum sahaya. Zaman zaman Galatasaray'dan, Beşiktaş'tan, Fenerbahçe'den, Trabzon'dan fazla oyuncu olması doğal. Orada 'Şu renkte takımın oyuncusu olması gerekir' demek ne kadar abes. Sporun içinden gelmiş bir teknik adamda bu tür düşünce olması bence hastalıktır.

* Fenerbahçe'ye şirin görünmek için mi Kazakistan maçını Kadıköy'e aldınız?
Hangi stadda oynayacaktık? İki tane stadımız var. Biri İnönü, biri Fenerbahçe. Ali Sami Yen kale arkası problemli olduğu için seçemedik. Türkiye ülkesinde maç oynayacak, nasıl bir yerde oynamalı? Modern, misafirlerini güzel ağırlayacağı bir statta değil mi? Olimpiyat Stadı'nı büyük olduğu için ve milli maç atmosferini yaşamayacağımızı bildiğimiz için istemiyoruz. İnönü daha düne kadar bakımdaydı. Başka stad var mı? Ukrayna maçını İnönü'de oynayacağız.

* Bu eleştiriler kasıtlı mı?
Bunlar kasıtlı değil, hastalık derecesindeki düşüncelerin uzantıları. Türkiyede oynuyoruz, Türkiye'nin sahasında oynuyoruz. Ne Fenerbahçesi, ne Galatasarayı, ne Beşiktaşı? Kimse Milli Takım üzerinden spekülasyon yaratma hakkına sahip değil. Böyle saçmalık olur mu?

* Futbol Federasyonu'nda Fenerbahçe kanadını temsil edenlerden Hakan Şükür'ü alma diye baskı geldi mi?
Kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve doğru yönlendirmek gerekiyor. Bu sorumluluğa sahip insanlar gibi davranmak gerekiyor. Taraflı olsam Florya'da antrenman yaptırmazdım. Bu Milli Takım ulusun içinden seçilmiş, bunun rengi olmaz. Böyle düşünen insanların rengine bakmak lazım.

* Kampta neyi ön planda tutuyorsunuz?
Hiçbir kulübün durumu pozisyonu, seviyesi, aşağısı yukarısı konuşulmaz. Buraya gelen oyuncuların hepsi Milli Takımı konuşur. Türkiye bir standarda oturmalı artık. Kendine bir kültür yaratmalı. Falancaya zarar vermek, filancayı kırmak, Milli Takım düzeyinde bir yere zarar vermek gibi düşünce olabilir mi? Bu Milli Takım'da çok ağabeyimiz, büyüğümüz görev yaptı. Kimisi Trabzonlu, kimisi G.Saralı idi. Ben hiçbir kurumdan gelmiyorum. Ben hiçbir takımı tutmadan buraya geldim. Benim adım falanca takımla anıldı diye ben ne yapabilirim. Beni Beşiktaş da istedi.

* Kazakistan ve Danimarka maçları başarısızlıkla biterse, Ersun Yanal üzerinde spekülasyonlar yoğunlaşır mı?
Futbolun sürekliliğe ve devamlılığa ihtiyacı var. Gerçek sebepler ve nedenler araştırılıp, düzgün ve doğru teşhisler konulup, doğru tedaviler ve uygulamalar yapılması gerekir. Her maç sonrası Ahmet yapamadı, Mehmet gelsin diyemeyiz. Milli maçımız var. Maçtan başka herşeyi konuşuyoruz.
DİĞER SPOR HABERLERİ
 'Bir daha milli takıma çağrılmayacağım'
 Bahtı Kara Kartal
 6 puan almalıyız
 4 günde 2 taktik
 Zor günler
 Orada dur Pierre
 Ziya Doğan ile 3 yıl daha
 Ölümle tehdit
 Bitsin artık
 Artık Jazz yapacak
 Demirel'den pembe tablo
 Son gülen Arkas
 Oğuz Çetin imza atıyor
 Olimpiyat için maç sözü
 Metin Tokat testi geçti
 Günün İçinden
AHMET ÇAKAR
Sabri Çelik "Asıl yetersiz sensin!"
Bu sezon Mutlu...
HASAN SAYDAM
Büyük Bago geri döndü
Pazar günü Paris Longchamp...
İşadamı şikayet edince Ankara 'alın' emri verdi
İşadamı şikayet edince Ankara 'alın' emri verdi
Sedat Peker'in avukatları ve kardeşleriyle birlikte gözaltına...
Gül'den son uyarılar
Gül'den son uyarılar
Dışişleri Bakanı dört uyarıda bulundu: 1- Tarih bekliyoruz, 2- Özel...
Paris'te Türk rüzgârı
Paris'te Türk rüzgârı
Modacı Ayşe ve Ece Ege kardeşlerin oluşturduğu "Dice Kayek''...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.