kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Sıradan bir insanın katıksız hikâyesi!..

Ömer diye bir genç. Oturmuş içinden ne geliyorsa yazmış. Anlattığı şeyler çok sıradan, çok tanıdık. Ama neden bilmem; içimde bir yerde bir tele değdi satırları. Paylaşalım dedim, ben de size yazdım Ömer'i. Buyurun öyleyse; "Abim... Bunları size yazdım çünkü dertleşmek istedim. İsmim Ömer. 26 yaşındayım. Annem üçüncü, babam da dördüncü evliliğini yaptı. Ben çok küçükken ayrılmışlar. Sonrasında sürekli olarak annemin yanında kaldığım için, babamla gerçek bir baba oğul gibi olamadık hiç. Hep bir kopukluk oldu. Annem ise evli biriyle yaşıyordu o zamanlar. Adam kendi evi ve bizim ev arasında sürekli mekik dokuyordu ve benim için 'gönder şu p.cini babasına' diye anneme baskı yapıyordu. Çok dövdü beni. Küçüktüm elimden bir şey gelmiyordu. Adamın ailesi bize baskın yapıyordu sık sık. Akrabaları, karısı, çocukları gelip gelip camlarımızı taşlıyordu... Annemi ve beni tehdit ediyorlardı sürekli... Sonunda dayanamadım babama sığındım. Orada bir süre kaldım. Ama üvey annem babama 'ben seni çocuksuz kabul ettim' deyip ne yaptı yaptı beni gönderdi evden.

Eski bir gitar

Askere kadar Ortaköy'de şarapçılarla, sokak çocuklarıyla kaldım. Onlar kadar iyi dost yoktu bana. Eski püskü bir gitarım vardı kendi kendime öğrenmiştim. Sokak çalgıcılığı yaparak harçlık kazanır o arkadaşlarla bölüşürdüm.
Elbiselerim kirlenince çamaşır iplerinden aşırırdım. Bazen Taksim'de konsoloslukların önünde çalıp söylerdim. Turşucudan, börekçiden bayat börekleri alıp yerdim. Çoğu zaman sabahları bakkalların büfelerin önüne süt bırakırlardı ekmek bırakırlardı. İtiraf etmeliyim ki, onlardan da çok zaman alıp yiyip içtim. 4-5 kişi bir arada yatıyorduk Ortaköy'de... Taksim'de kaldığımda ise tramvay durağında sabahladığım günlerde hep ağlıyordum abi. Daha aklınıza gelebilecek her yerde sabahladım. Ama Allah'a şükür ne içkim var ne sigaram, ne de başka kötü alışkanlığım.

Askerden sonra

Antalya Karpuzkaldıran Özel Eğitim ve Merkez Komutanlığı'nda gitar çalıp şarkı söyledim askerde. Terhis olunca bir güvenlik firmasında çalışmaya başladım yatılı olarak. Koruduğumuz yerde yatıyorduk, İkitelli Başakşehir konutlarında. Ama projenin bir süre sonra güvenlik firmasıyla anlaşmayı bitirmesi üzerine oradan ayrıldım ve tekrar sokaklara döndüm... Kayışdağ taraflarında harabe bir yer buldum, Fındıklı mahallesinde. Orada yatmaya başladım... Gece Kadıköy'e kadar, Üsküdar'a kadar yürür çöp poşetleriyle bira şişesi toplardım. Gündüz satardım onları karnımı doyururdum. Annem de başka bir adamla evlenip, yaşadığımız evi satıp başka bir yere yerleşmiş. Babam ise emekli olup İstanbul dışında yaşıyormuş o kadınla öğrendim.

Aşık oldum ona

Sonra bir gün hayatımın kadınına aşık oldum. 2002 Şubat ayı... Biz çıkıyoruz. O gizli gizli gelip buluşuyor benimle. İşinden izin alıyor. Bir oyuncak mağazasında çalışıyordu o zaman. Ben kendimi ona farklı tanıttım. Utandım söylemeye, dışarılarda kaldığımı, ailemin olmadığını, karnımı nasıl doyurduğumu... Her gün onunla buluşup, börekçide bir şeyler yemek için geceleri uyumaz devamlı şişe toplar satardım. Her gün buluşuyorduk artık. Dakikalar, saatler geçer ve akşam olup eve giderdi o... Bende ağlardım gizli gizli.
En sonunda açıkladım her şeyi ona... Ağladık... Çok ağladık beraber. Uzak akrabadan biriyle sözlemişler onu küçükken. Dışarı kız vermek yokmuş onlarda. Duyunca yasakladılar görüşmemizi. Kaçırttılar benden onu... Çok dövmüşler, asmaya bile kalkmışlar, çok eziyet etmişler... Ama o yine de kaçtı bana. Eski, harabe bir yerde kaldık onunla haftalarca.

Yalan söyledik

Arkadaşlarım vardı. Para topladık, gün aldık nikah dairesinden. 2002 Haziran 28 de evlendik. Çengelköy'de bir oda tuttuk 50 milyona. O odada yiyip, orda yattık. Ben kolye satmaya başladım, o da evde boncuk dizmeye. Bir süre böyle idare ettik. Sonra ben yine bir sitede güvenlik işi buldum.. Evim de yakın olduğu için yürüyordum. Aldığım bütün parayı ne eksiğimiz varsa onlar için kullanıyorduk... Mutluyduk... Ama çocuğumuzun olmayışı bu mutluluğumuzu engelledi...
SSK'lı olduğum için eşime sağlık karnesi çıkardım... SSK'ya gittik anlattık durumu. 'Çocuğun olmama durumunu SSK karşılamaz. Özel duruma girer. Cebinizden ödeme yapacaksınız çocuklar için' dediler. Eşim 2 kere ilaçla intihara kalkıştı evde. Bir keresinde komşular şüphelenmiş hastanede midesini yıkadılar. Bir keresinde de ben eve geldiğimde yakaladım. Bu arada ailesi ile barıştı eşim, görüştü artık kabullendiler ama öylesine. Hep bir soğukluk var aramızda hiç evimize gelmediler. Ara sıra eşim gidiyor. Komşularımız ve iş arkadaşlarım hep bir kızım olduğunu zannediyor. Onlara o şekilde söyledim. 'Bir kızım var, kayınvalidem bakıyor' dedim.

Dertleşmek için

120 milyon kira veriyoruz şu an evimizde aslında bir çok eksiğimiz var. Ama bunları düşünmemeye çalışıyoruz. Ailesi devamlı soruyormuş 'çocuğunuz olmuyor mu?' diye. O da hep geçiştiriyormuş. Çok ağlıyor evde. Ben de çalıştığım yerde, kulübede devamlı düşünüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu konuda size yazmaya karar verdim...... Durum yalansız ve bütün açıklığıyla budur. Şu an bir İnternet cafeden yazıyorum size ve inanın ağlamak üzereyim.
Tek isteğimiz çocuk sahibi olabilmek için tedavi görmek. Sadece sadece paylaşmak için yazdım seninle abi. Ola ki bir doktor, bir hastane yetkilisi çıkar da; 'Gelin be evlatlar. Madem bu kadar arzulusunuz, biz de size yardım edelim. Allah da taktir ederse bir yavrumuz olur' deyiverir. Çok şey mi bunu istemek abi? Seni seviyoruz. Allah'a emanet ol...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Doğan görünümlü Şahin'den toplama Ferrari'ye   / 01-10-2004
 Mühim bir analizden alıntılar!..   / 30-09-2004
 Türkülerin öyküsü de türküler kadar güzel   / 29-09-2004
 Can Etili'ye tepkiler artıyor!..   / 28-09-2004
 Genç kaymakamlar ülkenin de geleceği   / 27-09-2004
 Sivil adam sordu asker adam yanıtladı...   / 26-09-2004
 Kapı kırmadım ama ben kırıldım Ertuğrul Abi   / 25-09-2004
 Siirtliler ne istiyor?   / 24-09-2004
 Bu toprağın sesi aslında bizim sesimiz   / 23-09-2004
 Küçük pazar, büyük acı   / 22-09-2004
REHA MUHTAR
Genel Yayın Yönetmenliği'ni hemen bırak sevgili...
MANSUR FORUTAN
N'olur bizi sevin!
"Bu skor '96 yılındaki mağlubiyeti...
MEHMET BARLAS
Can Paker'den Henkelciler'e yönetim öğütleri
Önceki gün...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Attilâ İlhan'a ayıp edildi!
Hem de çok! "Sevda...
SAVAŞ AY
Sıradan bir insanın katıksız hikâyesi!..
Ömer diye bir...
REFİK DURBAŞ
Biraz yapıcı olmalıyız
Küçükken babamla ağabeyi...
HINCAL ULUÇ
Saldırılara karşı duruş ve karşı saldırı..
İşin içine...
EMRE AKÖZ
Koca nasıl elde tutulur?
Haberi bizim gazetede okuyunca...
Aslan koşar adım: 2-0
Aslan koşar adım: 2-0
27'de Necati ile öne geçen G.Saray, maçın büyük bölümünde geriye...
Hakan'a milli şok
Hakan'a milli şok
Ay-yıldız'ın hocası Ersun Yanal, dün aday kadroyu açıklarken Milli...
'Kim daha üstün' kavgası
AK Parti Grubu’nda "Yasama, yargıdan daha önemli" diyen Başbakan’a...
AB-İKÖ ortak forumuna iptal
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında kriz yaratan, Ankara'nın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.