kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Geleceğin kurmayı

Susurluk davasının bir an için yeniden kanlı-canlı hale gelmesi, eskiden beri bu süreci kovalayanların temiz toplum aşkını depreştirdi. Muhakkak birçoğumuz salt hukuk devleti adına heyecanlanıyoruz.. Fakat önemli bir kesimin adeta avuç ovuşturarak şehvetle beklediği başka:
-Ah şu Abdullah Çatlı'nın kayıp çantasından zamanın siyasetçilerini ve komutanlarını yerle bir edecek bir şeyler çıksa, ah ah..
Sedat Bucak'ın dokunulmazlık sonrası yargılanışı sürerken yeni verileri yorumlamak olmaz. Ancak sivilliklerinden hiç de emin bulunmadığım bazı kişi ve kurumlardaki temiz toplum aşkının ne kadar halis olduğunu sorgulamak kaçınılmaz! (Aslında sivil kavramını tartışmaktan başlamalı ya; uzun hikaye.. Malum bizde başka yabancı gizli servislerin güdümündeki örgütlere hizmet edenler sivilden sayılırlar.. Dağdaki çete kendini nizami ordu ilan eder ama düzdeki yandaşı sivil muamelesi görür..)
Hiç şüphe yok ki Susurluk sürecinde temiz toplum heyecanı ile olayın derinlemesine araştırılmasını ve aydınlatılmasını isteyen, hukuk devleti davasına inanmış samimi sivil veya sivil olmayan pek çok insanımız mevcuttur. Kendimi de onların sivil kesiminden biri olarak görmeye de devam ediyorum.
Amma velakin; bu işten, geçmişteki solculuk günlerinin hınç tortuları ile köklü bir rövanş çıkarılması için heveslenenlerin gayretkeşlikleri hiç eksik olmamıştır, bu bir.. İkincisi ve daha baskını şu ki, PKK'nın dağda ezilmesinden ötürü TSK'ya karşı beslenen korkunç bölücü kin güçlü ve etkindir. Bu kinin erbabı iç ve dış derin müttefikleri ile Susurluk sürecinden kendilerine azami ruhsal getiriyi sağmaya çalışmaktadırlar. Elbette sadece Susurluk ile tatmin olmayacaklardır. Ancak, hazır bir patika açılmışken oradan yürümek bölücülere çok bereketli ufuklar vaat etmektedir. Onun için de işin ucu generallere değse diye avuç ovuşturmaktadırlar.
Hele de bir orgeneralin adı işe karışırsa PKK için ne kadar hoş olur?! Böylece TSK'nın PKK'yı dağda yenemediği, aksine çok kirli bir savaş yaptığı, sivil vatandaşa eziyet ettiği türünden iddialara güçlü (!) bir dayanak çıkar!!
Hepsi bu kadar değil.
Susurluk sürecinden salt temiz toplum davası adına değil de ideolojik veya duygusal hesaplar uğruna beklentileri olanlar bunlarla sınırlı değil.. TSK'yı sıkıntıya düşürecek Susurluk bulgularının ortaya çıkması, iç ve dış başka çevreleri de mutlu edecektir kuşkusuz.

***

Bu ve benzeri yüklenmeler, 'Türk Silahlı Kuvvetleri'ni bulunduğu coğrafya için her bakımdan mükemmel hale getirmek' şeklinde özetlenebilecek en temel milli zorunluluğu erteletmekte birincil etken..
Böylece kesim kesim farklı yanlışlarla aynı kötü sonuca hizmet eden bedhahlar ve bedbahtlar toplumu haline geldik.
Bu süreçte AB üyeliğini kovalayıştaki, tarihsiz toplumlara yaraşır kişiliksiz tarz, en ağır darbeyi milletin asli güvenlik damarına vurdu: TSK'yı siyasetin gerisine çekmek ile stratejik oyunun dışına atmak arasındaki çizgiye ilişkin bilinç kayboldu... Dağda savaşmış çetelerin -ve onlara kendi kahramanları olarak hayranlık duyanların- Ordu düşmanlığı ile dindarın soğukluğu birbirine karıştı... Seçim sonuçları ile halktan kopukluğu tescilli ulusçu cephenin resmi olmayan yollarla sergilemeye çalıştığı TSK ile özdeşlik görüntüsü, milletin ordusunu sınırlı bir toplum kesitinin özel dayanağı gibi algılattı... Orduyu yapısal yanlışlarından ötürü iyi niyetle eleştirip yeniden düzenlenmesi için öneride bulunmak 'asker düşmanlığı' ile eşdeğer oldu. Bu da, fiilen biten NATO çağının sonrası için, gerekirse hiçbir ittifakı öngörmeyen, kendi donanımı için dışa mahkum bulunmayan sorunsuz bir bölge gücü oluşturma zorunluluğu açısından TSK'yı sivil enerjiden ve halkın seçtiği siyasi kadroların samimi desteğinden mahrum kıldı... (Dünkü yazımda geçen birkaç satırlık ordu eleştirisine kızan veya hayal kırıklığına uğrayanlar, bu son ve uzun cümleyi bir zahmet ikinci defa okusunlar..)
Dilerim yaşanan yıpratıcı süreç geleceğin kurmayını şaşırtmaz.
Geleceğin kurmayı NATO ölçütlerinin kurmayı değildir. Çünkü NATO ölçütlerinin ideal kurmayı ABD'ninki gibi sermaye güdümlü siyasetin oyuncağıdır.
Bu coğrafyanın kurmayı için hakiki mevki siyasetin altı veya üstü değil, ötesidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 1940'lı dogmalar, 2004'lü batmalar   / 30-09-2004
 Ya AB'nin cinsel ölçütü?   / 28-09-2004
 Soygun çağı şerefine Petrus   / 27-09-2004
 Mazlumu umursamadan AB'cilik   / 24-09-2004
 Firmamız gururla sunar   / 23-09-2004
 Geyiğin vasiyeti   / 21-09-2004
 Kargalaştırıcı fikir ve siyaset   / 20-09-2004
 Kara gün dostluğu   / 17-09-2004
 Gerginlik ve çirkinlik   / 16-09-2004
 Asimetrik bilinç   / 14-09-2004
ERDAL ŞAFAK
Zor konular
Türkiye'yi tepeden tırnağa dönüştürecek AB...
ÖMER LÜTFİ METE
Geleceğin kurmayı
Susurluk davasının bir an için yeniden...
UMUR TALU
Kayıp çanta, ayıp devlet
"Kayıp çanta", Boğaziçi...
AB'ye "Türk lokumu"üyelik
Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi almasını etkileyecek 3 rapordan...
Irak'ta bombalar çocukları vurdu
Bağdat'ta şiddet asker çocuk ayırmadı. Direnişçilerin Amerikan askeri...
Kartal üzülmedi
Kartal üzülmedi
Norveç'teki maçta rakibiyle 1-1 berabere kalan siyah-beyazlılar, Del...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.