kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
  » Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
G.Doğu'da olanlar kimseyi sarsmıyor
Oğlum 'eşcinsel' lafına çok güldü

Eşcinsel lafını çıkaran iğrenç

Uğur Yücel eşcinsel olduğu iddialarını SABAH'ta açık açık yalanladı.

Büyük beğeni kazanan "Yazı Tura" filminin yönetmeni Uğur Yücel, hakkında çıkarılan "eşcinsel" söylentisine cevap verdi: "Lafı kim çıkardı biliyorum. İğrenç bir şey. Erkek ve kadın homoseksüelliğini doğal karşılıyorum. Ama benim heteroseksüel olduğum çok açık."

OĞLUM BİLE ÇOK GÜLDÜ
Yücel, Kenan İmirzalıoğlu ile Amsterdam'da evlendiği iddiasına da şöyle dedi: "Böyle bir haberin gerçekmiş gibi çıkması çok kötü. 19 yaşında çocuğum var. O da Kenan'ın arkadaşı. Oğlum 'eşcinsel' lafına güldü."


G.Doğu'da olanlar kimseyi sarsmıyor

'Yazıp yönettiği "Yazı Tura" filmiyle sinemaya bomba gibi bir dönüş yapan Uğur Yücel: "Türkiye'de olan bitenlerle ilgili problemim var benim. Bunları anlattım".

Muhsin Bey' ve 'Eşkıya' gibi Türk sinemasının yüz akı filmlerden sonra TV dünyasına kayan Uğur Yücel, çok cesur, çok ses getirecek, çok da sarsacak bir filmle dönüş yaptı. 'İkinci Bahar', 'Alacakaranlık' gibi dizilerle yönetmenlik yeteneğini sınayan Yücel, yazıp yönettiği 'Yazı Tura' filminde Türkiye'nin hayati meselelerine değiniyor. Türk sineması belki de ilk kez bu kadar gerçekçi bakıyor Güneydoğu'daki savaşa... İlk kez Marmara depremi bir filme konu ediliyor. Filmin eleştirisini yapan bir yazarın deyimiyle 'seyirciye yoğun bir huzursuzluk armağan ediyor bu film...' Uğur Yücel'den aksini beklemek de saflık olurdu! Kendisi de zaten, 4 yıl üzerinde çalıştığı filmi için "Sinemadan çıkanlar rahatsız olacaklar evet! Ama bu topraklar söyletiyor bana bunları; bu ülkede yaşananlar insanları komaya sokuyor. Birazcık da rahatsız olunsun ya" diyor. Hikâye, Günaydoğu'ya askere giden iki gencin hayatlarının ve hayallerinin kendileriyle birlikte 'gazi' olmasını anlatıyor; küçük umutları olan genç iki insanın geri dönülemez yolculuğunu... En az Michael Moore'un 'Fahrenheit 9/11'i kadar gerçekçi. Sinema seyircisinin gerçeklerle yüzleşmeye hazır olup olmadığı ise önümüzdeki günlerde belli olacak.

OLANLAR BENİ KOMAYA SOKUYOR
* Fazlasıyla gerçekçi bir film 'Yazı Tura'. Yaşananlar filmin senaristi ve yönetmeni Uğur Yücel'e nasıl dokunmuştu ki filme böyle yansıtabildi tüm bunları?
Bir travma yaşıyoruz biz esasında. İlk gençliğimizden beri... Türkiye'nin yönetim biçimi faşizme çok yakındı. Çok kapalı bir rejim vardı. Çok acı günler yaşadık. Esasında Türkiye daha yeni sokağa çıkmaya başlıyor, dünyayla ilişki kurmaya yeni başlıyor. Buralardan gelen; 12 Eylül dönemi ve öncesinden gelen, sonrasında Güneydoğu'daki savaşla iyice doruğa çıkan bir koma durumu yaşandı. Kimileri bu duruma kayıtsız kaldı. 'Evet faşizm de olur, ne var ki? Darbe şarttı; bu idamlar da olacak çok doğal, Güneydoğu'da birileri höt ederse onların da kafası kesilecek tabii' şeklinde bir yaklaşım var toplumda. Orada savaş çıkması, birilerinin asılması toplumu sarsmıyor. Sadece duyarlı insanlarda travma yaratıyor. Çünkü toplumun çoğu zaten duyarsızlaştırılmış. Bu yaşananlar sadece bazı insanlarda koma durumu yaratıyor, benimki gibi... Uzakta, burada otururken bizler; bir bomba patladığı zaman orada, kanlar sıçradığı zaman bizim bir yerimize geliyor. Bizim dediğim; duyarlı insanların, kimi yazar çizerin. Onlar da evlerine kapanıp kendi iç hikayelerini kuruyorlar. Benimki böyle bir şeyden kaynaklandı.

* Bu koma durumunun dışavurumu niye bu kadar uzun sürdü peki?
O ruh hali, filmle çok paralel giden bir şey değil. İçimde bir dünya var, sahiden o bambaşka bir haleti ruhiye. Yaşadığım ilişkilerden de farklı bir şey. Mesela bundan sonraki film hiç böyle değil; aşk filmi. Ama orada da çok sarsıntılı bir durum var, o da çok sert bir aşk hikâyesi...

* Niye böylesiniz; sert, sarsıcı, rahatsız edici...
Bilmem! Bir kere bu toprakları çok seviyorum ben. Popülizm yapmıyorum, hakikaten yüreğim titriyor bu ülkenin her yerinde. İki ay uzak kalsam Türkiye'den, can atıyorum dönmek için. Çok öfkelendiğim insanları bile özledim. Bir dönemler bu ülkeden gitmek istiyordum, buranın insanı olmadığımı söylüyordum. E şimdi yapıştıkça yapışıyorum ülkeme. Bir abi bir Rus kızı için kardeşini vurur mu? Vuruyor bu ülkede! Bu benim çekeceğim yeni filmin hikâyesi. İşte bu topraklar söyletiyor bunları bana. 5-6 senarist otursa, bir film üretelim dese, ülkeye dönüp baktıklarında derler ki "Abi Güneydoğu'da acayip bir savaş var, bunun filmi yapılmadı." Ya da depremin filmi yapılmadı...

* Az işlenen bir konu olması, tabu olması mı cazip geldi?
Ben bir gün otururken 'G.Doğu'yla ilgili film yapayım, depremle ilgili bir şey yapayım' diye düşünmedim. Daralmış, boğulmuş bir vaziyetteyim bir gün... Yatağımın içinde oturuyorum. Ve hiçbir çıkış bulamıyorum. Ne bireysel olarak, ne yazar olarak, ne oyuncu olarak hiçbir şey yapamayacağımı düşündüğüm bir zaman.. Bittiğimi düşünüyorum. Kalktım, bir şeyler yazmaya başladım. Bir araba, askeri araç, kan, postallar, makineli tüfek sesleri... Ne duyuyorsam; bilinç akışımda neler varsa hepsini yazmaya başladım. Sonra ortaya birdenbire şöyle bir şey çıktı: Ulan benim dertlendiğim bir yer var bundan. Sonra buldum ne olduğunu. Türkiye'de olup biten meselelerle ilişkili bir sorunum var benim, Türkiye'yle ilişkili sorunum var. Orada bir savaş olmuş ve esasında onları yazıyorum şimdi. Devam ettim yazmaya. Tamamen böyle çıktı.

ŞİRİN SEVER

DİĞER GÜNÜN İÇİNDEN HABERLERİ
 Parmakları çok büyüyor
 Haluk Kurtoğlu toprağa verildi
 Bilginer İngiltere'de beğenildi
 Anneme nasıl söylerim
 Gümrükçülerin örnek davranışı
 Marangoza 24 yıl hapis
 Geride bebeği kaldı
 İki milyarlık borç çıldırttı
 Öğrencilerin yüzü güldü
REHA MUHTAR
Kağıt parçasında ne yazıyordu?..
Dün gece Berat...
MEHMET BARLAS
Para ile mutluluk satın alınabilir mi?
Amerikan Forbes...
ALİ KIRCA
Hatıra defterleri!
Önceki gün bu köşede yer alan...
SAVAŞ AY
Mühim bir analizden alıntılar!..
Akşam'da sevgili...
HINCAL ULUÇ
Bir müsibet ve bin nasihat!..
Kuralar çekildiği zaman...
EMRE AKÖZ
Üzülmedim ama kızdım
Ben diğer birçok alanda olduğu gibi...
Bu nasıl taktik?
Bu nasıl taktik?
Genel görüş, bu sezon sadece bir dakika oynayabilen Fatih'e görev...
Değeri düştü!
Değeri düştü!
Daum ve yöneticilerin bir bölümü milli kaleciye sahip çıkarken,...
Bucak, Çatlı'nın sır dolu çantasını mahkemede açtı
Susurluk Davası'nda yeniden yargılanan Sedat Bucak, Çatlı'nın...
AKP'de kabine revizyonu için anket yoklaması
Kızılcahamam'da "Kimi nerede görmek istersiniz" konulu bir anket...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.