|
 |
 |
 |
|
| Türkiye gezisi kavga kurbanı
|
|
İran Cumhurbaşkanı Hatemi'nin Ankara gezisi ertelendi. Çünkü rakipleri onun elinden Türkiye'yle anlaşma imzalama yetkisini aldı.
Hatemi molla yüzünden mola verdi
İran'daki muhafazakarlar Hatemi'nin 'elini kolunu bağlayınca' İran Cumhurbaşkanı'nın Ankara gezisi son dakikada iptal oldu. Tahran da doğalgaz satışı için kulis yapamadı.
İran'ı çok iyi tanıyan ve mollalarla arası iyi olan Batılı bir işadamı, birkaç yıl önce Tahran dönüşü sohbetimizde durumu tüm netliğiyle anlattı: "İran'da bütün mücadele, Amerika'yla barışı kimin yapacağıyla ilgili. Bunu Hatemi'ye yedirtmezler." 25'inci yılında İslam devrimi, iktidarın tepesinde çeşitli çıkar gruplarının birbirini gözetlediği bir oligarşi durumunda. Devrim muhafızları, reformistler, muhafazakarlar ve Hatemi ekibi derken, İran'daki mücadele "pastadan pay kapmak" ve "diğerlerine kaptırmamak" üzerine. Böyle bir oligarşiyle dans etmek de, son zamanlarda İran'la iş yapmaya çalışan Türk şirketlerinin de gördüğü gibi, son derece zor.
TÜRK FİRMALARINA ENGEL
Türk konsorsiyumu Tepe-Akfen- Ventures (TAV) tarafından tamamlanan Tahran Havaalanı, proje bittikten sonra Devrim Muhafızları'nın "İran'ın güvenliği için tehlikeli" fermanı üzerine donduruldu. Mart ayında uluslararası bir ihaleyi kazanarak İran GSM pazarına girmeye hak kazanan Turkcell, hâlâ bürokratik engellemelerle lisans operatörü haline gelemedi. Sonuçta Hatemi, son dakikada İran'daki "gerçek irade"yi temsil eden muhafazakarların manevrasıyla Ankara'ya gelemiyor. Salı günü başlayacak gezi öncesinde İran Meclisi tarafından geçirilen ve Bakanlar Kurulu'nun onayladığı yasa, Türk şirketlerinin işini zorlaştırmaya yönelik. Ama muhtemelen Hatemi'nin gezisinin ertelenmesindeki bir diğer sebep de Ankara'dan "doğal gaz müjdesi"yle dönemeyeceğini farketmiş oluşu. İran ve Türkiye arasında imzalanan doğal gaz anlaşması, fiyat tartışması nedeniyle bir türlü sonuçlandırılamıyor. Bir de bunun üzerine ABD'nin son dönemde İran doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması konusundaki muhalefetini ekleyin. Konu, geçen hafta İstanbul'da Enerji Bakanı Hilmi Güler'le görüşen ABD Enerji Bakanı Spence Abraham tarafından da gündeme getirildi. Amerikalılar İslam Devrimi'ne "doğalgaz müjdesi" vermeye niyetli değil. Ah nükleer demişken... İran'ın nükleer tutkusu, önümüzdeki dönem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni epey meşgul edecek gibi. Bu sefer durum Irak'takinden farklı. Hem Avrupa, hem de ABD (hatta Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu), İran'ın "hasıraltı" bir şeyler yaptığı konusunda hemfikir. İran bomba yapıyor. Ama İran'ın uranyum zenginleştirme noktasına gelen programının nasıl durdurulabileceği konusunda kimsenin parlak bir fikri yok. Diplomatlar konunun muhtemelen ABD seçimleri sonrasında Güvenlik Konseyi'ne geleceğini söylüyor. İran'ın nükleer programı konusunda iki görüş var Ankara'da. Birincisi, Müslümanların elindeki atom bombasının Türkiye'ye zarar vermeyeceği görüşü. İkincisiyse İran'ın nükleer kulübe girmesinin bölgedeki tüm dengeleri altüst edebilecek ve istenmeyen bir gelişme olduğu. Bakalım kriz derinleştikçe hangisi ağırlık kazanacak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
