|
Geyiğin vasiyeti
Dünün 'anlam ve önemi'ni özetleyen kıssadan sonra bugünümüz de tam fıkralık!
Brüksel ile Ankara arasındaki yeni gerilimi birileri hala inatla zina olayına bina etme çabasını sürdürüyorlar. Bunu yaparken ayrıca, başka gerekçelerden ve gizli gündemden söz edenlere de her zamanki iliştirilmiş aydın pişkinliği ile 'komplocu' diyor, böylece güya tartışmayı daha başlamadan bitiriyorlar.
Ne var ki şahsen bu pişkinliğe perhizliyim.. Elbette komplocuların olayları nerelere kadar götürebildiğini çok iyi biliyorum, hatta bizatihi yaşıyorum. Fakat bu aşırıların bolluğu, ülkemizde ve dünyamızda pek çok komplonun yaşandığı gerçeğini değiştirmez. Çok yakın tarihteki komploların belgelerinden oluşan muazzam fitne külliyatını inkar edebilmek için ya gizli servislerle ilgili bilimsel yayınlardan habersiz bulunmak veya da katıksız şekilde iliştirilmiş aydın bordrosunda yer almak gerek!
Bu son Brüksel-Ankara gerilimini sadece zina çekirdeğine sığdırmakta direnen ve gizli gündem üstüne söylenenleri bir kalemde komplo diye çürüttüğünü zanneden iliştirilmiş aydın belki unutmuş olabilir veya unutmuş görünmeye mahkum bulunabilir ama kendilerini dinleyen ve okuyanlar asla unutmadılar.. Daha bu Irak savaşı ile ilgili olarak yüzlerine boca edilen gerçekleşmiş komplolar dahi millet katında onları karartmaya kafi..
***
Devlet eşittir gizli gündem..
Devlet iyidir-kötüdür, ayrı konu.. Devlet olmak, gizli gündemi olmak demektir. Bu, devletler topluluğu biçimindeki yapılar için de geçerli.. Oranın da merkez mutfağında kesinlikle gizli bir gündem vardır. Kanaatim o ki Türkiye gizli gündemi olmayan nadir devletlerden biridir..
Bizim eski veya yeni siyasetçilerimiz gizli gündeme inanmayan iliştirilmiş aydın rehberliğinde gününü gün ettiği için hem kendilerini, hem de milleti bir hüsrandan ötekine sürüklemekten kurtulamazlar. Çünkü ancak iş işten geçtikten sonra anlarlar ki müttefiklerinin bile Türkiye aleyhine gizli gündemleri varmış.. Bunun böyle olduğunu belgelemek için sadece Çağlayangil'in anıları ve Demirel'le yapılmış üç beş mülakat kafidir. Yalnız tekrar etmek zorundayım ki, bunlar da dahil bütün siyasilerimiz ne hikmetse iş işten geçtikten sonra böyle gerçeklerden söz ederler. Ve yine ne hikmetse bu da haleflerine hiç ders olmaz.
***
Türkiye ile AB arasındaki bu gerginlik Erdoğan'ın 'sorun yok' demesine rağmen Verheugen başta olmak üzere Brüksel kurmaylarından ve Avrupa medyasından gelen dehşetengiz zina notalarıyla tırmanmaya devam ediyor..
Ansızın çark edilip Meclis olağanüstü toplanarak 6 Ekim'e kadar zinaya ceza biçmeyen bir TCK çıkmazsa Ankara ile Brüksel arasındaki cicim yazı belki de sonbaharı hiç göremeden kışa demir atacak..
Yok eğer çark edilir de TCK AB'nin istediği gibi çıksa ne olur?
Bu durumda bile cicim yazı için iyimser değilim. Dünkü yazımın ruhunda da yer aldığı üzere bu karanlık deniz AB'nin gizli gündemi yüzünden Türkiye için fiilen bitmiştir. Hiçbir hükümetin veremeyeceği Kopenhag dışı diyetler isteyen Brüksel köhne saplantılarını terk etmedikçe -ki çok zor- Türkiye'nin üyelik macerası karanlık bir tünelin önünde duracaktır..
Bu durumun okunmasına ilişkin deneyler ise başta değindiğim gibi tam fıkra:
Bir geyik, bir kurt ve bir ayı dost olmuşlar.. Dere tepe dolaşıyor, birlikte yiyip içiyorlar.. Derken bir gün çok derin bir çukura düşerler.. Öyle derin ki, Bremen Mızıkacıları gibi birbirlerinin sırtına tüneseler bile çıkamayacaklar.. Bir iki gün geçmiş, geyik çukurun içinde bulduğu otlarla idare etmiş.. Kurt ile ayı ise açlıktan kıvranmaya başlamışlar.. Geyiği canları çekiyor ama serde dostluk var..
Ayı kurt ile fısıldaşır:
-Artık başka çare yok, dostumuzu yemek zorundayız.
Geyik aslında çoktan böyle olacağını biliyor:
-Dostlar, sizi anlıyorum, çok haklısınız, başka çareniz yok.. Beni yiyeceksiniz.. Bari son dileğimi yerine getirin; şu kuyruğumun altında yazılı olan vasiyetimi bir zahmet okuyun..
Hay hay! Kurt ve ayı geyiğin tam kuyruk altına bakmaya hazırlanırken beyinlerinin tepesine birer tekme yerler.. Kurt anında ölür.. Ayı can çekişirken son sözünü kendine söyler:
-Aptalım ben! Neyime gerek benim geyiğin vasiyeti?! Okumam yazmam yok ki..
***
Gizli gündemi okumasını bilmeyen devlet tarihin tekmesini yer.
|
