Terör ve karşı terör stratejileri

Yükselen değer feylesoflarına inat küresel güçlerin öngördüğü düşman algılamasını derinlemesine sorgulayan ve eleştiren özgür aydınlar artık birtakım ortak keşifler gerçekleştirmeye başladılar.
Bunlardan biri sözde terörle mücadelenin ters sonucunu işaret ediyor.
Ortak keşfin kestirme bir ifadesini dünkü Zaman gazetesinin The Guardian'dan iktibas ettiği İsabel Hilton imzalı yazının başlığında buluyoruz:
- Büyük güçlerin terör konsepti terörü inadına artırıyor..
Aynı gün bu yargıyı tamamlayıcı bir yorum haber görüyoruz:
- Putin Bush'un izinde.. Rusya da küresel terör avına çıkacak..
Yeryüzünü hiçbir devirde görülmemiş bir güvensizliğe mahkum etmek için korkunç körükleyici olarak Washington yetiyordu; Moskova da onun onda biri kadar becerikli (!) çıkarsa büsbütün yandık.
Aslında Putin'in bu yeni yönelimi bir misilleme çağrıştırıyor:
- ABD benim nüfuz ve çıkar alanlarımda terör örgütlerini kullanarak kendine yer ediniyor.. Kaide ve Taliban sayesinde Afganistan'da konuşlandı ve Özbekistan'da bile üs edindi.. Şimdi Kafkasya'da aynı yöntemle eteğime kadar sokulmaya çalışıyor.. Artık ben de aynı yöntemi uygulayarak ABD'yi kendine en yakın yerlerden terörle vurmaya çalışacağım.. Benim eteklerimdeki terör yangınını onun yamaçlarına taşıyacağım..
Bu misilleme tehdidi ABD'yi duraksatabilir mi?
Daha da önemlisi Rusya ABD'yi içeriden değilse bile yakınlarından vurabilecek terör maşaları oluşturabilir mi?
İlk bakışta bunun zor olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü her küresel ve bölgesel çete kendisine yeteri miktarda terörist tedarik edebilir.
Umutsuz yoksullar kitlesini sürekli büyüten kapitalizmin yerine çok hızlı bir dönüşümle evrensel bir paylaşım ahlakı geliştirene kadar dünyamızda tetikçi bulmak ekmek bulmaktan daha kolay olmaya devam edecek.
Bu bakımdan değil Rusya gibi geçmişte pek çok küresel pisliğe imza atmış gizli servis birikimine sahip bir ülke, çok daha toy ama paralı heveskarlar da 'uluslararası terör' silahı ile hasımlarının canını yakabilir.
Öyleyse Soğuk Savaş süresince 'nükleer kılıç' ile dünyayı paylaşan iki devin arasındaki dehşet dengesinin benzeri bu sefer terör kamçısı ile kurulabilir mi?
İşte ilk bakışta görülen kolaylık burada bitiyor. Rusya'nın sosyal, siyasal ve ekonomik şartları, ABD'nin terör kamçısına aynısıyla karşılık vermeye elverişli değil. Böylesine büyük bir ülkeyi içeriden karıştırmak için ABD kadar uzun elli olmak bile gerekmeyebilir.
Ülkesinin şartlarını iyi bilen Putin herhalde ABD'nin eteklerine uzanacak şekilde 'terör misillemesi'ni yeni ve kalıcı bir strateji olarak değil, birkaç caydırıcı deney olarak öngörebilir. Bu da, Rusya Federasyonu içindeki ve dışındaki birçok toplumu Ruslaştırma şehvetini hala yenemeyen ve Türkiye'yi hala Avrasya'nın önemli bir dinamiği olarak kabul edemeyen Putin'i bölgede yalnızlaştırabilecektir.