kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
  » Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Beni hâlâ kötü kız sanıyorlar
Beni hâlâ kötü kız sanıyorlar

Yıllar öncesinin 'Kara Melek'i Sanem Çelik, 'kötü kız' karakterinin üzerine yapışmasından şikayetçi. atv'nin iddialı yapımlarından 'Aliye'nin başrol oyuncusu, dizinin eş baskısı yaşayan kadınlara mesaj vermesini umud ediyor.

Kara Melek' adlı televizyon dizisinden sonra üzerine 'kötü karakter' damgası yapışan Sanem Çelik, aradan 8 yıl geçmesine rağmen televizyon yapımcılarının kendisine teklif getirmemesinden şikayetçi. Genç sanatçı, bu işin uzmanları olmasına rağmen, yöneticilerin televizyonun yarattığı bir kahramanı gerçek sanmasından dertli. Yeni sezonda atv'de yayınlanacak olan 'Aliye' adı dizide kendi ayakları üzerinde durabilen iki çocuklu bir kadını canlandıracak olan Çelik, bu proje için "Eş baskısı altında yalnız hareket etmekten korkan kadınlara umarım bir mesaj verebiliriz" diye konuşuyor. 'Aliye', Çelik'in 'Kara Melek', 'Canım Kocacığım', 'Günahım Neydi Allahım' ve 'Kör Talih'ten sonra beşinci dizisi. 'Filler ve Çimen'deki rolüyle Altın Portakal'da en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Sanem Çelik, yeni dizisindeki karakteri ve oyunculuğa bakış açısını anlattı...

KARA MELEK BAŞARININ KANITI

* Hep ayakları üzerinde durmaya çalışan güçlü kadın rollerinde görüyoruz seni. Aliye nasıl bir karakter?
Ben oyuncuyum. Yapabileceğime inandığım rolleri kabul ediyorum. Birbirine benzesin diye çaba harcamıyorum. Aslında 'Filler ve Çimen'de hiç de güçlü olmayan bir kadını oynadım. Evet Aliye ayakları üzerinde durabilen bir kadın. Çocukları var ve o çocukları büyütmek için de zaten kendi ayakları üzerinde durabilmek zorunda.

* Son zamanlarda bu tür güçlü kadın tipleri hemen hemen her dizide var... Evet ben de birçok senaryo okudum ve tespitim aynı. Televizyonda kadın projelerine bir yöneliş var. Bu yarış artık kadınların üzerinden gidiyor. Sebebinin ne oluğunu bilmiyorum ama hoşuma da gidiyor. Kendini eve kapatmış kadınlara kendi ayakları üzerinde de durabileceği mesajı veren diziler toplum için de iyi olabilir.

* Dizileri daha çok ev kadınları izliyor ve aralarında eş basıkısı altında ezilip sesini çıkaramayanlar var. Dizilerdeki bu akım kadınları toplu isyana teşvik eder mi? Bu diziler inşallah onlara bir mesaj verir. Çünkü hiç kimsenin evde oturmak gibi bir zorunluluğu yok. Kadınların içinde bir isyan potansiyeli varsa o zaten ortaya çıkar. Kadınların evde oturmasını bir isyan nedeni olarak görmüyorum. Bir seçme biçimi olarak görüyorum. Bir tercih meselesidir. Şartlar onları öyle yönlendirebilir. Şartlarına bir göz atarlarsa öyle olmadığını, sadece kendileri böyle olmasını istedikleri için olduğunu anlarlar.

* Televizyon dizileri arasında bariz bir yarış var. Yarışın boyutu dizi oyuncularını nasıl etkiliyor? Bu yarış senelerdir var. Ama bu beni ilgilendiren bir yarış değil. Ben bana gelen roller içinde sadece Aliye rolünün bana yakın olduğunu ve bunu iyi canlandırabileceğime inandığım için oynuyorum. Birlikte bir şey yapacağımıza inanıyorum. Bu sene 15 kadar proje okudum. İçlerinden sadece Aliye'ye kafam takılmıştı.

* Başka ne tür roller teklif edildi? Başrolünde kadının olduğu ve 'ben yaparım', 'ben ederim' tarzı yaşayan kadınların olduğunu söyleyebilirim. Bana genelde bu tür rolleri yakıştırıyorlar demek ki. Bunları oynamak da, seyretmek de keyifli olacak. Ben buna kırıcı bir yarış gözüyle bakmıyorum. Herkes bir şey yapıyor. Seyircinin gönlünü kazanmaya çalışıyoruz. Hiç de kolay bir şey değil zaten. Sürekli gelişip değişiyoruz. Yaşlısından çocuğuna kadar herkes oradan bir şey alsın, bir mesajı bulunsun istiyoruz. Çünkü durup dururken bir şey yapmanın manası yok. Eğer bir adı bir stili yoksa...

* Hep iyi projelerde adın geçiyor ama 'Kara Melek' olarak tanınmaktan kurtulamadın. Bu seni rahatsız etmiyor mu? 'Kara Melek' hiç unutulsun istemem. O benim ilk tecrübemdi. Ne öğrendiysem 'Kara Melek' dizisi sayesinde öğrendim. Bunun hatırlanması çok hoşuma gidiyor. Bu da bir başarının karşılığı. Bu beni onurlandırıyor. Sadece şunu isterim; bazı insanlar kulağıma geldiği kadarıyla beni 'Kara Melek'teki gibi kötü bir insan, öyle kötülükler yapabilecek bir kişi sanıyorlar. Hiç gülmeyen, milletin canını yakan bir insan olarak biliyorlar. Ben bakışların değişmesini isterim. O dizide benim başarılı olmam, kötü bir insan olmamı gerektirmez. Ben bir sürü rol canlandıracağım daha. 'Bu nasıl olsa daha önce kötü bir kadını oynadı bu iyi rolü oynayamaz' bakış açısı hiç de sağlıklı değil. Bunun değişmesini istiyorum. Vallahi kötü bir insan değilim!..

SEYİRCİM HİÇ YANILMADI

* Halk değil de dizi ve film yapımcıları mı gerçekten kötü kadın olduğunu düşünüyor?
Evet televizyon yapımcılarından hala böyle düşünüp korkanlar var. 8 yıl oldu o dizi biteli. Bittikten iki üç sene sonra bile ben hiç iyi kadın rolü teklifi almadım. Böyle düşünenler hala var. Ben kötü bir insanım. Dolayısıyla benimle çalışılmaz, ben kavga ediyorumdur mutlaka sette, kök söktürüyorumdur gibi bir görüş var. Beni kamera karşısında seyrettikleri 'Kara Melek' imajından kaynaklanan bir şey. Sokakta bana hala dilini çıkartan insanlar var. Tamam onları kabul edebilirim. Bunu başarmışım demektir. Ama bunu, işi yapanların düşünmesi şaşırtıcı. Yaptığım iyi bir iş olarak gururla hatırlıyorum.

* 'Filler ve Çimen' filmiyle Altın Portakal ödülü aldın. Neden sinema alanında devam etmedin? Çünkü biraz popüler sinema yapıldı. Son zamanlarda üretim biraz arttı. Umarım daha da artar ve her artışın bir kalitesi olur. Biket İlhan'ın çektiği "Ayın Karanlık Yüzü" diye bir filmde oynadım bu yaz. Mehmet Ali Alabora ve Mustafa Alabora ile oynadık. Gökçeada'da çekildi. Kasım-aralık gibi gösterime girer sanırım. Her şeye evet desem bir sürü şeyin içinde olurum o zaman. Uçup giden şeylerin içinde olmak istemiyorum. İçimde kalan şeyler olsun istiyorum. 'Filler ve Çimen'den sonra ah şu projenin de için de olsaydım dediğim bir şey yok açıkçası. İsteseydim olurdum. Beğendiğim işler var ama oralardan da bana teklif gelmedi. Çok film yapıldığı, iyi filmler yapıldığı anlamına gelmiyor. Çoğu zaman biz bu işlerde reklamı ön planda tutuyoruz. Reklam da bir işin tutmasının yarısı olarak bakıyorsak o işin kaliteli olduğunu göstermiyor.

* Popüler bir yaşantın yok ama ismin popüler bunu nasıl sağlıyorsun? Böyleyse ne mutlu bana. Gerçekten bazılarına göre doğru yoldayım. Bana güvenip inanarak bir şeyler yapılıyor. Seyircimi kızdıracak, kıracak bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Ben seyircimi "Sanem'i böyle bilmiyordum" dedirtecek bir sürprizle karşılaştırmadım hiç. Seyircim hiç yanılmadı diyebilirim.

BÜLENT İPEK MAGAZİN

DİĞER MAGAZİN HABERLERİ
 Yeni dönem coşkulu başladı
 'Hit' değil Hint rüzgârı
 atv'den muhteşem start
 Orıent Ekspress 100 zengin getirdi!
 Başvuru tarihi 15 Eylül'e uzadı
 Esprit yeniden Türkiye'de
Bilginer, sahnede oynamayı yasaklıyor
Bilginer, sahnede oynamayı yasaklıyor
Ekim ayında Bahçeşehir Üniversitesi'nde oyunculuk dersleri verecek...
Londra'da ilk kez bir Türk festivali
Londra'da ilk kez bir Türk festivali
Londra'da yaşayan Türkler'in düzenlediği festival beklenenin üzerinde...
Bağımsız Türkiye Komisyonu Raporu, Eylül 2004
Giriş
"Aralık 2004'te toplanacak Avrupa Birliği Konseyi,...
Bilişim Dünyası 2004
Avrasya'nın en büyük bilişim fuarı CeBIT Bilişim Eurasia, 31 Ağustos...
1 Milyon TL = 1 Yeni Türk Lirası
Yeni Türk Lirası'na 2005'te hazır olun. Yasa ile, Türk lirasından...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.