kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 

Olimpiyat Stadyumu'nda sadece Süreyya'yı düşünüyordum

Biz Elvan'ı alkışlarken acaba Süreyya ne yapıyordu? Çok uzun zamandır evinden çıkmadı. Ayrıca duyduğuma göre ne televizyon seyrediyor ne de gazete okuyor

Taksi yok. Olan da zaten gittiğiniz yeri beğenmiyor. Taksimetrenin iki katını ödemeyi teklif ediyorsunuz. Şoför "Bana mısın" demiyor. Otobüsler her yere giremiyor. Özel arabalara ise hiç geçit yok. "Peki" diyorum "Nasıl gideceğiz?" Herkes bir ağızdan cevap veriyor: "Metroyla tabii." İlk kez Olimpiyatlar'a gidiyorum. Şanslıyım çünkü Olimpiyatlar'ın ana sponsorlarından Kodak'ın davetlisiyim. Aylar öncesinden hazırlandım. Tek amacım Süreyya Ayhan'ı koşarken desteklemek. "Niye o? Niye diğerleri değil?" diyeceksiniz. Demeyin. Süreyya Ayhan'ın yeri bende bir başka. Hiç tanışmamama rağmen müthiş pozitif bir enerji alıyorum. Seviyorum kısacası. Örneğin şu aralar çok üzülüyorum haline. Kaç gündür aynı evde. Kaç hafta mı demeliydim yoksa? Gelen dedikodulara göre ne televizyon seyrediyor ne de gazete okuyor. Dışarı da çıkmıyor. Ne yapar bu kızcağız bir başına? Nasıl başa çıkar doping suçlamalarıyla, yarıştan geri çekilmesinin getirdiği mutsuzlukla. Küsmüştür dünyaya. Kendimi onun yerine koyuyorum, ağlamaktan yorulmuş olurdum bu dönemde. İçimden gözyaşı bile çıkmazdı. Öyle dönemler oluyor ki insan hayatında bir yanlış yapmaya gör, biraz da isimsen hani, birbiri ardına yorumlar başlıyor. Doğru, yanlış, uydurma, gerçek... Herkes bir anda atletizm uzmanı kesiliyor. İşi öyle bir noktaya getiriyorlar ki "Evet yanlış yaptım" diyemiyorsunuz. Atina'daki Türklerin çoğu 1500 metre finaline bilet alırken Süreyya Ayhan'ı destekleyeceklerini düşünüyordu. Olmadı. Olimpiyat Stadyumu'ndaki yerime oturduğumda nedense bir anda yine Süreyya'yı düşündüm. Nasıl bir yük bu Tanrım? Sonuncu bile olsa o gün o koşuda "Süreyya" diye bağırmayı istiyorum ben de bazı Türkler gibi. Elvan'ı alkışladık bu sefer. Hem de avuçlarımız patlarcasına. Cüneyt Koryürek, Elvan'ın 5000 hezimetinden sonra müthiş bir cesaret gösterdiğini söylüyordu. Ne kadar da haklı. Küçücük bir kız vardı sahada, şimdiye kadarki en iyi ikinci derecesini yaptı koşuda. Rakiplerinin çoğu da en iyi yarışlarını çıkarmasına rağmen. Yine de içimiz burkuldu. Uzun süre arkasından Türk bayrağını salladık durduk. Nasıl açız başarıya, anlatamam.

***

Boks karşılaşmalarının olduğu yere metroyla gidemezmişiz. Niye? Önce metroya bineceksiniz, sonra otobüsle bir süre gideceksiniz. İndiğiniz yerde "tabanvay". Nasıl uzak sormayın. Yürü babam yürü bitmiyor. Bir taraftan sıcak bir taraftan heyecan. Kaç saat önce yola çıkmışız. Atagün altın alabilir ya onun peşindeyiz. Hepimizin elinde birer Türk bayrağı. Hem sallıyor hem yürüyoruz. Bir 10. yıl marşımız eksik. Salon görkemli. Işıklar kapalı, insan yanındakinin yüzünü bile seçemiyor. Tek aydınlık yer boks ringi. Öyle olunca insan daha da heyecanlanıyor. Atagün ringe çıkıyor. Salon inliyor. Ne kadar çok Türk var, ne kadar çok ay yıldızlı bayrak. Gözlerim doluyor. "Saçmalama" diyorum "Niye ağlayacaksın ki şimdi?", maç bitiyor. Atagün yeniliyor. Yine bağırıp çağırıyoruz, kolay mı gümüş kazandık. O sırada telefonum çalıyor, arayan kocam. "Yazık ya bu çocuğa" diyor. "Şimdi canlı yayında 'Çok özür dilerim Türk halkından' dedi." Cüneyt Koryürek'in sabah kahvaltıda söyledikleri geliyor aklıma "Olimpiyatlar'da sadece şampiyonlar hatırlanır. Onlar marşlarını dinletirler. Birinciler dışında önemli olan yoktur". Acımasız değil mi? Arkamdaki Türk aile Atagün altın almadı diye karalar bağlıyor. Öyle mutsuzlar ki "Ah" diyor ailenin reisi "Şurada bir İstiklal Marşı çaldıramadık ya" Başımı sallıyorum. Sonra bir anda bizim daha acımasız olduğumuzu fark ediyorum. Tanımadığınız, o güne kadar adını bile bilmediğiniz Atagün'ün ya da Eşref'in daha iyi olan madalyayı kaçırışlarına bozuluyoruz biz. Bu sporcular ne yaparlar, nasıl çalışırlar, hangi koşullarda yaşarlar? Önemi yok. Sadece madalya açlığı var. Yine Süreyya geliyor aklıma. Çıksa ya biraz dışarıya, şöyle bir dolaşsa derin nefes alsa. Sporcu kolay yetişmiyor sevgili okuyucular. Sahip çıkmamız lazım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 11 Eylül Amerikalılar için yas değil defile günü olacak   / 29-08-2004
 Höpürdeterek kahve içmek çok yararlıymış   / 22-08-2004
 Acıdıkça daha çok kaşırsın ya   / 15-08-2004
 Kocamı özgür bıraktım   / 08-08-2004
 Öylesine bir tutsaklık ki   / 01-08-2004
 Önümde iki şık var ya ağlayacağım ya kadını tokatlayacağım   / 11-07-2004
 Israr ediyorum, herkes halkla ilişki kuramaz   / 27-06-2004
 Herkes halkla ilişki kuramaz.   / 20-06-2004
 Bütün mağazalarda pazarlık edilir   / 13-06-2004
 Bütün kadınlar moda dergisinden fırlamış gibi   / 06-06-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
İtalyan danteli
İstanbul'un alameti farikalarından biri...
BALÇİÇEK PAMİR
Olimpiyat Stadyumu'nda sadece Süreyya'yı...
ALİ POYRAZOĞLU
Basın sopayı vurun, vurun, vurun
Zina meselesini...
TURGAY NOYAN
Yönetmelikteki olası sıkıntılar
Yeni Amatör Denizci...
Mediciler'in şehrinde şarap sanat ve mutfak
Karmaşık ve sürprizlerle dolu bir kent Floransa. Prens Charles'ın da geldiğinde...
Rakı konuşa konuşa yudum yudum içilir
Geçen hafta içinde keyifli bir rakı yazısı süsledi Takvim Gazetesi'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.