Haydi bakalım kolay gelsin...
Bugün Ankara'da sekiz koşuluk bir program var ve bu koşuların hemen hemen hepsinde favori atlar da var, hiç şans verilmeyenlerde... Hemen "Eee ne var bunda... Her zaman öyle değil midir?" diye bir soru yöneltmeyin bana... Çünkü vereceğim cevap "Haklısınız..." demekten başka bir şey olmaz. Ama ne yapayım içimden "Favori atlar da var, hiç verilmeyenler de" demek geçti. Size yalan söyleyecek halim yok ya... Belki özellikle dördüncü koşuda (ikinci ayak ) işin içinden çıkmakta zorlandığım için, belki yirmi atın start alacağı son koşuda en fazla dört at seçip, bunlardan sadece ikisini çatıya almak mecburiyetim olduğu için bunaldığımdan böyle demişimdir. Yaşımız da altmışı aşalı epey oldu. Bu husus da çabuk bunalma nedeni olabilir. Yalnız bizim çocuklar benim bu "Artık yaşlandık" lafımı hiç ciddiye almıyorlar. İşine gelirse, aklın yatıyorsa o günün programının ıcığını cıcığını çıkarıyorsun." deyip beni teselli etmeye çalışıyorlar. Dördüncü ve sekizinci koşulardaki kararsızlığımı gözardı ederseniz aklımın yattığı bir şablon da yapabildim. Şimdi top sizde... Tabii "Çatıdaki atları çok mecbur kalmaz iseniz elimine etmeyin." önerimi aklınızdan çıkarmayın. Haydi bakalım kolay gelsin... Tabii benim son sözüm bu değil... Ben size her zaman olduğu gibi bugünde "Bahtınız açık, şansınız bol olsun." diyeceğim.
|