Trabzon'dan Muş'a kurtuluş arayışı
Mahfi Eğilmez pazar günü, Trabzon'a yaptığımız gezinin sadece turistik boyutunu yazdı. Toplantının içeriğini yazmak bize kaldı. Dünya Gazetesi ile Garanti Bankası'nın düzenlediği Anadolu Sohbetleri'nin konusu fındıktı. Toplantıda ortaya konuldu ki, Trabzon'un da içinde olduğu Doğu Karadeniz artık tek bir ürüne, fındığa veya çaya dayalı olarak ekonomisini döndüremiyor. Çünkü fındık artık Batı Karadeniz'in eline geçmek üzere. Üretim miktarı olarak Doğu Karadeniz'i yakalamıştı. Bu yıl muhtemelen geçecek. Fındığa verilen fiyat Doğu Karadeniz'de verimin daha az ve arazinin daha parçalı olması nedeniyle daha az gelir yaratıyor. Fındık fiyatları arttığı zaman bundan Batı Karadeniz daha çok yararlanıyor ve araziler giderek fındık alanına dönüşüyor. Bu durumda ister istemez Doğu Karadeniz'de alternatif ürünler gündeme geliyor, gelecek. Tarım bu bölgenin geçim kaynağı olmaya devam edecek ama yeniden yapılanmak, yeni ürünler bulmak şartıyla. Gerçi Mahfi Eğilmez'in kısa Trabzon yolculuğu dahi turizmin burası için de, bir fırsat olduğunu gösterdi. Ama benimle bir de Kaçkarlar'ın eteğine kadar çıkabilseydi, bu görüşü daha keskinleşirdi, bölgenin turizm potansiyelini tam anlamıyla görebilirdi. Karadeniz'de çaya ve fındığa başka bir alternatif sektör olarak turizm zaten belli bir kök salmış. Buralardan göç edenlerin bir bölümünün talebi bile, bölge turizmini geliştirmeye yetebilir. Turizm buraların kurtuluşunda tarımla birlikte ikinci sektör olmaya aday.
Muş'un yolu yokuş Muş, Doğu Anadolu Bölgesi'de yer alıyor ve kişi başına 576 dolarlık geliri ile Türkiye'nin en fakir ikinci ili. Doğu Karadeniz gezisi ardından Zafer Çağlayan, Selahattin Akaydın ve Erdal Bahçıvan'ın girişimiyle kurulan Muş Kalkınma Platformu'nun konuğu olduk. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanısıra Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Enerji Bakanı Hilmi Güler ve Tarım Bakanı Sami Güçlü de toplantıya katıldı. İki nehir arasındaki Muş, büyük bir ovanın ucunda kurulu. Zamanında lale yetiştirilirmiş. Ermeniler Osmanlı döneminde burada şarap üretirmiş. Hatta bu şaraplardan biri altı ay kadar önce Paris'teki açık artırmada şişesi 10 bin dolardan alıcı bulmuş. Şimdi ova sulanamadığı için verimsiz. Tütünü ile tanınmış olan Muş bunun yerine alternatif bir ürün geliştirmenin arayışında. Destekleme alımı bir uyuşturucu gibi, fındıkta olduğu kadar tütünde de çiftçinin ve bölgenin aleyhine sonuçlar doğurmuş. Karayolu, demiryolu ve havayoluna sahip Muş hayvancılık için de uygun. 80'li yıllara kadar hayvancılık yaygınmış. Ancak şimdi kentte mezbaha bile kapanmış, peynirler Trakya'dan geliyormuş. Terör olayları hayvancılığı bitirmiş. Henüz yeniden de başlatılamamış. Muş'ta özel sektör sanayi denilebilecek büyüklükte bir tesis maalesef yok. Organize Sanayi Bölgesi kurulmuş, 22 başvuru da var. Ancak henüz çivi çakan yok. Muş Kalkınma Platformu'nun amacı da bu. Şehre özel sektör yatırımı çekmek. Başbakan'ın buraya geliş amacı da bu. Hiç yatırım yapılmamış bir Doğu kentini örnek hale getirmek. Bunun için hemen hemen her türlü altyapı var. Başbakan'dan her türlü destek sözü de. Tek eksik olan ise girişimci ve ekonominin çarklarını döndürecek büyüklükte bir çevre. Muş'un durumu Karadeniz'e göre çok daha zor. Başbakan Muş'taki konuşmasında teşvik sisteminin kapsamını genişletti ve mevcut tesislere de teşvik verileceğini açıkladı. Muş'un durumu teşviğin sadece Doğu'da ve kişi başına geliri bin doların altındaki illere verilmesi halinde daha anlamlı olacağını düşündürttü bize.
Sonuç: "Bilinmedik iş görülmez" Sivas Sözü
|