kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Hayat sigortası is-te-mi-yo-rum!

Sabah dokuzbuçuk. Uykumun en tatlı anlarındayım. Yazmaya kaptırıp dörtte yatmışım. Saati onikiye kurmuşum ki, sekiz saat uyuyup güne öyle başlayacağım. Zira gece onda da Hırsız Var filminin çekimleri olacak, sabaha kadar. Bedenin de beynin programına uyduğu ender günlerden. Tatlı tatlı rüya görüyorum. Deniz, iskele, bir şeylere gülüyoruz. Derken Avrupa Yakası'nın müziği çalmaya başlıyor, diriri diririiii. Beynin bu dışarıdan gelen gürültüleri, uyanmamak için, hemen rüyanın konusuna uydurma çabasına çok gülerim oldum olası. Sabah sabah evin kapısı çalar, sen rüyanda kırlık bir yerde otururken, meğer o kırlık yerin bahçe kapısı varmış da, o kapı da zilliymiş, o çalıyormuş olur! O sabah yine aynı şey oldu. İskelede gülüşürken, 'meğer birinin elinde portatif televizyon varmış da, gündüz kuşağında Avrupa Yakası yayınlıyorlarmış' diye yazdı hemen beyin. Fakat müzik durup durup çalıyor. Beyin pes etti sonunda, uyandım. Çalan tabii ki, Avrupa Yakası'nın melodisine ayarladığım cep telefonum. Beni sabah dokuzbuçukta kimse aramaz. Arkadaşlarım bilirler. O saatlerde arandığımda ya ters konuşurum ya da konuşup kapatır, sonra ne konuştuğumu unuturum. Kaç kere randevu vermişim insanlara, farkında değilim. İş telefonu da olamaz. Onlar da beni anladı artık. Zaten birlikte çalıştığım kimse o saatte uyanık olamaz! Geceyarısı arasalar tamam, ama sabah, yoo! Koştura koştura gidip açtım: - Merhaba, Gülse Birsel? - Evet? - Gülse Hanım'la mı görüşüyorum? - Evet, ikisi aynı kişi zaten! - Gülse Hanım? - Eveeet? Bu noktada karşımdaki kadın azıcık bozuldu ama çaktırmadı. Ne diyecek ki? "Sesinizden travesti sandım da, onun için üç kere kontrol ettim"! Ben ne diyeceğim cevap olarak? "O zaman aramadan önce bir saatine baksaydın kardeşim." Her neyse... Hemen otomatiğe bağlayıp konuşmaya başladı: - Ben bilmemkim bilmemkim, falan feşmekan sigortadan arıyorum, hayat sigortamızla ilgili bilgi ver... - İlgilenmiyorum! - Efendim? - İlgilenmiyorum, teşekkür ederim. - İlgilenmiyorsunuz... Ama o zaman size özel birtakım şartlardan bahs... - İlgilenmiyorum, beni bir daha aramayın. Bu arada, cep telefonumu nereden buldunuz? - Kayıtlarımızda var! "Allah o numarayı size verenin de, onu kayıtlara geçenin deee" demiyorum tabii. - Lütfen kayıtlarınızdan çıkarır mısınız? Bu numara özel konuşmalar için. - (bozuk) Peki, tamam, iyi günler. Hayır o niye bozuluyor anlamadım! Cep telefonumu elde etmişsin, sabahın köründe arayıp rahatsız ediyorsun, sonra bir de afra tafra. Hayır, bu da sizin işiniz, saygı duyarım, tamam da... Bu hafta arayan üçüncü hayat sigortası şirketi be kardeşim! Ne oluyor ki? Gözüm toprağa mı bakıyor? Bir ayağım çukurda gibi bir halim mi var? Spor yapmıyor olabilirim ama şimdilik turp gibiyim! Bir de o "Kayıtlarımızda var" hikayesi... FBI'mısınız, nesiniz? Kayıtlarında varmış! "Gülse Hanım, dün öğlende Nişantaşı'nda bir kafede salata yediğiniz esnada, masanın üzerindeki kolonyalı mendillerden üç tanesini gizlice çantanıza attığınız görüldü. İnkar etmeyin, kayıtlarımızda var!" Hayat sigortası kavramı bana uzak bir kere. Sigorta nedir? Başına bir iş gelir, zarara uğrarsın, sigorta maddi kaybını karşılar. Hastalanırsın, tedavi parasını alırsın, evini su basar, tadilat parasını alırsın, değil mi? Ölünce bana ne gibi bir servis vermeyi taahhüt ediyorlar? Buzlu limonata, klima falan mı tedarik edecekler ben cayır cayır yanarken. (Hayır ters davranıyorum ya arayan sigortacı arkadaşlara, onların beddualarıyla cehenneme gideceğimi farz ediyoruz!) Olay şu: Ben öldükten sonra, geride kalanlar para alsın diye sigortaya çatır çatır taksit ödeyeceğim. Yok ya? Ölen ölür, kalan sağlar çalışsın kazansın kardeşim! Hayat sigortası pazarlayan arkadaşlar, bir kez daha söylüyorum: Sakın beni aramayın! "Hayat sigortası öyle değil de böyle" diye eposta da göndermeyin, okumam. İl-gi-len-mi-yo-rum!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Olimpiyat ruhum var, fiziğim yok!   / 28-08-2004
 Ev sahibesinin bilinmeyen dramı!   / 22-08-2004
 Eyvah misafir geliyor!   / 21-08-2004
 Hayat sigortası is-te-mi-yo-rum!   / 15-08-2004
 Taocu beslenme sanatı!   / 14-08-2004
 Tatilin dört hali!   / 08-08-2004
 Bu Nişantaşı beni bitirecek!   / 07-08-2004
 'Altın Eşek' almışım, haberim yok!   / 01-08-2004
 Ahmet Ertegün'ü pes ettirdik!   / 31-07-2004
 Sosyelitlerle sosyetikler Türkbükü'nde kaynaşmış!   / 25-07-2004
AYŞE ÖZYILMAZER
Eski sevgili çok mu lazım yani?
Ben terk ettim, sen terk...
GÜLSE BİRSEL
Spor, sanat için midir, halk için mi?!
Köşemi dikkatle...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Kırmızı mercimekli dip
Mercimek,...
Sezonun ilk daveti
Sezonun ilk daveti
Uzun süredir hayalet şehir kıvamındaki İstanbul, yavaş yavaş...
Sosyete Bunları Konuşuyor
Sosyete Bunları Konuşuyor
Hakko'nun Şakası!
Şimdilerde sosyetede herkes...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.