kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yavuz Donat @ SABAH
 

6-7 Eylül sendromu

Yargıtay'da sular durulmuyor. Kolay kolay durulacağa da benzemiyor.
Zira konuyu "taşıyanlar" da var. "Durumdan vazife çıkarmak" isteyenler de var. "Hesaplaşmalar" var.
Yaklaşan Yargıtay Başkanlığı seçimi ile ilgili "taktikler" var. Yani "işin içinde çok iş var." Tabii böyle bir durumda yargının da, Yargıtay'ın da "yara alması" kaçınılmaz.

İŞ KAZASI

Yargıtay üyelerinin büyük çoğunluğu Başkan Eraslan Özkaya'nın "bu durumu hiç hak etmediği" görüşünde.
Yargıtay'da "şu benzetme" yapılıyor:
- Başkan kaldırımda yürürken sanki başına saksı düşüverdi... Böyle bir şey herkesin başına gelebilir... Birinin bir konusu için, bir yere telefon etmeyen mi var?.. Eraslan beyinki tam bir iş kazası... Talihsizlik.

KEŞKE

Yargıtay üyelerinin çoğunluğu Başkan Özkaya için "böyle" düşünüyor ama..
"Şunu" da söylüyorlar:
- Keşke iş bu noktaya gelmeden önce Eraslan bey istifa etseydi... 6 Eylül'de yeni Adli Yıl'ı açış konuşmasını yapacağım diye inat etmeseydi.

YARGITAY'DA BÖLÜNME

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un önceki gün yaptığı "açıklama" Yargıtay'ı "ikiye bölmüşe" benziyor.
Bazı üyeler şu görüşte:
- Böyle bir konuşma gerekiyordu... Yargıtay'ın silkelenmeye ihtiyacı vardı.
Bazı üyelerin görüşü ise farklı:
- Başsavcı'nın bu şekilde konuşmaya yetkisi yok... Yargıtay'ı Birinci Başkan temsil eder... Başsavcı'nın üslubunu tasvip edemeyiz.

ON BİR SATIR

"Yüksek Yargı" çevrelerinde dün bize "Başsavcı Nuri Ok'un açıklamasının bazı satırlarını bir kez daha okumamızı" önerenler oldu.
"Hangi satırları" diye sorduk.
Aldığımız yanıt:
- 3. sayfanın son üç satırı ile 4. sayfanın ilk sekiz satırı.

T.C. BAŞSAVCILIĞI

İşte 4 sayfalık açıklamanın içindeki "Bir kez daha okumamız istenen" satırlar:
- ........Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı'na dönüştü
rülmesi gereken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na itiraz ve hatta delil toplama imkanı da verilerek, doğrudan kamu davası açma yetkisiyle donatılması ve Yüksek Disiplin Kurulu'nu harekete geçirme ve kararlarına itiraz hak ve yetkisinin genişletilmesi yer almaktadır.


YENİ BİR KURUM

Yüksek Yargı çevrelerinin "yukarıdaki satırlar" ile ilgili yorumları şöyle:
- Bu proje eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıları Vural Savaş ile Sabih Kanadoğlu'nun projesi idi... Nuri Ok göreve gelince aynı projeye sahip çıktı... Ve ısrarla savunmaya başladı... Hedef Adalet Bakanlığı'ndan ve Yargıtay'dan bağımsız, özel yasası olan yeni bir kurum yaratmak... Yani Türkiye Cumhuriyeti Başsavcılığı... Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok... Sayın Başsavcı, son olayları bahane edip bu konuyu canlı tutmak istiyor.

VEDA SÖYLEMİ

Yargıtay kulislerinde konuşulan konulardan biri de "6 Eylül'de neler olacağı.."
Başkan Özkaya'nın havası "acı yemedim ki karnım ağrısın.. Neden istifa edecekmişim... 6 Eylül'de kürsüye çıkar Adli Yıl'ı açış konuşmasını yaparım" şeklinde özetlenebilir.
Eraslan bey "bu tavrını" sürdürür ve 6 Eylül'de konuşacak olursa "Yargıtay-MİT-Çakıcı krizine hiç girmeyecek."
"Kendi durumunu" gündeme getirmeyecek. "Savunma" yapmayacak.
Bu son olaylardan önce hazırladığı ve bir "panel konuşması" düzeyindeki söylemini seslendirecek.
Bu aynı zamanda "ömrünü adalete adamış bir yüksek yargıcın" son konuşması, veda konuşması olacak.

7 EYLÜL

Eğer olaylar böyle gelişirse... 6 Eylül'de Adli Yıl'ı Eraslan Özkaya açarsa... "7 Eylül'de" neler olacak?
"Olacakları" söyleyelim.
"Başkanlar Kurulu" toplanacak. Bu kurul 35 kişiden meydana gelir. Yargıtay Başkanı, Yargıtay Başkanı'nın 2 vekili ve 32 Daire Başkanı.
İşte bu "yeni dönemin ilk Başkanlar Kurulu toplantısının" oldukça sorunlu geçeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Zira tartışma giderek "kaygan bir zemine" giriyor. "Kurumlar ve şahıslar" birbirine karıştırılıyor. "Şahısların üzerinden" kurumlar yıpratılıyor. Oysa hukuk devletinde herkesin güveneceği yer "Adalet kurumu."
Ama günümüzde Adalet "kan kaybediyor."



YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sıcağı, sıcağına   / 27-08-2004
 İktidar, muktedir mi?   / 26-08-2004
 Bu nasıl Türkiye?   / 25-08-2004
 Derin hesaplaşma   / 24-08-2004
 Aman dikkat sayın Bakan   / 23-08-2004
 Bakanlar Kurulu toplanırken   / 22-08-2004
 Derin sessizlik   / 21-08-2004
 İçişleri Bakanı: Herkes yargıya güvensin   / 20-08-2004
 Gençlerbirliği'ne 'kale büyüsü'   / 19-08-2004
 Ankara'nın son fotoğrafı   / 18-08-2004
YAVUZ DONAT
6-7 Eylül sendromu
Yargıtay'da sular durulmuyor. Kolay...
REFİK DURBAŞ
Size yakışmadı Ketenci...
Geçen günlerde CHP' den...
Kanseri yendi dönüyor
atv'nin sevilen dizisi Kurşun Yarası, eylül ayında müdavimleriyle...
4 işçi enkazda öldü
Eskişehir'de Eti Bisküvi A.Ş.'ye ait kek fabrikasının montajı...
Raylara baktı treni kurtardı
Raylara baktı treni kurtardı
150 yolcusuyla Afyon-İzmir seferini yapan tren, makinistinin...
İki Türk daha öldürüldü
İki Türk daha öldürüldü
El Cezire, iki Türk rehinenin vurulduğunu duyurdu. Ancak öldürülen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.