Hata Bosque'nin mi?
Denizli'de yere çakılan Beşiktaş'ta sular iyice kaynamaya başladı. Denizlispor, maç boyunca oyunu istediği gibi yönlendiren taraftı. İki yılda müthiş bir takım yaratan Giray Bulak'ı, yönetimi ve futbolcuları ayakta alkışlamak gerekiyor. Denizlispor, geçen sezonki klasik "uzun toplarla ve süratli adamlarla rakibi gafil avlama" taktiğini bu sezon da sürdürüyor. Ersen cezalı olduğu için Beşiktaş karşısında uzun topları kullanmaktan daha çok Timuçin, Miikka ve Ömer Rıza ile etkili kontrataklar yaptı. Ve Beşiktaş savunması bu kontratakların çoğunda ağır kaldı. Rakibini üzerine çekerek bir deplasman takımı kimliğine bürünen Denizlispor, çok güzel bir galibiyet aldı. Peki Beşiktaş ne yaptı? Bütün maç boyunca rakibinin içine çektiği bütün tuzaklara düştü. Peki bu takımda, rakibe göre taktik belirleme diye birşey yok mu? Bunu bilemiyoruz. Ancak Denizlispor 2 sezondur bu taktikle çok can yaktı. Maçın başındaki dizilişi de bunun göstergesiydi. Peki bir Allah'ın kulu çıkıp da Vicente Del Bosque'ye "Denizlispor şöyle takımdır, şöyle oynar" diye anlatmadı mı? Yıldızlar topluluğu Beşiktaş, üç haftadır bunun sıkıntısını çekiyor. Rakibe göre taktiğini değiştiremiyor. Vicente Del Bosque'ye birilerinin bu konuda uyarıda bulunması lazım. Bunu yapacak olan kişi şu anda Tayfur Havutçu gibi gözüküyor. Çünkü İspanyol hocanın yerli bir yardımcısı yok.
Gençler sınıfı geçti Haftanın diğer dikkat çeken yönü, zor maçlara verilen genç hakemlerdi. Hemen her genç hakem, altına girdiği ağır sorumluluğun altından kalkmayı başardı. Özellikle İstanbul-F.Bahçe maçının hakemi Fırat Aydınus'un yönetimi dikkat çekiciydi. Ufak tefek hatalar yapmasına rağmen maçın genelinde iyiydi ve zaten gözlemcisi Sabri Çelik'ten de 8.5 gibi yüksek bir not aldı. Oktay Demiray ve A.Sebat-D.Bakır maçındaki isabetli penaltı kararlarıyla Süleyman Abay da diğer iyi isimlerdi. Eğer gençler fazla baskı altında kalmaz, şova kaçmaya kalkışmaz ise bu sezon hakemler konusunda epey rahat edeceğe benziyoruz. Bu hafta alınan sonuçlarda öyle büyük bir sürprize rastlamadık. Haftanın en güzel maçı olan Malatya-Trabzon maçını seyredememiş olmak çok acı. TRT'yi geçen hafta naklen yayın konusunda uyarmıştık. Yıllardır Süper Lig yayını yapmayan TRT'ye bir öneri de özet yayınlarla ilgili. Özetlerde futbolcu isimlerine dikkat edilmesi şart. Trabzonspor'un ikinci golünde ortayı yapanı Gökdeniz olarak söyledi TRT spikeri. Oysa Gökdeniz ceza alanı içerisindeydi, ortayı yapan Lee idi. Ayrıntı ufak, ama mükemmeliyet ayrıntılarda gizlidir. TRT bunu ilke edinirse, yayınları daha keyifli hale gelir. Birçoğunuz, Sezen Aksu'nun hastalığını duymuşsunuzdur. Cushing sendromu olan Minik Serçe'nin bu rahatsızlığını pek çoğunuz hayatında ilk kez duyuyordur. Ben, yaklaşık 4 yıl önce bana, "Siz Cushing serdromu olmuşsunuz Murat bey" dendiğinde öğrenmiştim bu hastalığı. Ben iyileştim. Ölümcül hastalık demek, tedavisi olmayan hastalık demektir. Grip bile tedavi edilmezse öldürebilir. Yani Cushing geç kalınmadığı ve "doğru yerde tedavi edildiği" takdirde kimseyi öldürmez. Bu tip hastalıklar konusunda halkı yanlış bilgilendirmemeliyiz.
|