kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Ege'de tango

Bir süredir diplomasi kulislerinde dolaşan bir söylenti var. O da pek yakında, Türkiye'nin Ege'de Yunanistan'la olan hava ve karasuları konularındaki itilaflarını Lahey Adalet Divanı'na götürmeye hazır olduğu.
Lahey sözcüğü, Türkiye'de 80'li yılların başından beri adeta bir tabu. Birleşmiş Milletler'in bir kolu olan mahkeme, milletler arasındaki itilafları düzenleyen bir kurum olarak tasarlandığından, aslında teknik olarak Ege sorunlarının doğru adresi.
Buna karşın ulusal çıkarlar ve ulusal güvenlik konularında (ki Ege'deki her milim bu kategoriye giriyor), Türkiye içindeki mekanizmalar tarafından belirlenmiş siyaset ve prensiplerin, milli irade değil, onun üzerinde karar verebilen uluslararası yargının denetimine açılması, her zaman tartışmalı bir konu, anlaşılabilir bir durum. Sizin seçmediğiniz Perulu, Malezyalı, Danimarkalı hakimlerden oluşan bir mahkemenin ulusal meselelere müdahalesi, yanlız Türkiye değil, ABD, İsrail ve hatta Japonya gibi dünyanın bir çok ülkesinde kamuoyunun tepkisiyle karşılaşıyor.

Uluslararası Adalet kavramı

Felsefi olarak zaten milli egemenliğin bir ölçüde uluslararası bir yapıya (Brüksel) devri üzerine kurulan Avrupa Birliği'nde "uluslararası adalet" kavramına bakış farklı. AB sürecine giren Türkiye'de kamuoyu, zaten büyük ölçüde uluslararası yargının milli meselelerdeki rolünü kabullenmiş durumda. Bu yüzden başörtülü üniversite öğrencileri davalarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürüyor, basın Adalet Divanı'nın İsrail'in Filistin'le arasında inşa ettiği duvarla ilgili kararı alkışlarla karşılıyor, hatta gazetelere göre zaman zaman Anadolu'nun bir yerinde kocasından şikayet eden bir kadın "Onu Avrupa'ya mahkemeye vereceğim" gibisinden sözler söylüyor.
İlk kez Mesut Yılmaz'ın başbakanlığı döneminde ağzından kaçırdığı ve büyük tepki toplayan "Lahey'e gidebiliriz" sözü, aslında gelinen noktada Ankara'nın uluslararası arbitrasyona tümüyle karşı olmadığının ilk göstergesiydi.
Buna karşın Türkiye'nin geçmişte Yunanistan'ın karasularını uluslararası anlaşmalardan aldığı yetkiyle 12 mile çıkarmasını savaş nedeni (casus belli) saydığını açıklamış oluşu ve 1996'da iki ülke Kardak kayalığı nedeniyle savaşın eşiğine gelmesi, bu kez uluslararası yargının devreye girmesiyle, kokoreç veya başörtüsü gibi medyatik unsurları olmasa da, Türkiye açısından kalıcı ve yepyeni bir stratejik gerçek anlamına geliyor.

Sorun resmen çözüldü mü?

Bu yüzden hem Yunanistan hem de Türkiye, bir süredir meseleyi kendi aralarında çözdükten sonra Adalet Divanı'na gitme prensibini benimsemiş durumdalar. Anlaşılan bir yıldır devam eden ve büyük bir titizlikle gizlenen temasları Ankara adına Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal, Yunanistan içinde Londra büyükelçileri ve Atina'nın en kıdemli diplomatlarından Anastas Scopelitis yürütüyor. Görüşmelerin varlığından haberdar olan Amerikalı yetkililer, Kıbrıs'ta müzakere sürecine kadar süren temaslarla ilgili "Ege meselesi aşağı yukarı çözüldü" ifadesini kullanıyor. Yani iki ülke Lahey'e gidip bir sürprizle karşılaşmaktansa meseleyi kendi aralarında hallettikten sonra uluslararası hakimleri devreye sokacak.
Yine öyle görünüyor ki, itilaflardan biri (hava) Türkiye lehine, diğeri ise (deniz sınırı) muhtemelen Yunanistan lehine sonuçlanacak. Bu zaten yıllardır konuyla ilgilenen hukukçu ve diplomatların da tahmini. Kıbrıs meselesi ve oradaki referandum araya girmeseydi, belki de bugün Ege'de iki ülkenin ne kadar mesafe katettiğini resmi olarak duymuş olacaktık. Ama bu noktada gizlilik son derece anlaşılabilir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ankara'nın istihbarat kulisi   / 17-08-2004
 Derin kriz arapsaçı   / 16-08-2004
 Tek demokratik devrim   / 12-08-2004
 ...Ve Ankara   / 09-08-2004
 Ege'de tango   / 19-07-2004
 Edwards'ın anlamı   / 12-07-2004
 Bush geldi geçti   / 05-07-2004
 Zana'dan sonra   / 14-06-2004
 Reagan'ın önemi   / 07-06-2004
 G-8 gündemi   / 31-05-2004
SOLİ ÖZEL
Furların diyarındaki cehennem
Samantha Power, ...
Gerçek büyücü: 3-0
Gerçek büyücü: 3-0
Tuncay'a ilk golü attıran Brezilyalı'nın başlattığı atakta Van...
Sıradaki gelsin:4-3
Sıradaki gelsin:4-3
Bordo-mavililerde 3 gol atan Fatih yıldızlaştı. Ligin zirvesini...
Ortalık karıştı 'netekim'
Ortalık karıştı 'netekim'
78'liler Vakfı'nın, Kenan Evren'den esinlenerek adını 'Netekim'...
MİT bu işten bir an önce çıksın istedim
"Çakıcı'nın dışarı gitmesini de, cezaevine girmesini de...
MİT'çi Kozinoğlu 'tanık'tı 'sanık' oldu
İstanbul Başsavcılığı'nın daha önce 'tanık' olarak ifadesini aldığı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.