kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Lila adlı bir kadın ya da Fahrenheit 9/11

Bu bir sinema filmi değil... Bu bir belgesel de değil aslında..
Michael Moore'un Amerika'yı sarsan "beyaz perde gösterisi"; yakın, çok yakın tarihle bir yüzleşme...
Film, haftalardır ülkenin her yanındaki sinema salonlarında gösterimde...
Ve belli ki; daha haftalar boyu da gösterimde kalacak...
"Olup-bitenler"den habersiz son "Amerikalı"ya da ulaşana kadar...

***

Sıradışı gazeteci, televizyoncu ve film yönetmeni Michael Moore'un sarsıcı gösterisi; görüntülerle değil seslerle başlıyor:
Salon karanlık, perde karanlık...
Bir uçak homurtusu, infilak sesi, çığlıklar...
11 Eylül sabahı, ikiz kulelere çarpan uçağın sesi mi bu?
Yoksa...
Irak'ta bir bombardıman uçağının yol açtığı trajik senfoni mi?
Uçaklar ve ölüm...
Film aslında söyleyeceğini birkaç saniyelik o "karanlık"ta söylüyor.
11 Eylül'le Irak savaşı arasındaki insani trajedinin "ayniyet" ve "illiyet"ini çarpıcı bir biçimde düşündürerek...

***

Bush yönetimini yerden yere vuran bu filmi, ABD dışında bir ülkede seyretmek çok da anlamlı olmayabilir.
Biz, tepeden tırnağa "muhalif" bu gösteriyi, Beyaz Saray'dan birkaç dakika uzakta bir sinema salonunda izledik...
Salonu gündüz vakti bile dolduran Amerikalıların tepkilerini gözleyerek...
Hemen önümüzdeki Amerikalı kadınların; filmin ilk sahnelerinde; televizyon çekimi için saçlarını elini tükürükleyerek düzelten Paul Volfowitz'e kahkahalarla güldüklerini, birkaç dakika sonra da ölen oğulları için feryat eden Amerikalı ve Iraklı anneleri izlerken sarsıla sarsıla ağladıklarını gördük...
Evet; "Fahrenheit 9/11" bu anlamda tam bir tragedya... Gerçek haber karelerinden seçilmiş "komik haller"e güldürürken; o komiklikleri yapanların sebep olduğu trajedilere ağlatıyor...
Ve şaşırtıcı ilişkilerin yol açtığı beyin fırtınalarıyla sarsıyor herkesi...

***

11 Eylül, Afganistan, Irak...
Baba ve oğul Bush'un Suudi'lerle yakın ticari ilişkileri; Carlyle şirketinin karanlık işleri; Usame ve Suudi sermayesi; Chenney'le Halliburton bağlantıları; Enron, Unocal, doğalgaz hatları ve Afganistan sarmalı...
11 Eylül'de hava sahası kapanmışken; 13 Eylül'de Usame ailesinin ardarda kalkan özel uçaklarla ABD'yi terketmesi; Bush'un askeri kayıtlarında adı silinen kişinin şaşırtıcı rolü...
Bilinen, bilinmeyen pek çok olay, akılcı ve şüpheye yer bırakmayacak bir kurguyla ortaya konuyor...
Filmi izleyecekler; bunları görecekler elbette... Şifreleri çözecekler...
Lakin... "Fahrenheit 9/11"in; değme televizyonculara ve sinemacılara "selam" durduracak birkaç sahnesi var ki...
Başkan Bush'un; 11 Eylül'de ikinci uçağın Kuzey kulesine çarptığının kulağına fısıldanmasından sonra. Ana okulu öğrencileri karşısında geçirdiği o "ölümcül sessiz" dakikalar... Kamera "yakın plan" yüzünde ve gözlerinde... Ve Michael Moore'un o bakışlara kurguladığı "Flash-Back" düşünce balonları... Ve Bush'a o an düşündürdüğü "ilişkiler sarmalı..."
Anlatarak olmaz... Görülmeli...
Ve Lila adında bir kadın... Ve... Oğlunu savaşa gönderen o kadından; oğluyla ve ülkesiyle nasıl gurur duyduğunu anlatan "yurtseverlik" söylevi...
Ve 2 Nisan'da Kerbela'da düşen "Karaşahin" helikopteri... Ölen Lila'nın oğlu...
Ve Michael Moore'un müthiş bir gazetecilikle, o kadınla; o "anne"yle; Beyaz Saray'ın önünde buluşması...
Ve bir annenin Bush'a isyanı bu kez...
Ölümden önce, ölümden sonra...

***

Michael Moore'un filmi; Amerikan medyasına acımasız ama haklı bir eleştiri aslında... Bir tür sessiz intikam... Amerikan kamuoyu Irak'ta ölen sivilleri ve Irak'ta ölen Amerikan askerlerini ilk kez, evet ilk kez bu filmde görüyor ve öğreniyor...
"Fahrenheit 9/11" yakıcı bir film...
Filmin sıcağı kimi yakar? Görülecek...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Danssız cazibe   / 19-08-2004
 Savaş bursu   / 10-08-2004
 Lila adlı bir kadın ya da Fahrenheit 9/11   / 05-08-2004
 Turuncu alarm!   / 03-08-2004
 Demokratlar'ın şansı..   / 31-07-2004
 İstifa   / 27-07-2004
 Renksizliğin renkleri!..   / 22-07-2004
 Komplonun sonu yok!   / 17-07-2004
 Bu yazı bir komplo teorisidir!   / 15-07-2004
 Monica'nın zamanlaması...   / 13-07-2004
ALİ KIRCA
21 Ağustos'tan 11 Eylül'e...
Bugün 21 Ağustos... Üç yıl...
İpoteği kaldıramadı
İpoteği kaldıramadı
Türk halterinin sporcu kaynağı Kırcaali'den gelip Ankara Pursaklar'a...
Sporların anası başladı
Sporların anası başladı
Dün başlayan atletizm müsabakalarında, Türk sporculardan Eşref Apak...
Derin sessizlik
Derin sessizlik
Yüksek yargıdaki son durumu "dört kelimeyle" özetleyecek...
Hastane mikrobuna 350 milyarlık dava
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un yeğeni Pelin Coşkun, kapalı...
Genelkurmay'ın flamingo jesti
Hava Kuvvetleri Komutanlığı, İzmir Kuş Cenneti'ndeki 221 çeşit kuş...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.