kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Dökülen sırlar

Şiddetli yağmur sonucu yetersiz kalıp taşan lağımlar gibi, Türkiye'deki devlet sistemi içindeki pislikler de her gün bir yerlerden fışkırıyor. Yargıtay-MİT ilişkisinde yeniden su yüzüne çıkan Susurluk türü pislikle, yasalara karşı inşa edilmiş mahallelerde patlayan lağımların pisliği birbirileriyle akraba aslında... Tıpkı büyük depremden beş yıl sonra hala süren rezillikle, Van'da aşiretlerin dokunulmazlığıyla, tren kazaları sonrasındaki tavrın, üniversite sınavlarındaki sıfır puanlı öğrenci sayısının bağlantılı olması gibi... Yaşar Okuyan'ın pazartesi günü Radikal gazetesinde Neşe Düzel'e SSK'daki soygun, talan ve çürümüşlük hakkında anlattıkları da zaten bu akrabalığın somut kanıtlarını sunuyordu kamuoyuna.
Gözler önüne serilen bu çöküntünün özünde Türkiye'nin hukuk devleti olmayı becerememiş olması yatıyor. Güçlü olmayı ceberrut olmakla karıştıran bir toplumsal ve idari kültürde bu sonuca çok şaşmamak gerekir aslında. Bu nedenledir ki Türkiye'de devlet, düşman belleyip yakaladıklarına işkence etmeyi çok iyi becerirken; modern devletin olmazsa olmaz özelliklerinden vergi toplama işini hala beceremez. Adil değildir, şeffaf değildir, etkin değildir.
Günümüzde devletin güçlü olmasının ölçüsü hukuk sınırları içinde kalarak hukukun üstünlüğünü sağlamaktan, toplumla etkileşim içinde olarak onun enerjisinden beslenmekten ve kurallarını uygulayabilmekten geçer. Küreselleşme döneminde küçülen veya kalkınmadaki ekonomik ağırlığı azalan devlet idari olarak daha da etkili ve becerikli olmak zorundadır. Hantal devlet nasıl güçlü değilse hatta tersine o hantallık nedeniyle ciddi zaaflara sahipse, küçük devlet de zayıf devletle eşanlamlı değildir.
Türkiye'de toplum ile devlet arasındaki itişmenin ana nedeni bu ülkedeki merkeziyetçi, kendi kurallarına uymayı zül addeden, içe kapalı, imtiyazlarını kıskançça korumaya odaklı bir devlet anlayışıdır. Bunun çaresi devleti külliyen reddetmek değildir. Toplum, devletin alternatifi, onun yerine ikame edilebilecek unsurlar da değildir. Kaldı ki güçsüz bir devletin sivil toplumu da ancak bir yere kadar etkili veya güçlü olabilir. Devletin modern anlayışa uygun şekilde örgütlenmediği, sorumluluk taşımadığı ve kendi kurallarını ihlal ettiği bir ülkede modern toplumun etkisi değil cemaatçiliğin sultası gündeme gelir.

Devlette çöküşün işareti

Hukukun üstünlüğü modern devlet olmanın ana kaidesini oluşturduğu içindir ki Yargıtay Başkanı'nın ve Yargıtay'ın birimlerinin içinde olduğu yeni Çakıcı vakası mühimdir. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın hâlâ gangsterlerle ilişkide olması, en yüce yargı kurumunun içindeki kuşku uyandırıcı kararlar, kendini denetim dışında tutma çabaları herhangi bir devlette çöküşün işaretleridir.
Ancak aynı işaretler yeni bir yapılanmanın sancıları ve vurulan neşterle cerahat temizliğinin başlaması olarak da görülebilir. Türkiye'de şeffaflık isteme konusunda toplumsal talep aslında çok cılız. Hukuksuzlukta bulunan işbirliği imkanlarından hemen herkes memnun. Bunlar yapısal değişimin çok ağır gitmesine neden oluyor. Ancak AB sürecinin getirdiği rüzgarlar, küreselleşmenin dayattığı hukuksal çerçeveye uyum sağlama gereği gibi dayatmaların da etkisi hissediliyor. Türkiye zorla itilerek de olsa kendisini yenilemeye başlıyor. Muhtemelen tam bu dönemde Yargıtay-MİT skandalın patlamasında da bu baskıların etkisi var.
Devletin yeniden yapılandırılması ve bir hukuk devletine dönüşmesi demokratik toplum isteyenler için de uluslararası sistemde güçlü bir Türkiye arzulayanlar için de gereklidir. Bunun gerçekleşmesi ise yalnızca devlet içindeki reformcuların gayretlerine bırakılamaz. Toplumun bu meseleyi sahiplenmesi ve işin takipçisi olması şarttır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Necef ve sonrası   / 15-08-2004
 Tekneyi sallamak   / 12-08-2004
 Notalardan taşanlar   / 08-08-2004
 Terör, Irak ve ABD seçimleri   / 05-08-2004
 Kaza, suç ve insan   / 25-07-2004
 Aralık'a doğru   / 22-07-2004
 Dış politika nabzı   / 18-07-2004
 Siyaset ayarı   / 15-07-2004
 İlişkiler zayıflamış değil   / 13-07-2004
 Emperyal düşler   / 11-07-2004
AHMET HAKAN COŞKUN
Ah, sol elim!
Solculuk kadar bahtsız bir ideoloji, Nazım...
ÖMER LÜTFİ METE
Kara başörtü ile AK bikini
Geniş halk kitlelerinin duygu...
SOLİ ÖZEL
Dökülen sırlar
Şiddetli yağmur sonucu yetersiz kalıp...
YAVUZ DONAT
Gençlerbirliği'ne 'kale büyüsü'
Gençlerbirliği Kulübü...
Cinayetin 'fotoğrafı'
Ayrı yaşadığı karısının sevgilisiyle fotoğraflarını gören Özcan...
Hız yaşamlarına mal oldu
Uşak-İzmir karayolunda meydana gelen trafik kazasında 3 kişi hayatını...
Oyunu iyi 'okuyanlar' ve 'üfleyenler' başarılı oluyor
Oyunu iyi 'okuyanlar' ve 'üfleyenler' başarılı oluyor
Yaklaşık bir haftadır Türk futbolunda ne galibiyet, ne mağlubiyet ne...
Selzedelere lüks konut
Selzedelere lüks konut
Alibeyköy'de istimlak edilecek evlerde yaşayan vatandaşların...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.