kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Tanrım daha hafif bir ceza verebilirdin
Gani Müjde açık denizde

Yazar Gani Müjde, Doğu Ege Yelken Haftası'nın Çeşme- Bodrum etabında yarıştı ve izlenimlerini Aktüel Pazar için kaleme aldı. İyi bir yelkenci olan Müjde'nin macerasını okurken çok güleceksiniz. "Yerinde duran bir tekne, güneş, 39 derece bir hava ve denizin ortasında beş şaşkın..."

***

Tanrım daha hafif bir ceza verebilirdin

Yerinde duran bir tekne, 39 derecelik bir hava ve rüzgar bekleyen beş şaşkın... "Üç aylık oğlumun askerdeki yemin törenine yetişebilir miyim?" diye endişelendim.

Hep böyle olur zaten. Ne zaman tatil yapacak iki gün yakalasam bir şey çıkar. NTV çekimlerinden yırtmış Bodrum'da yayılıyorken aradı Turgay Noyan. "Ganiciğim Sabah'ın sponsoru olduğu yelken yarışlarını Sabah adına izler misin?" Turgay Abi arayınca akan sular durdu tabii... Bir araba bulunup Bodrum'dan Çeşme'ye yola çıkıldı. Akşam Sheraton Çeşme'de ödül töreni var. Ertesi gün Doğu Ege Yelken Haftası'nın ikinci ayağına katılacağım. Yani Çeşme Bodrum etabına. Daha önce bana paşa dedem Turgut Reis'ten kalan ünvanımı çalarak kendisini "kaptan-ı derya" ilan eden Mansur Forutan inecek, Dolphin adlı tekneye ben bineceğim. Tekne dereceleri ile ünlü olmasa da geyiği ile ünlü bir tekne. Adnan ve Aydın Yurdum, Ali Kemal ve eşeği, Bora, Cengiz hepsi yelkende olmasa da geyikte önemli dereceleri olan insanlar (Ali Kemal'in ve Aydın'ın Türkiye birinciliklerine de kan doğradım böylece.) Çeşme Sheraton Oteli'nde yapılan nefis ödül töreni ve eğlencede, Oğuz Ağabey'in ölüm haberi düşünce cep telefonuma kaçtı bütün keyfim. Odama çıktım erkenden yattım. Sabah Gazetesi'ne ve Turgay Ağabey'e ayıp olmasa yarıştan da çekilicem ama bizimkisi böyle bir meslek işte. Sabah dokuzda hızlı bir kahvaltı sonucu teknenin başına geldik. (Bunun yapacağım son güzel kahvaltı olduğunu bilseydim biraz daha yerdim be kardeşim.) Normal bir zamanda on saat bilemediniz 14 saatlik yoldur Çeşme-Bodrum arası. Hesabı ona göre yapıp herkes telefonlarına sarıldı. Kimi araba ayarladı, Bora eşini çağırdı, ben de Oğuz Ağabey'e son görevimi yapmak için İstanbul'a gideceğim uçak biletlerini hazırladım, Aydın ve Adnan kardeşler ise işlerinin başına dönecekler. Ali Kemal de şantiyeyi ve arkadaşını özlemiş...

SODALAR KARPUZLU ÇIKTI
Saat 10 gibi verildi start. Yaz ayları boyunca sadece iki gün esen lodos esecek bu gün. Yani rüzgarla gitmesi için tasarlanan yelkenli bir tekne ile rüzgara karşı gideceğiz. Haydi hayırlısı deyip süzüldük start noktasından 53 tekne ile birlikte. Sakız Adası'nı tutan Yunan hücumbotları "Türkler çıkartma yapmaya geliyor savulun" deyip top atışına davranmazsa Sakız Adası'nı sancakta (sağ tarafta) bırakıp açılıcağız Ege'yle kısmetse. Tekne yola çıkar çıkmaz sıcaklar da peşimize düşüyor. Mansur'un yazdığına inat likit sıkıntısı yok teknede. Hatta orta halli bir Alman kasabasına bir yıl yetecek kadar bira var. Sorun bira içenlerin sayısının az olması. On saatlik yolda soda ile idare ederiz diyorum ama sodalar da karpuzlu soda çıkıyor çoğunlukla. Bu arada iş güç sahibi Adnan öğle yemeği için kuzineye giriyor. Adnan'ın teknedeki adı "Kumrucu Adnan". Zaten teknede günde üç öğün kumru yeniliyor. Aslında güzel biişey. "Ne pişiricem" derdi olmadığı gibi "ne yiyicem" stresi de yok. Kahvaltı kumrusu, öğlen kumrusu ve akşam kumrusu yenildikten sonra tekneler koşar adım giriyorlar Samos Körfezi ile Furni Kanalı arasına. Kuğu gibi süzülen Türk tekneleri mevzuatlara ve devletin çıkarttığı tüm engellemelere rağmen Ege adasının sadece Yunan denizi olmadığını haykırırcasına süzülüyorlar Yunan sahillerini yalayarak. (Bir ülkenin vatandaşlarını neden denizciliğe özendirmesi gerektiğinin en iyi kanıtı.) Gece sepya bir fotoğraf karesi gibi çöküverdi Ege'ye. Gün bitti, rüzgar da gitti. Onlarca tekne gece vakti serildik Patmos ve Leros adalarının açıklarına. Gram esmiyor hava. Arada bir esen rüzgarı da yakalayan bir yüz metre gidip çakılıyor. Gece yarısına doğru bu yarışın bitmeyeceğini anlayan "aklı başında yelkenciler" bir bir anons yaparak ayrılıyorlar yarıştan ve motor basarak uzaklaşıyorlar yanımızdan. Bizim teknede ise Adnan ve Aydın kardeşler yelkenle ilgili kurumlarda yönetici olarak görev yapmış insanlar. "Biz de motor basalım gidelim" haykırışlarını "Hayır bize yakışmaz" diye cevaplıyorlar. Oysa benim üç yaşında kızım var ve onun mürüvvetini görmek, düğününde iki göbek atmak en doğal hakkım. Anlatamıyorum bir türlü. Sabaha karşı çok lazımmış gibi güneş çıkıyor. Yerinde duran bir tekne, güneş, 39 derecelik bir hava ve denizin ortasında rüzgar bekleyen beş şaşkınız artık. Ben neden yarışlara katılmadığımı yanağımı sıkarak aferinlerken rüzgar geliyor bir yerlerden. Hemen basılıyor yelkenler.

KUMRU YİYEREK ÖLMEK
Bir süre Kalimnos'a doğru yükselip hızlanıyoruz. Yaşasın, kızımın okuma bayramını göremesem de mezuniyet törenine yetişme ihtimalim doğdu. Tekneler kıyasıya bir mücadele ile Kalimnos adasının önüne kadar geliyorlar, artık Turgut Reis D-Marin'in yelken direkleri ve meşhur Turgut Reis camisi gözüküyor. Kızımın okuma bayramına bile katılabilme ihtimalim gittikçe güçleniyor o aralar ve Poseidon bizle dalga geçer gibi vazgeçiyor rüzgarını üflemekten. Marinaya 9 mil kala rüzgar müzgar bitiyor. Denizin üstü fabrikadan yeni çıkmış araba kaportası gibi dümdüz oluveriyor bir anda Bir kıpırtı, bir esinti, bir osurtu yok yok yok... Hayatımın bundan sonrasını kumru yiyerek geçirme ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Bu arada öğlen kumrularımızı yedikten sonra da çıkmıyor rüzgar. Kızımın evlilik törenine yetişme ihtimalim yok, bari doğumuna yetişeyim endişesi kaplıyor her yanımı. Tekne bir özürlünün tekerlekli sandalye ile yapabildiği hızın onda birini yapabiliyor çünkü. İkindi kumrusunu yerken yeniden yalvarmaya başlıyoruz Adnan ve Aydın Yurdum kardeşlere. Üstelik hemşehriyiz. Onlar Ohrid'li ben Prizrenliyim. Lakin nuh diyorlar peygamber demiyorlar ki Nuhun gemisi ile yapılan gezinin bile bundan daha kısa sürdüğünü sanıyorum. Araba ile 3 saatte geldiğim yolu 30 saatte hala tamamlayamamanın sıkıntısı ile kızımın ikinci doğumuna yetişme ihtimalimin olmadığı geliyor aklıma. Yelkene üfleme çabalarım sonuçsuz kalıyor. Teknede isyan havasını sezen Aydın hemen çilingir sofrasını kuruyor kokpit masasına. Kumru eşliğinde rakılarımızı ve biralarımızı içerken insafa gelen Adnan'ın "tente açılabilir ama denize girmek yok" komutu ile keyfimiz yerine geliyor. Bu arada ben üç aylık oğlumun askerdeki yemin törenine yetişebilir miyim endişesini taşımaya başladım. Tanrım daha hafif bir ceza verebilirdin bana... Saat beşe doğru yarışı bırakan bir iki tekne yanımızdan geçerken suya atlayıp iltica ediyorum özgür bir basın mensubu olarak. Kızımın nikahına ve oğlumun askerdeki yemin törenine yetiştim ya, Dolphin ekibinin arkamdan yaptığı hareketler umurumda bile değil.... Saat altı gibi D-Marin'e vasıl oluyoruz, Relax teknesi ile ve sahilde toprağı öperken çok önemli bir karar daha alıyorum. "En iyisi gene de hızlandırılmış tren." Bu arada yarış hala devam ediyor sanıyorum.

KUMRU eşliğinde rakılarımızı ve biralarımızı içerken insafa gelen Adnan'ın "tente açılabilir ama denize girmek yok" komutu ile keyfimiz yerine geliyor... Saat beşe doğru iltica ediyorum, özgür bir basın mensubu olarak

Gani MÜJDE

DİĞER HOBİ HABERLERİ
 Tatiliniz için otel yerine kiralık ev bakabilirsiniz
 Bodrum Yat Fuarı başlıyor
 Açıklama
 Avrupa'da sıradışı trend biseksüellik
 Sanat ve sinema tarihinin sırlar bırakan intiharları
 Türk tarihinin kara sayfası
 Kazılar anında analiz edilecek
 Karakteriniz dansınızda gizli
 Şehrin ortasında bir kayıp cennet
 Pilot ve hostesler uçağın çatısında dinlenecek
 Havada "express" büyüme
 Olimpiyat atları MNG'den
 Gözler sahaya dikkatler hakemlerimize çevrildi
 Kafkaslar'ın sahili Batum
 Time Warner Merkezi keşfedilmeyi bekliyor
 Marmara Denizi'nin gönüllü koruyucuları
 THY'de büyük değişim
 Avrupa'nın uçuş merkezi
 Kısa...kısa...kısa...
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
  » Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ALİ POYRAZOĞLU
İtiraf ediyorum
Evet, her şeyi açıklamaya karar verdim.
GÜNTAY ŞİMŞEK
Hostesler ayrı yatabilir mi?
Yazının başlığını okuyup,...
TURGAY NOYAN
Atasözlerimizde denize yer yok
Okurlarımızdan Atilla...
STELYO BERBERAKİS
Nitekim Geldi Çattı
Olimpiyat'ın açılışındaki gösteriler...
YASEMİN TAŞKIN
Alaçatı'nın Dar Sokakları
Bir yandan turizmi bir yandan...
FİKRET AYDEMİR
Güle Güle Günter Abi
AB'nin genişleme dalgasının mimarı...
REFİK DURBAŞ
Nobel'in gizemi
Alfred Nobel'in kurucusu olduğu ve...
Doğal enerji kaynağı ozon
Doğal enerji kaynağı ozon
Türkiye'de birkaç yıldır uygulanan "ozon terapisi", kanserden...
Tiroidin fazla çalışması tehlikeli
Tiroidin fazla çalışması tehlikeli
Aşırı kilo verme ya da alma, bacak şişmesi, aşırı terleme, gerginlik...
Sizin evde dırdır sorun yaratıyor mu yoksa çoktan alışkanlık haline mi geldi?
Bu tartışma çok konuşulacak. Uzun bir zamandır SABAH...
Futbolcuların sırdaşı kadın psikolog
Galatasaraylı futbolcular cinsellik de dahil bütün sorunlarını bir...
İstanbul "müze kent" olacak
Tarihi Yarımada, Haliç ve çevresiyle Beyoğlu'ndaki bütün eski binalar yeniden...
Çok tartışılan şampiyonluk
Geçtiğimiz hafta sörfte 'dünya şampiyonu Türk' olarak adından söz ettiren Bora...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.