kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

İki Çankaya...

Yerinde bir merak... Nevzat Atal'ın soruları üzerine Tarhan Erdem'in, "Cumhurbaşkanı, bu anayasayı yapar mıydı?" diye düşünmesi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı iken de, Cumhurbaşkanlığı'nın ilk yıllarında da, Cumhurbaşkanı Sezer'in bu anayasayla tam mutabık olmadığını biliyoruz.
Anayasa Mahkemesi Başkanı iken yaptığı iki önemli konuşma, ardından Ecevit hükümeti sırasındaki tavırları, "her şeyin başı vicdan özgürlüğü" odaklı bir hukuk felsefesi perspektifi çiziyordu.
Bugün iktidar olanların o zaman alkışladığı bir takım örnekleri hatırlarsak...
O zamanki Genelkurmay'ın da telkiniyle o hükümetin "memur temizliği", yani "cadı avcılığı" girişimi Çankaya'dan o felsefeyle dönmüştü.
RTÜK gibi bir "büyük medya-iktidar işbirliği" de öyle veto yemişti.

***

O dönem neredeyse "halkın duyarlılıklarına dayalı tek başına muhalefet" gibi görünen Cumhurbaşkanı Sezer, bugün de "muhalif" pozisyonda.
Ne var ki, bu kez, o pozisyonun "halkın duyarlılıklarına ve ihtiyaçlarına, demokrasi ve hukuk felsefesine uygun olup olmadığı" tartışılıyor.
Bu dönemin farklılığı şu: Önceki koalisyon hükümeti, "yolsuzluklarla mücadele eder" görünmesine karşılık, büyük medya ve iş dünyası ittifaklarıyla toplumdan kopmuş, içinden çürümekte olan bir hükümetti.
Oysa bu kez, yüzde 30'dan 40'a varan "umutlar" üstünde güçlü biçimde gelmiş bir hükümet var.
Ve önceki hükümetle, demokratik haklar, özgürlükler, çoğulculuk, toplumsal duyarlılık, hatta YÖK gibi noktalarda çelişerek, çatışarak, hatta hatta bu çelişkileri dönemin genelkurmayı ile de yaşayarak "güven ve sempati" sağlamış, "açılımlar"dan yana vaziyet etmişti Cumhurbaşkanı.
Kabaca söylersek, diğerleri sözde "rejim"i savunuyor, Cumhurbaşkanı ise "demokrasi ve hukuk"u vurguluyordu.
Bu kez, denklem tersine döndü.
Bu iktidara atfedilen özellikler ve "kuşkular"dan ötürü, Cumhurbaşkanı "rejim savunucusu."
Elbette bunu da, "hukuk" temelli yapıyor; ama artık, "varolan hukuk"un yetersizliğini, katılığını açacak ve aşacak bir felsefeyi vurgulamaktan çok...
"Halihazırdaki hukuk"la "rejimi savunmaya" çalışarak!

***

Bu yüzden de, bir zamanlar anti-demokratik bulduğu Anayasa'ya, onun eleştirisini ve değiştirilmesi arzusunu da içeren bir zaviyeden "mecburen uymak" yerine, bizzat o katılığa sahip çıkarmış görünüyor.
YÖK ve türban meselelerinde de öyle.
Bu ülke yıllarca, kendi halkından, kendi aydınından, kendi gençliğinden kuşku ve korku üstüne bina edilmiş katılıklar yüzünden çok şey yitirdi.
İktidarlar da, darbeler de, aynı minvalde birbirini izledi.
Şimdi de, aslında demokratik-vicdani-adil açılım olabilecek adımlar, "bu iktidardan kuşku" yüzünden çengele asılı kalıyor.
"Demokrasi araç, yani tramvay olabilir" korkusu yüzünden, "demokrasinin amaç olması" ıskalanabiliyor.
Türkiye'nin ihtiyacı; iktidarın henüz kanıtlamadığı türden bir "demokratik samimiyet" göstermesi ve Cumhurbaşkanı'nın da bir zamanlar dile getirdiği hukuk felsefesine dönmesi.
İçten pazarlık ve araççılık... korku ve kuşku üstünde patinaj yapmaktan yorulduk.
Sanki... Cumhurbaşkanı da, "savunma" değil, "hücum oynadığı" zaman, Türkiye'nin önünü daha çok açacak gibi görünüyordu.
Hükümet ile Çankaya'nın birbirine güvenebileceği içten bir dil çok mu zor acaba?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İki Çankaya...   / 09-08-2004
 Ya düğün, ya cenaze...   / 08-08-2004
 Meşum bir fotoğrafın perde arkası ile parmak şıkırtıları   / 06-08-2004
 Trenlerin ayıbına, büyük başların masumiyetine dair   / 05-08-2004
 Bu vahşet öfkemizi ve vicdanımızı büyütsün!   / 04-08-2004
 Ne Allah korkusu, ne vatandaşlık duygusu!   / 03-08-2004
 Acı reçete!   / 02-08-2004
 Okumadan, yazmadan yüzde 90 okur-yazar!   / 01-08-2004
 Keşke şöyle bir fırlatabilseydik...   / 30-07-2004
 Yorgun bedenleri koparan yaz dökümü   / 29-07-2004
MANSUR FORUTAN
Kimse mecbur kalmadan gönüllü olmaz ki
Muhteşem bir...
SAVAŞ AY
Bu ülkede insan hayatı mı? Peeeh!..
Geçtiğimiz gün bu...
HINCAL ULUÇ
Vergi kaçırma cenneti ülkem..
"Bravo" diye yazmıştım..
EMRE AKÖZ
Tembellik zor bir iştir!
Haber eğlenceli: 2 bin...
ERGUN BABAHAN
Milli Eğitim'e yeni düzen
8 yaşında bir kızım var. Bu...
İran'ı özgürleştirme harekatı sinyalleri
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Rice, İran'ın nükleer amaçlarıyla...
Kim bu El Kaideci Türkler?
ABD'deki turuncu alarm sonrası başlayan operasyonlar zincirinde dün...
Sahtekarlık yok
Sahtekarlık yok
Uluslararası Atletizm Federasyonu'nun açtığı soruşturmada iddiaları...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.