|
|
|
|
|
Yıldızları küstürdü
|
|
Sergen'in kilosu ile uğraşacağına yeteneklerini kullan. Çünkü o bir futbol tanrısıdır. Sergen'e sırtını dönersen, Tümer'i sahiplenmezsen Beşiktaş'ı da kendini de bitirirsin Sayın Del Bosque.
Berlin Olimpiyat Stadı yıkılmadan yapılmış. Yani 70 yıl sonra estetik, teknoloji bir arada... Bir de açılış töreni vardı ki, inanılmaz dı. 1936'da Hitler'i çıldırtan ABD'li zenci atlet Owens'a iade-i itibar bir kez daha yapıldı. Owens'ın torunu Olimpiyat Stadı'nın meşalesini yaktı. İşte o Hitler'in locasında bu kez Beşiktaş'ı yönetenleri gördüm. Ellerinde püro, büyük bir takım yaratmanın gururu içindeydiler. 6 kişiydiler ve şu mesajı veriyorlardı: Beşiktaş yönetiminde diktatörlük yok, demokrasi var... Elbette inanmadım. Diktatörün locasında 6 yönetici olabilir ama Beşiktaş'ı bir tek kişi, o da Kıvanç Oktay yönetiyor. İşte bu Beşiktaş onun eseri...Beşiktaş'ı yönetenler artık biliyorlar ki, Üç Büyükler'in en kötüsü Beşiktaş...Daha kötüsü de şu: Beşiktaş geçen yıldan da kötü. F.Bahçe'nin Juventus'u yenmesi, G.Saray'ın şampiyonlar şampiyonu Porto'ya futbol dersi vermesi öte yandan Beşiktaş'ın ise geçen yıl zorla kümede kalan Hertha karşısında ezilmesi çok şeyi kanıtlar... Maç sonrasında Türkiye'ye iyi tanıyan Falco Götz'ün, "Beşiktaş o kadar kötüydi ki bizim hangi noktada olduğumuzu göremedik" demesi Del Bosque'ye verilmiş en büyük derstir. Yıldıray Baştürk'süz Hertha karşısında Beşiktaş 1-2 gol girişimi yaptı hepsi o... Rakibe ise en az 10 net gol pozisyonu verdi. Bu Del Bosque'nin 4-4-2 taktiğinin ve felsefesinin iflasıydı.
Bu ne biçim savunma Maç sonrasında "Bu kadar çok gol pozisyonunu neden verdiniz?" sorusuna Del Bosque yanlışı yanlışla savunarak cevap verdi. "Sorun sistemde değil, orta sahamızın üç pası birarada yapamamasında" dedi. Bu komik savunma hâlâ Beşiktaş'ı tanıyamadığını belgeledi. Elbette orta sahanın göbeğinde Okan Buruk'la İbrahim Toraman üç pası değil iki pası birarada yapamaz. Toraman ilk toplara basan çok iyi bir stoper hepsi bu... Asla bir oyun kurucu değil. Okan Buruk ise sağ koridorda hücum kimliği olan biri. İşte Del Bosque'nin tarihi yanılgısının düğümlendiği nokta bu... Del Bosque bu sorunu çözemediği gibi çözülmüş bir sorunu da sorun yaptı. "Yıldızları tanrılaştırmayın" diyerek düz ve sıradan oyuncuları sahiplendi. Yani "Önce sistem" dedi. Del Bosque böyle düşündüğü için Real Madrid'den kovuldu. (Beckham'ın transferine karşı çıkıp, defansa takviye isteyince gönderildi) Yazarların "Sergen sahaya ağırlığını koyuyor mu?" sorusuna "Takıma mı, kilolarına mı?" diyerek alay eden Del Bosque şunu bilsin: Futbolda yıldızlar bir Tanrıdır hocam! Beşiktaş'ta Sergen Yalçın bir Futbol Tanrısı'dır hocam... Sergen Yalçın'a sırtını dönersen, Tümer Metin'i sahiplenmezsen hele hele Ahmed Hassan'ı yedek oyuncu psikolojisine sokarsan (Lucescu bu tarihi hatasının faturasını şampiyon olamamakla ve kovularak ödedi) bu Beşiktaş biter. Bu da sonun olur...
Carew bile kurtaramaz Şunu da gördük ki Del bosque panikte. Kendine olan güvenini kaybetmek üzere. 40 gündür çalıştırıp da tanıyamadığı futbolculardan bir takım yaratamadı. 5 gün sonra lig başlıyor, Beşiktaş'a kimse güvenmiyor. Daha kötüsü de şu; Del Bosque lig başlamadan kendine olan güveni de bitirdi. Okan Koç, Ümit Aydın, Yasin Sülün gibi yetenekleri kapının önüne koydu. Sonra da Kaan Dobra, Emre Aşık, Mustafa Doğan ve Okan Buruk'a sarıldı. Del Bosque işte burada Beşiktaş'ı bitirdi. Del Bosque'yi artık John Carew bile kurtaramaz..
|
|
|
|
|
|
|
|
|