kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
  » Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Şans bana sonradan değil doğuştan güldü
Şans bana sonradan değil doğuştan güldü
Shery, bir sene peşimden koştu

Şans bana sonradan değil doğuştan güldü

Evlenmeden önce de iyi bir yaşantısı olduğunu söyleyen Ceyla Şahnavaz, "Üniversiteyi kazandığımda babam bana son model BMW hediye etti. Tabii evlilikle birlikte Ferrari ve Jaguar'ım oldu. Eşimin ultra ultra imkanları sayesinde lüksle tanıştım" diyor.

İstanbul sosyetesinin güzelliği dillere destan ismi Ceyla Şahnavaz, hayranlık dolu bakışlara ortaokul yıllarından beri alışkın. O zamanki soyadı Gölcüklü olan Ceyla Hanım, kendini doğuştan şanslı bir insan olarak değerlendiriyor. Birbiri ardına gelen mankenlik tekliflerini geri çeviren Ceyla Şahnavaz, üniversite eğitiminin ardından bankada çalışmaya başlıyor. Yoğun bir tempoda çalışırken 10 yıldır evli olduğu Shery Şahnavaz'ın da başını döndüren Ceyla Hanım, bir yıl süren flört döneminin ardından evlenerek, şaşaalı bir hayatın içine giriyor.

ROBERT KOLEJ MEZUNUYUM

* Bankada çalışırken bir anda bambaşka bir hayatın içinde yerinizi aldınız. Bankacı Ceyla Gölcüklü'den bahseder misiniz?
Baba tarafım Muğla eşrafından. Anne tarafımsa, Girit'ten Bodrum'a Bodrum'dan İstanbul'a yerleşmiş. Annem İstanbul doğumlu. Dedem cumhuriyetin ilk sanayicilerinden. Kendisinin zeytinyağı ve pamuk çırçırlama fabrikası var. Babam ailenin en büyüğü olarak işlerin başına geçti. Ailemde eğitime çok önem verilir. Babam ve üç kardeşim Robert Koleji mezunudur. Hepsi Amerika'da üniversite okudu. Ben de ilkokuldan sonra Robert Koleji kazandım. Bilkent Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. Daha sonra bankacılıkta kariyer yapmak için İnterbank'ın genel müdürlüğünde krediler departmanında işe başladım. İnterbank, bütün bankacıların kariyer yapmak istediği bir bankaydı. Söylenenlerin aksine o bankada veznedar değildim.

ÇOK YOĞUN ÇALIŞIYORDUM
* Siz bu bankaya nasıl girdiniz?
92 yılında bütün bankacılık eğitimi alan kişilerle birlikte bir mülakattan geçtik. Genel müdür yardımcıları başarı ve karekter özelliklerine göre kişileri değerlerdirirdi.

* Bankada ne yapıyordunuz?
Benim portföyüm vardım. Bunların kredi ihtiyaçlarını, günlük para takiplerini a'dan z'ye finansal sorunlarını gün içinde halletmeye çalışıyordum. Sabah 8:30' da bankada oluyordum. Geç saatlerde çıktığım da oluyordu. Hafta sonları ise eğitim vardı. Akşam kaçta eve gideceğim belli değildi. Öğle yemeklerine bile çıkamıyorduk, yemeği bankaya getirtiyordum. Benim çalıştığım dönemde bankacılık çok yoğundu. Müdürlerin bizden beklentileri çok fazlaydı. Devamlı olarak kendimizi kanıtlamak ve işimizi en iyi şekilde yapmak durumundaydık. Bulunduğumuz poziyona göz dikenler oluyordu.

FEDAKARLIK YAPMALIYDIM
* Bu kadar yoğun çalışmanın karşılığında aylık kazancınız nasıldı? Aylığım benzin parama zor yetiyordu. Orada çalışma amacım zaten para değildi. Kendimi geliştirmek ve hayatımı en iyi şekilde değerlenmek için çalışıyordum.

* İşinizde hırslı mıydınız?
Hırstan ziyade, bir şeyi yaparsam tam yaparım. Buna da içimdeki istek karar verir. Ben bunu yapabilirim dersem sonuna kadar götürürüm.

* Bankada çalışma hayatınız ne kadar sürdü?
İki buçuk sene çalıştım. Ama memur değildim. Benim çalıştığım bölümde genel müdürlerle iş birliği içindeydik. Çok fonksiyonel bankacılık yapıyorduk Çünkü küçük bir bankaydık. İşlerin daha çabuk yürümesi için en yoğun şekilde birebir kontağımız olurdu. İnterbank'ta işe başladıktan 4 sene sonra transfer tekliflerinin en yüksekleri gelirdi. Bir banka transfer yapmak isteği zaman önce İnterbank'a bakardı.

* Eşinizin isteği üzerine mi bankadaki işinizden ayrıldınız?
Ben eşimin hayatına ayak uydurmak zorundaydım. Çünkü o sürekli seyahat ediyor. Öteki türlü evlilik olmazdı. Benim fedakarlık yapmam gerekiyordu. Ona 'holdingini kapat yanımda otur' diyemezdim.

HER ZAMAN POPÜLERDİM
* Basının ilgisini evlendikten sonra mı çektiniz?
Flaşlarla Robert Kolej'inde tanıştım. O zaman Uludağ çok meşhurdu. Ben dış görünüş açısından göze batan bir insanım. Kayağa gittiğim zaman fotoğraflarımı çekiyorlardı. Evlilikle birlikte hayatım değişti. Okurken benim gece hayatım filan yoktu. Aynı şekilde bankacılık gibi ağır bir meslek de gece hayatıyla uyuşamazdı.

* Şimdi Ceyla Şahnavaz deyince aklıllara düzgün fiziğe sahip çok güzel bir kadın geliyor. Her zaman güzelliğinizle dikkat çekiyor muydunuz?
Ben Robert Kolej'de hem de Bilkent Üniversitesi'nde çok popülerdim. Güzelliğimden ziyade çok yönlü ve renkli bir kişiliğim vardı. Robert Kolej'deyken voleybol ve atletizm takımındaydım. Fanatiklerim bana alkış tutardı. İlkokuldan itibaren piyano çalıyordum ve sanatla uğraşıyordum. Yani hayatın her alanıyla ilgiliyimdir.

SHERY'NİN GÖNLÜ ZENGİN
* Mankenlik teklifleri alıyor muydunuz?
İnanılmaz mankenlik ve fotomodellik teklifleri alırdım. Ama annem her zaman 'güzelliğinden önce aklın ön planda olsun' derdi. Sonradan edilen iç güzellik, Allah'ın bahşettiğinden daha takdir edilmesi gereken meziyet.

* Evlendikten sonra hayatınızda neler değişti?
Evlenmeden önce de hayatım iyiydi. Üniversiteyi kazandığımda babam bana son model BMW hediye etti. Tabii evlilikle birlikte Ferrari'm ve Jaguar'ım oldu. Eşimin ultra imkanları sayesinde lüksle tanıştım. Ama zaman 'şunu bana al, yap' demedim çünkü kocamın gönlü çok zengin. Eşim çok modern zihniyetli bir insandır. Kesinlikle alaturka değildir. Herşeyden önce çok iyi bir babadır. Evet, eşimin işinden dolayı çok kuvvetli insanlarla tanıştım, güzel sohbetlerin oldu. organizasyonlarda bulundum. Dünyanın her yerini gezdim ve değerli dostluklar kurdum.

DOĞUŞTAN ŞANSLIYIM
* Elit insanların bulunduğu o pırıltılı dünya sizi ne kadar etkiledi?
O şaşaalı hayat benim gözümü boyamadı. Benim ruh zenginliğim var. Farklı değerler beni mutlu ediyor. Dizaynır kıyafetlerin ve lüks arabaların içinde insanlar beni görüyor ve bu bana çok normal geliyor.

* Siz hayatınızın hangi dönemini Külkedisi'yle özdeşleştiriyorsunuz?
Kendimi şanslı olarak görüyorum. Şansın ibresi benden yana dönüyor. Benim kocamdan evvel kendi ailem de varlıklıydı. Külkedisi gibi şans bana sonradan değil doğuştan geldi.

* Şu an eşinizle birlikte nerede oturuyorsunuz?
Şu anda Bebek üstünde 1200 metrekare bir evde yaşıyorum. Ailemle birlikteyken de Bebek'de dubleks apartman dairesinde yaşıyordum. Ama artık Londra'ya taşınmayı düşünüyorum. 1,5 sene Londra'da yaşadım, çocuğumu orada dünyaya getirdim. Ülkemi çok özlediğim için geri döndüm. Eşim Londra'ya yerleşmemi istiyor.

Gülşen YÜKSEL

DİĞER MAGAZİN HABERLERİ
 Değişen hayatlar
 Evliliği sallantıda!
 "Ev" leniyorlar!
 Sıkıntılı günler!
 Süper hediye...
 Sinan bunu hep yapıyor!
 Yeni bir aşk yuvası aldı
Parmaklarıyla görüyor
Parmaklarıyla görüyor
Doğuştan görme özürlü 11 yaşındaki Çağrı, piyano çalarak, santranç...
Üniversite tanıtım turuna ailelerin ilgisi büyük
Üniversite tanıtım turuna ailelerin ilgisi büyük
Üniversite tercih formlarının teslim tarihi yaklaşırken hem adaylar...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.