kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bilgi çağında vicdani bilginin kaybı

Yüzyıllarca, kölelikti; toprağa bağlı, ağaya beye bağımlı serflikti, köylülüktü; sanayileşmenin ilk aşamalarında boğaz tokluğuna sözde özgür emekti derken...
Çalışan-çalıştırılan insan son iki yüzyılın mücadeleleri, örgütlenmeleri ve "Avrupa'nın üstünde dolaşan sosyalizm hayaleti"nin etkisi ile, en azından demokrasilerde...
"Sosyal devlet-refah devleti" kapsamında haklara ve güvencelere kavuşmuştu.
Geçen yüzyılın son çeyreği ile nurlu ufukların 2000'leri ise bunun rövanşı oldu.
Teknolojik gelişmeler, hizmet sektörünün genişlemesi, paradan para kazanmanın cazibesi kadar, "tasfiye"nin, güçsüzleştirmenin, "post-modern köleleştirme"nin ideolojisi de cepheye sürüldü.
Merkez sağ iktidarlar kadar sosyal demokratlar, Avrupa sosyalistleri de, "ekonominin ve rekabetin zorunlulukları" uyarınca, çalışanları, emeklileri yük ve fazlalık gören bir "bilinç"e erdiler.
IMF, Dünya Bankası gibi reçete ve disiplin kurumları, bu zorunlulukları, dara düşen her "olgunlaşmamış kapitalist" ülkeye de dayattı.

***

Onca yılın mücadeleleri yahut öykünmeleri sonucu, sosyal gereklilik, demokratik hak, insan haysiyeti gibi gerekçelerle anayasalara dahi girmiş "sosyal devlet" rendelenip durdu.
Hem devlet, hem şirketler, muhtemel yangınlardan kendilerini korumak için ilk safra olarak "insan gücü"nü gördüler.
Çünkü, "insan gücü" sadece nicelik olarak bir fazlalık yahut tasarruf imkanı değil...
Aynı zamanda, "insanın gücü" olarak da can sıkıcı, potansiyel bir tehlikeydi.
Birtakım başka, etkili, yetkili, hükmeden, otorite sahibi resmi yahut serbest girişimci insanların keyfi kararları, siyasi, ticari iradesi karşısında engebeydi, dikendi, duvardı.

***

Şimdiki zamanlar, bu tasfiyenin fiziki, manevi işkenceleriyle taçlanıyor.
"Devleti küçültme, bütçeyi denkleştirme, şirketi etkinleştirme, verimliliği artırma" gibi "haklı, mantıki, rasyonel, gerçekçi" nedenlerle, insan, balonun uçmasını engelleyen temel yük olarak görülüyor.
İki dudak arasında, binlerce insanın kaderleri gidip geliyor.
Dışarıdaki diplomalı, diplomasız işsizler, başka ülkelerdeki düşük, daha da düşük ücretliler, yevmiyeliler, taşeronlar, fasoncular bu işkencenin Filistin askıları, elektrik telleri, kerpetenleri, mengeneleri olarak, insan hayatlarının, geleceklerinin, ruhlarının, bedenlerinin üstünde gidip geliyor.
"Özgürlük çağı"; korku, endişe, biat, eziklik, boyun eğme, sesini çıkartmama, haline şükretme, kendinden utanma, tembellikle, işe yaramazlıkla aşağılanma çağı olarak tasdik ediliyor.
Sabah bir işe gitmek üzere uyanıp gece işsiz olarak yatmanın her gün muhtemel olduğu "haysiyet çağı."
Kendi yanlış kararlarından ötürü asla kendilerini cezalandırmayan siyasetçiler ile işadamları, cezayı sürekli olarak bu fazlalıklara, bu lüzumsuzlara, bu paryalara kesmek için birbiriyle uzlaşıyor ve yarışıyor.

***

Şanslı ve yetenekli gençleri "iş dünyasına hazırlayan" üniversiteler ne öğretirlerse öğretsinler...
Toplumun, mağdurların, güçsüzlerin haklarını savunması beklenen "dördüncü kuvvet" medya ne anlatırsa anlatsın...
Sonuçta, hayatın bu gerçeğini öğretip anlatıyorlar.
Genç yöneticiler, genç gazeteciler; bir gün kendileri de kapı önüne konana kadar, bu "realist ekonomi ve işletme anlayışı"nın bekçiliğini, sözcülüğünü, şakşakçılığını yapıyor.
O yüzden, bu ülkede, yüz binlerce kamu çalışanının tasfiyesine dönük bir hazırlık hiç "ilginç ve önemli" gelmiyor.
"Bilgi çağı"nda, insanın insanlığa dair vicdani cehaleti bir facia!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Keşke şöyle bir fırlatabilseydik...   / 30-07-2004
 Yorgun bedenleri koparan yaz dökümü   / 29-07-2004
 Öğrenci seçme, ayıklama, süpürme, azınlık üretme   / 28-07-2004
 Bir şamaroğlanı olarak muhabir   / 27-07-2004
 Nükleer sıkışma   / 26-07-2004
 Demiryolu kalmalı, Bakan gitmeli!   / 25-07-2004
 Raylardaki ölüm tuzağının hesabı verilmeli   / 23-07-2004
 Demokratikleşme derken sadede gelinir   / 22-07-2004
 Bilgi çağında vicdani bilginin kaybı   / 21-07-2004
 Özgür insanlarla özgür bir hasbıhal   / 20-07-2004
SAVAŞ AY
Bir kazanın anatomisi
Tercan yakınında meydana gelip 26...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Sıcak haftanın içinden!
Hafta boyunca gözüme takılan,...
REFİK DURBAŞ
Şiir, baş belası mıdır?
Şiir ilk göz ağrısı, bu yüzden...
UMUR TALU
Okumadan, yazmadan yüzde 90 okur-yazar!
Yetersiz,...
ÖMER ÇELİK
Bir stratejik değer olarak okur yazarlık
Bir toplumun...
Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var
Dünyanın "Amerikalı Evliya Çelebi" olarak tanıdığı profesör John...
Kerry konuştu, Bush uyudu
Başkan Bush, rakibi John Kerry'nin izlenme rekoru kıran konuşmasını...
Hangisi gerçek?
Hangisi gerçek?
GSGM Genel Müdürü Atalay: "G.Saray bu statta maç yaparsa, sorumluluk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.