kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Demiryolu kalmalı, Bakan gitmeli!

Önce sakin olmak... Sonra mutlaka öfkelenmek lazım. Sükunet, "demiryolu"na dair olmalı.
Türkiye'de en azından yarım yüzyıllık demiryolu ihanetinin haini demiryolunun kendisi değildir.
Akaryakıt, otomobil, kamyon, otobüs rantının heveskarlığı ile terk edilen demiryolunun kendisi, bir ulaşım, ulaştırma biçimi olarak geri değil...
Geri olan; ilerleme, büyüme, kalkınma sarhoşluğu içinde onu boğan onca iktidardır, palazlanmak için karayoluna abanılmasını isteyen iş dünyasıdır.
O yüzden, demirağlar palavradan ibaret kaldığı gibi, denizyolları da kısa süreli bir kredi yamyamlığının dışında boğulmuştur.
Şu "kaza"ya rağmen, demiryolu milyon yolcu-km'de 2, karayolu ise 40 ölü ile uzanıp durur bu topraklarda.
Öfkelenmeye gelince;
Hükümet bunu fazlasıyla hak ediyor. Demiryolunu geliştirmek, ulaşımı hızlandırmak istedikleri için değil...
Yahut Batı'da da rastlanan "kazalar"dan biri olduğu için değil.
"Yalan"ın üstüne bindikleri... Siyasi gösteriş uğruna bu işi acele ve yalapşap yaptıkları...
Uyarılara kulak tıkadıkları...
Bile bile bir "kaza tuzağı" kurdukları...
Ve çok fazla yalan söyledikleri için. Gazetecilerin sorularına "haddinizi bilin" diye öfkelenen Başbakan, bu tavrıyla ciddi bir kamuoyu öfkesini asıl kendisi hak ediyor.
"Haddini bilmek", kendisini tepede, muktedir görenlere koşulsuz kuyruk sallamak değil; sorumlu, yetkili mevkilerde bulunanların, neye ehil olduklarını bilip bilmemelerine, bilimsel uyarılar varken her şeyi kendilerinin bildiğini zannetmemelerine dairdir.
Hükümet ve uzantıları, bu meselede çok fazla yalan söylediler.
Trenin hızından hız limitine... Makinist sorumluluğundan takdir-i ilahiye...
Delil karartmadan kazanın sebeplerine kadar.
Ortada, hız limitini aşıp raydan çıkan bir tren değil...
Hükümetin ve Demiryolları'nın hız limitini zorlamasından ötürü trenden çıkan raylar var.
Yaklaşık iki aydır, "acele tren"in üstlerine abanarak önce taciz ettiği, sonra zıvanadan çıkardığı, sessizce o basınca dayandıktan sonra inceldiği yerden kopan rayların isyanı var.
"Acele ve ecele tren" o kaza saniyesinin kurbanı değil, bizzat kendisi suçun ve katliamın faili.
Hükümet ve Demiryolları, bu "kendi kuyusunu kazan", onca insana hızlandırılmış ölüm tuzağı kuran trenin makinistleri olarak sorumlu.
Raylara yalan döşedikleri için, hızlandırılmış yalanlarından ötürü.
Makinist tutukluyken, ona gaz vermiş asıl başmakinistlerin, Ulaştırma Bakanı ile kankası Demiryolları Genel Müdürü'nün istifayı bile düşünmemeleri o öfkeyi fazlasıyla hak ediyor.
Başbakan belki farkında değil ama, iktidarların da raylar gibi "kırılma noktaları" vardır.
İnsan hayatları üstünde yalancılık ve pişkinlik bunlardan biridir. Vatandaşın vicdanında mahkumiyet böyle başlar.
"Zoru görüp kaçmam" diye övünen Bakan'dan kaçmasını isteyen yok.
Utanması, sorumluluğu üstlenip çekilerek hesap vermesi gerekiyor, o kadar!
Demiryolu kalmalı. Sevilmeli, şefkat ve yatırım görmeli...
Bakan ile müdürü gitmeli! "Acele-ecele tren"e ilk kalkış sinyalini veren Başbakan'ı şimdi bu "hareket memurluğu" bekliyor.
Treni kaldırdığı gibi, bu utanç, cehalet ve yalan enkazını da kaldırmalı!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Keşke şöyle bir fırlatabilseydik...   / 30-07-2004
 Yorgun bedenleri koparan yaz dökümü   / 29-07-2004
 Öğrenci seçme, ayıklama, süpürme, azınlık üretme   / 28-07-2004
 Bir şamaroğlanı olarak muhabir   / 27-07-2004
 Nükleer sıkışma   / 26-07-2004
 Demiryolu kalmalı, Bakan gitmeli!   / 25-07-2004
 Raylardaki ölüm tuzağının hesabı verilmeli   / 23-07-2004
 Demokratikleşme derken sadede gelinir   / 22-07-2004
 Bilgi çağında vicdani bilginin kaybı   / 21-07-2004
 Özgür insanlarla özgür bir hasbıhal   / 20-07-2004
SAVAŞ AY
Bir kazanın anatomisi
Tercan yakınında meydana gelip 26...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Sıcak haftanın içinden!
Hafta boyunca gözüme takılan,...
REFİK DURBAŞ
Şiir, baş belası mıdır?
Şiir ilk göz ağrısı, bu yüzden...
UMUR TALU
Okumadan, yazmadan yüzde 90 okur-yazar!
Yetersiz,...
ÖMER ÇELİK
Bir stratejik değer olarak okur yazarlık
Bir toplumun...
Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var
Dünyanın "Amerikalı Evliya Çelebi" olarak tanıdığı profesör John...
Kerry konuştu, Bush uyudu
Başkan Bush, rakibi John Kerry'nin izlenme rekoru kıran konuşmasını...
Hangisi gerçek?
Hangisi gerçek?
GSGM Genel Müdürü Atalay: "G.Saray bu statta maç yaparsa, sorumluluk...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.