kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Bir krizin perde arkası

Paris'te Başbakan Erdoğan, Fransa ile İsrail arasında öyle bir krize tanık oldu ki, Türkiye-İsrail gerginliği yanında "Aşıklar atışması" gibi kalır.
Fransa'da Yahudi karşıtı olaylarda son zamanlarda ciddi bir artış gözleniyor. Örneğin bu yılın ilk yarısındaki olay sayısı, geçen yılın toplamından fazla.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron, bu ortamı fırsat bildi ve 18 Temmuz'da Kudüs'te ABD'deki Musevi örgütleri (Hiç kuşkusuz dünyanın en güçlü lobisi) temsilcileriyle yaptığı toplantıda, "Fransa'da zincirini koparmış, vahşi bir Yahudi düşmanlığı fırtınasının estiğini" söyledi, "Bu ülkedeki Yahudiler'in bir tekinin bile kendini güvende hissetmesi mümkün değil" dedi ve ekledi: "Fransa'daki Yahudiler; Alya zamanı geldi" "Alya" İbranice'de "Vaat Edilmiş Topraklar'a dönüş" anlamına geliyor.

Chirac'ın gazabı

Şaron'un paldır-küldür üslupla yaptığı çağrı, Fransa'da ırkçılığa, Yahudi karşıtlığına ve yabancı düşmanlığına karşı "Ulusal silkiniş" kampanyası başlatan Cumhurbaşkanı Chirac'ı müthiş öfkelendirdi. Hemen Şaron'a nota gönderdi: "Sizi Fransa'da istemiyoruz. Sakın gelmeye kalkmayın"
Şaron'un birçok kez ertelenen Fransa gezisinin tarihinin önümüzdeki hafta belli olması bekleniyordu.
Peki, Şaron bu çıkışı neden yaptı? İki gerekçe sayılıyor.
Birincisi, Fransa'nın Arap yanlısı olması nedeniyle (Dışişleri Bakanı Michel Barnier'in 30 Haziran'da Ramallah'ı ziyaret edip Arafat'la görüşmesini İsrail bunun son mesajı olarak algıladı) Ortadoğu sorununun çözümünde AB'yi devre dışı bırakmak.
İkincisi daha önemli: Fransa'daki Museviler'in İsrail'e göçünü hızlandırmak.
Çünkü İsrail'in dünyanın her yerindeki Yahudiler'e şiddetle ihtiyacı var.
Ülkenin 6 milyon dolayındaki nüfusunun yüzde 20'sini Araplar oluşturuyor. İsrail'in tanınmış sınırları, yani 1967'de işgal ettiği topraklar dışındaki bölümünde yaşayan ve İsrail vatandaşı olan Araplar'ı kastediyoruz, işgal altındaki topraklardaki Arap nüfusu değil.
Şaron başta olmak üzere İsrail yöneticilerini asıl korkutan neden ise, Arap vatandaşlarda doğurganlık yüksek oranda seyrederken, Yahudiler'in çocuk yapmaya pek hevesli olmamaları. Bu da uzak olmayan bir gelecekte, örneğin 2010-2020 aralığında Arap kökenlilerin toplam nüfusta yüzde 40'lara ulaşması demek.
Çözüm? "Diaspora"yı vatana çekmek. İsrail'i bugüne kadar besleyen en önemli nüfus kaynağı Rusya ve Doğu Avrupa (AB'ye girdikleri için, ayıp olmasın, "eski" diyelim) ülkeleriydi. Ancak göçen göçtü, diğerleri başka ülkelere dağıldı ve oralarda artık ciddi bir Yahudi nüfusu yok.

Şaron'un yaz çıkışı

Geriye iki seçenek kaldı: ABD ve Fransa. (Not: Türkiye'deki Musevi cemaati 25 bin kişi dolaylarında...)
ABD'nin 290 milyon dolaylarındaki nüfusunun yüzde 3'ünü oluşturan Yahudiler'in "Vaat Edilmiş Topraklar"a pek özlemleri yok, yılda ancak 2 bin kadarı "dön" çağrısına uyuyor.
Fransa ise 575 bini aşkın Yahudi nüfusuyla Şaron'un gözünde en önemli potansiyel. Ne var ki, oradaki Museviler de isteksiz: 2002'de 2.566 kişi göç etti, 2003'te 2.313 kişi. Bu yıl da ciddi bir değişiklik yok.
Şaron işte bu eğilimi körüklemek için Fransa'daki Yahudiler'in korkularını kamçılamayı denedi.
Bir soru daha: Neden Temmuz ortasında bu çıkışı yaptı? Cevap: İstatistiklere göre, Fransa'daki Yahudiler en çok yaz aylarında İsrail'e göç ediyorlar.
Nüfusun günümüzdeki stratejik önemini ve Türkiye'nin önündeki "Fırsat penceresi"ni de yarın anlatalım.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tahran'daki cesur insanlar   / 30-07-2004
 Altın tabanca   / 29-07-2004
 Kaptan dümen kırıyor   / 28-07-2004
 Partiler amip mi?   / 27-07-2004
 Kapanmayan hesap   / 26-07-2004
 Bir lidere veda yazısı   / 25-07-2004
 Abdülhamit'in torunundan Lozan'a   / 24-07-2004
 Mostar'ın Anka Kuşu   / 23-07-2004
 Fırsat penceresi   / 22-07-2004
 Bir krizin perde arkası   / 21-07-2004
REHA MUHTAR
"Önce 150, sonra 200 bin dolar istediler"
Dün sabah...
ERDAL ŞAFAK
Bindiği dalı kesmek
Tuhaf rastlantı; Kıbrıs'ta her...
MANSUR FORUTAN
Kadınlardan kâşif çıkmaz
Bakın kadın düşmanlığı falan...
MEHMET BARLAS
Asıl sorun "Dışlamak" veya "Dayatmak" değil,...
REFİK DURBAŞ
Bedelli askerlik tartışması...
Bedelli askerlik...
HINCAL ULUÇ
Bu film için yazın da sinemaya gidilir!..
Yazın sinemaya...
Ya kabul et ya istifa et!
Ya kabul et ya istifa et!
Levent Bıçakçı, Merkez Hakem Komitesi Başkanı Sabri Çelik'e gerek...
Fener'i 'dev' yapacağım
Fener'i 'dev' yapacağım
Yıldırım, gazetecilerle kahvaltıda buluşup, sağlıklı iletişim...
AKP'ye Hıristiyan Demokratlar' dan çağrı
AKP'yi gruba üye olmaya davet eden Fred Martins, 'Üyelik AB...
TİSK'ten DEP'lilere uyarı
Baydur, eski DEP'lileri "Geçmişteki hataları tekrarlamayın" diye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.