kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Kızıldeniz'de tükenen umutlar

Kızıldeniz'deki bir garip Laz'ın, yani Lahanacı Recep'in öyküsüne kaldığım yerden devam edeyim izninizle. Macerasını anlatmaya şöyle devam ediyor koca reis:
"Tayfa şöyle bir sızlandı önce. Bizim reislik töresinde tayfayla laubalilik yoktur. Reisine karşı çıkan tayfaya, tayfa değil adam bile demezler bizde. Ama, para olmayınca, balık çıkmayıp tayfaya aylardır para vermeyince, tayfa tayfalığından şaştı. Sigara içen, dumanını suratıma üfler oldu. Yanımda şakalar, karı kızdan bahsetmeler başladı. Bir iki ters çıktım. Tınmadı uşaklar. Yoksulluk, çaresizlik, töre möre koymadı."

"Takamı elimden alanı"

Port Sudan bir liman kenti. Sudan'ın denize açık tek kapısı. Kızıldeniz'in üç yanından sarmaladığı bu kent, her gün yüzlerce geminin kalkıp yanaştığı dev bir limanı barındırıyor. Recep Reis'in "Lahanacı" adlı takası koca koca teknelerin, şileplerin arasında, minicik görünüyor. Kaçmasın, bir gece vakti özgürlüğüne doğru dümen tutmasın diye; getirip, sahil muhafaza botlarının yanı başına demir attırmışlar.

Deniz bir kumar

Recep Reis; "Deniz işi, balık işi sanki de kumardır tamam... Gün olur, rast gelir, kral olursun. Gün olur, denizde balık kalmaz sanki. Hepsini sineye çekerim bunların. Tek düşüncem bunlar bana bir oyun oynar mı? Teknemi elimden alıp beni sınır dışı eder mi? Kendi kendime bunu soruyorum" diyor.
Doğrusu bu ya. Ülkesinden bunca uzak Recep Reis'in elinden alsalar, "Lahanacı"yı, kim ne diyebilir? "Son sözü silah söyler"miş o zaman.
Öyle dedi Recep Reis ve devam etti... "Üç ay önce teknede muhlama pişirirken tüp patladı. Ayaklarım, bacaklarım yandı. On yedi gün hastanede yattım. Düşündüm. Eğer yüzüm yansaydı, kadınımın karşısına bu yanık yüzle çıkamam. Bulurum bir yerden bir tabanca. Beni burada mahpus tutan o Sudanlı ortaklarımın üçünü, üç mermiyle devirirdim. Gelir tekneye bir kibrit vurur, yakar çıra ederdim. Ele yar etmezdim takamı. Son kurşunu da kendime sıkardım."

"Borca battık"

Recep Reis'in "Can yoldaşı" dediği maymunu Çarli, güvertede dört dönüyor. Sahibinin başından geçenleri anlıyor da içinde sıkıntı örümcekleri ağ kuruyor sanki. Ve öykünün başlarına, en başlarına dönüp anlatmaya devam ediyor.
"Teknede sadece ağların fiyatı 20 bin dolar. Sonarların, telsizlerin su üstü radarlarının da temiz 5 bin doları var. Ziraat Bankası'ndan kredi alıp, Cide'deki Dursun Usta'ya yaptırdım. İçine 500 beygirlik Mercedes motoru koydurdum. Ama, şunca yıldır değil bankaya krediyi ödemek, ana parayı bile ödeyemediğimiz gibi üstüne bunca da borca battık."
Balıkçılıkla uğraşan bir dostum, bir gün bana, "Minareyi kaybetmeyeceksin" demişti. Bu sözden bir şey anlamadığımı görünce de devam etmişti. "Balığa çıktığında, bölgendeki caminin minaresini görebildiğin kadar açılacaksın. Daha ileriye gitmeyeceksin."

Minareyi kaybetti

Ama, Recep Reis minareyi de, camiyi de, köyünü, kentini de gözden kaybedeli çok olmuş. Şimdi Allah'ın Kızıldeniz'inde can derdine düşmüş.
"Önce Yüce Mevla'dan niyazım var" diyor. Sonra da, "Devlet baba acısın halime. Sılada beni bekleyen eşim Melek'le küçük oğlum Erkin'e acısın. Şurada benimle ağlayan, benimle gülen akranları koşup oynarken, şu çağında hayatın sillesini yiyen Ersin'ime acısın. Kurtarsın beni buradan. Yeter ki kendi denizime döneyim. Şimdi değerlerini anladığım o mücevher Karadeniz'e, Marmara'ya döneyim. Yine ağlarımı balıkla doldurur, yine devlete, dostlara, bankaya borcumu öderim. Yeter ki şu esaret, şu sefillik, şu hakir görülmüşlük bitsin" diyor.

Bir gün yine...

İşte Recep Reis'in öyküsü böyle. Siz bu yazılanları okuduğunuz sırada kim bilir belki o güvertede çamaşır yıkıyor ve çevre balıkçıların alaylarına dertleniyor. Belki can yoldaşım dediği maymunu Çarli'yi seviyor. Ve kim bilir belki de Allah korusun, kibriti yakıp, son mermiyi kendine sıkmak için bir tabanca arıyordu...
Biz onun ekmek parası için verdiği bu mücadelede galip çıkmasını tüm kalbimizle dileyip, binlerce mil uzaktan sadece şöyle seslenebiliyoruz: Dayan Recep Reis. Dayan denizlerin koca kurdu. Gün doğmadan neler doğar. Bir gün yine dönersin denizlerine. Bir gün yine ağlarını lüferle, hamsiyle doldurursun. Yavrularını, eşini, bir gün yine basarsın bağrına. Baba toprağında bir gün yine demir alır, çıkarsın yola. Ve tüm dostlar uğurlar seni; "Recep Reis rast geleee!" diye...

SABAH'ta çıkınca

Sonra SABAH'ta dizi olarak yayınlandı ve ilgi gördü bu macera. Çok arayan, "Ne yapabiliriz Lahanacı Recep için?" diyen çok oldu. Bunlardan biri de o devrin bakanlarından merhum Adnan Kahveci'ydi. Buluşup konuştuk. Detayları da anlattım ona. İş edindi gitti; mecliste ne kadar Karadenizli milletvekili varsa onlardan para topladı. Ziraat Bankası'yla görüşüp teknenin kredi faizlerini durdurdu. Dışişleri ile temasa geçip, o zamanın Hartum Büyükelçimiz Zeki Çevikkol kanalıyla bazı girişimlerde bulundu, borçlar ödendi.

Ve mutlu son

Sonra bir gün müjdeli haber geldi ta uzaklardan. "Recep Reis serbestti." Rotayı kendi karasularına çevirmiş tam yol geliyordu. Ve onun İstanbul Boğazı'na girdiği gün görecektiniz siz denizdeki şenliği. Ortalık Kabotaj Bayramı tadında bir coşkuya kesmiş, yüzlerce irili ufaklı tekne ve bilumum balıkçı ahalisi onu eskort etmiş getiriyordu. Oğlu Ersin ve Lahanacı Recep,
Büyükdere
'ye, kendi balıkçı barınaklarına halat bağladığında mağrur, ağır, güçlü bir Karadeniz kadınıyla baba özlemiyle yanıp tutuşan 2 çocuğu koşup kucakladılar baba oğulu. Bana gelince. Ben çok yanaşamadıydım yanlarına. Salya sümük hallerimi görsünler istemediydim...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Pardon bunca sessizliğe!..   / 18-07-2004
 Ben çaldım Hülya okudu: "Gamzedeyiiim!.."   / 17-07-2004
 Öldürülen tiyatrocunun eşi: "Bana hayatı öğretip öldü!.."   / 16-07-2004
 Profesörün üniversiteli oğlu sanatçıyı öldürdü!..   / 15-07-2004
 Kızıldeniz'de tükenen umutlar   / 14-07-2004
 Kızıldeniz'de bir garip Laz   / 13-07-2004
 Dertleri zevk edindim!..   / 12-07-2004
 Vatandaş nelere fena takmış?..   / 11-07-2004
 Bu işe siz el koyun Sayın Valim!..   / 10-07-2004
 Çocuğunuz ne iş tutsun istersiniz?..   / 09-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Tavşan ve tazı
Farkında mısınız; AB, Türkiye'yi Kopenhag...
AHMET HAKAN COŞKUN
Erdoğan ile Sarıgül
Mustafa Sarıgül "solun...
MEHMET BARLAS
Hiçbir olay üç kişinin arasında saklı kalamaz ki
Hikaye...
ÖMER LÜTFİ METE
Vuruldum göbeğine
Biz mi daha talihli aşıklar idik,...
REFİK DURBAŞ
Çözüm 'itiraf' ile başlar
Apartmanlarda-sitelerde...
SAVAŞ AY
Ferrari'ye tüp taktırır çayı tabaktan...
Eyfel Kulesi
Eyfel Kulesi
"Carew Beşiktaş'ın Eyfel Kulesi olacak. Nouma gibi tatlı ve golcü ama...
Allback sürprizi
Allback sürprizi
İngiltere'nin Aston Villa takımında oynayan Allback'a Fiorentina, PSV...
Kıyak profesörlük Anayasa'ya aykırı
Doçent vekillerin "kıyak profesörlük" yasasına YÖK Başkanı Erdoğan...
Erdoğan: Vekile lojman yalan
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ekinlik Adası'nda geçirdiği tatilinin son...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.