kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Tarama mı, müzakere mi?

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliği'ne endeksli en fazla yasayı bu dönemde çıkardı.
Yeni yasama döneminden bu yana Meclis'te, komisyonlar ve Genel Kurul, iki konuya endeksli çalışıyor:
AB ve IMF...
Tempo 15 Temmuz'a kadar da aynı hızla devam edecek.
Bu süre içinde çıkarılması hedeflenen yasalar da yine benzer konularla ilgili..
Belediyeler, Büyük Şehir Trafik, Terörle Mücadele, Temel Sağlık Hizmetleri, Aile Hekimliği, Özel Gelir ve Ödenekler, Vergi, Kamu Reformu...
Komisyonda AB uyumu çerçevesinde görüşülen çok maddeli Türk Ceza Kanunu için yapılan planlar ise Meclis'in yeni yasama dönemine bırakılması yönünde.
Her ne kadar, Avrupa Birliği ile ilgili birimler, bir an önce çıkarılması yönündeki görüşlerini iletmiş olsalar da, bu dönemde yasalaşması kolay görülmüyor.
Meclis'in 15 Eylül'de erken açılarak TCK'nın çıkarılması görüşü dile getiriliyor.
Böylece, birçok Batı Avrupa ülkesindeki uygulamasından dahi ileri durumda olan TCK ile ilgili değişikliğin, AB'nin Türkiye'ye tam üyelik müzakere tarihini görüşeceği Aralık Zirvesi'nden önce çıkarılmasının hesabı yapılıyor.

Bilinçli muğlaklık

Ankara, bu kadar yoğun bir gündemle uyumu sağlamak için yaz sıcağında çabalarken, AB'de durum ne?
CHP milletvekili, emekli Büyükelçi Onur Öymen, bir süre önce aralarında Dönem Başkanı Hollanda'nın da bulunduğu bazı AB ülkelerini dolaşmış.
Öymen'e göre, "Bu kadar çabadan sonra, AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vermeme" yönüne gitmesi çok zor.
Bununla birlikte bazı riskler, hatta ayak oyunları da yok değil.
Öncelikle şunu kabul etmek gerekir ki, bazı üye ülkeler Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi almasına olumlu bakmıyor.
Bunun önüne geçebilmek için farklı yöntemlere yöneliyor.
Bunların başında da müzakere tarihini Mart 2005'ten sonra başlatmak yerine, sohbahara doğru kaydırma gayretleri gözleniyor.
Her ne kadar, bu konuda en katı olan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac da NATO İstanbul Zirvesi'nde olumlu mesaj vermiş olsa da ülkesindeki bazı partilerin tutumu da biliniyor.
Öymen, daha kısa bir süre öncesine kadar katı tutum gösteren AB ülkelerinin bugünlerde Chirac ağzı ile konuşmaya başladıklarını belirtiyor.
Yani, "AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'ndaki kararına" göre hareket edilecek.
Onur Öymen'in kaygısı da bu noktada ortaya çıkıyor:
"İlerleme raporu bilinçli bir muğlaklıkla kaleme alınırsa o zaman başımız ağrır..."

Tarama süreci

Öymen gibi Ankara'da Dışişleri Bakanlığı diplomatları da aynı kaygıyı taşıyor.
AB'nin müzakere tarihi vermesinden önce bir "tarama sürecini" başlatabileceği belirtiliyor.
Yani, Meclis'ten süratle geçen kanunların uygulamasının hangi düzeyde olduğunu görmek ve buna ilişkin AB müktesebatı ile karşılaştırmasını yapmak.
AB zirvesinden de, "Önce tarama süreci bitirilsin, gelecek yıl aralık ayında da müzakere tarihi verilsin" yönünde bir karar çıkmasını sağlamak için çaba gösterenlerin olduğu biliniyor.
Veya, tarama süreci tamamlandıktan sonra, buna dayalı olarak 1 Ocak 2006'dan sonra müzakerelerin başlaması yönünde bir kararın alınması.
Bir diğer alternatif de yine tarama sürecine bağlı olarak gelecek yılın eylül veya ekim ayından sonra müzakerenin başlatılması...
Ankara'da hükümet bu üç alternatife de kapalı.
Bakanından, diplomatına kadar herkes 2005 Mart ayından geçerli olmak üzere bir müzakere tarihi verilmezse, diğer alternatiflerin kabul edilmemesi yönünde kararlı.
Neden ise gelecek yılın sonbaharından itibaren, haziran zirvesinde kabul edilen AB Anayasası'nın oylanacak olması.
Dolayısıyla ülkelerindeki yerel seçimde bile Türkiye'yi koz olarak kullananların, Anayasa referandumunda bunun daha ilerisine gidebileceği kayda geçiriliyor.
Hatta, bazılarının bir adım daha atıp, "toplumsal barışı sağlamak için genel af çıkarılsın, ondan sonra müzakere alınsın" sözünü de son dönemde dile getirmeye başladığına dikkat çekiliyor.
Böyle bir durumla karşılaşıldığında Ankara'nın tavrının ne olacağına gelince..
Kimse Polyannacılık oynama niyetinde gözükmüyor...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tarama mı, müzakere mi?   / 07-07-2004
 Her genel af, öğrencilerle geliyor   / 06-07-2004
 CHP'de her şey eskisi gibi olacak   / 04-07-2004
 CHP derdine yanarken...   / 02-07-2004
 Zirvenin getirdikleri   / 30-06-2004
 Medeniyetleri buluştururken...   / 29-06-2004
 NATO, uygun adım Irak...   / 27-06-2004
 Üsler ve nitelikli sanayi bölgesi   / 25-06-2004
 Irak'ta aktörler artarsa   / 23-06-2004
 Kilise Yapma ve Yaşatma Derneği   / 22-06-2004
YAVUZ DONAT
Siyasette kim nerede?
Geçen cumartesi yapılan CHP...
Sıra şimdi de Banu ile Hidayet'te
Mehmet Okur 50 milyon dolarlık Utah Jazz anlaşmasının ardından nikâh...
Annem tıbbi ve etik yanlışlara kurban gitti
İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi doktorlarından...
Tüketim çılgınlığı kıyameti çağırıyor
Tüketim çılgınlığı kıyameti çağırıyor
Worldwatch Enstitüsü'nün araştırmalarını içeren ve TEMA Vakfı...
'Yarından sonra' dünya nasıl bir yer olacak?
'Yarından sonra' dünya nasıl bir yer olacak?
İklim değişikliği, sigorta sektörüne 10 yıl sonra 150 milyar dolarlık...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.