|
|
|
|
|
|
O da bir kelebek
Ömür 29 yaşında. Cinayet suçlaması ile altı yıl hapis yattıktan sonra ortaya çıkan bir ses kaydı sayesinde beraat etti. Tahliye olduğu gün askere alındı Fark edemediler. Bunalmıştı. Ailesine hasretti. Dört firar, üç intihar girişiminde bulundu. Ve 4. yılına giren askerliğinde özgürlüğü için mücadele veriyor hâlâ.
ABD yapımı bir filmin adıydı "Kelebek". Steve McQueen'in canlandırdığı Henri Charriere'in yani Papillon'un (Kelebek) suçsuz yere girdiği cezaevinde özgürlük için kanat çırpışının ve her seferinde biraz daha batağa saplanışının öyküsüydü. İzleyenler yayınlandığı dönemde ve sonra her gündeme gelişinde Charriere'in bu gerçek yaşam öyküsünde kendi yaşamlarından izler bulmuşlardı. Onun için unutulmazlar arasına firmişti film. Ömür Şahinoğlu için ise durum farklı. O, neredeyse tıpatıp yaşamış o senaryoyu. Hâlâ da yaşıyor.
Tam bitti derken... Ömür'ün öyküsü 1994 yılının başlarında Acıpayam Akalan'da bir kız kaçırma olayı ile başladı. Kız kaçırma evlilikle sonuçlanmayınca art arda işlenen iki cinayetle kan davasına dönüşen bu olayın "cinayet faili" olarak gözaltına alındı. Aslında beş kişiydiler. O, Sadık Tutar, Ali Karaca, Ümit Kıvanç ve Murat Keçeli. 20 gün gözaltında kaldılar. Delil yetersizliğinden salıverildiler önce ama 2.5 ay sonra kabus yeniden başladı. Bir ihbarla sekiz gün daha sorgulanan beş kişi çıkarıldıkları mahkeme tarafından, kaçırılan kızın ağabeyi Kubilay Öztaş'ı öldürmek suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildiler.
5 yıl 7 ay, dile kolay Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, güvenlik gerekçesiyle Zonguldak'a nakledildi. İlk duruşmaya, kız kaçırdığı için oğlu öldürülen Sadık Tutar azmettirici, Ali Karaca cinayeti organize etmek, Murat Keçeli tetikçilik, Ümit Kıvanç ve Ömür Şahinoğlu da cinayete yardım eden kişi olarak çıktı. Dava devam ederken zanlılar Zonguldak Cezaevi'nde 5 yıl 7 ay yani tam 22 yıl ağır hapis cezasına denk gelecek süre kadar hapis yattı. Ve beş katil zanlısının kaderi Zonguldak'ta tuttukları avukatın titiz çalışması ile değişti. Zonguldak Barosu avukatlarından Mustafa Çalıcıoğlu, "yüzleştirme ve yer göstermelerle ilgili video kayıtlarını" tekrar tekrar izlerken, jandarma tarafından kaydedilen kasetin son bölümünde bazı konuşmalar bulunduğunu belirledi.
Kasetteki müthiş diyalog Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti kasetleri yeniden izlemeye alınca korkunç gerçek ortaya çıktı. Kasetin yalnızca ses kaydı yapılan bölümlerinde, dönemin Acıpayam Kaymakamı ile Gölhisar Jandarma Komutanı konuşuyordu. Ve kasette şu diyaloglar yer alıyordu. "Adam 8 gün aç kaldı hâlâ (ben yapmadım) diyor. Bizim bulduğumuz tanığa çamur atıyor. İfade için gelen özel ekip; (bizim attığımız o dayağı yiyen adam bülbül gibi konuşur) diyor. Bu adamlar sorgulamacıları bile şaşırttı. Sorgucular (bu adamlar bu suçu işlememiş. Suçlu olsalar çoktan konuşurlardı) diyor" şeklindeki konuşmalar deşifre edilip tutanaklara geçirildi. Ve Ömür Şahinoğlu beş kader arkadaşı ile 22 Mart 2001 tarihinde tahliye edildi. Ancak vatani görevini yapmadığı için hemen askere alındı. Şahinoğlu'nun normal koşullarda başlayan askerliği, ailesini görmek için üst üste firar etmesi ile uzadıkça uzadı. Askerden dört kez firar eden Ömür, iki kez bileklerini bileklerini keserek bir kere de iple koğuşun tavanına kendini asarak intihar girişiminde bulundu. Komutanlar, psikolojisi bozulan Ömür Şahinoğlu'nu Çorlu 5. Kolordu 2. Sınıf Askeri Cezaevi'ne gönderdi. Ömür'ün boş yere 6 yıla yakın ömrünü çalan cezaevi ve esaret günleri bu kez şekil değiştirmiş ve yine karşısına dikilmişti.
"Bir tür adli hata" Davanın Denizli'den Zonguldak'a alınması ile Ömür Şahinoğlu ve diğer 5 sanığın savunmalarını üstlenen Çalıcıoğlu, "Bu dava ile çok uğraştım. Müvekillerimin çok karışık bir dosyası vardı. Kaset ortaya çıkınca durum değişti. Mahkeme Heyeti tahliye kararı verdi. Müvekkillerim o kadar yıl yattıkları ile kaldı. Bu bir tür adalet hatası ve adli hata. Yattıkları bu ceza da tam anlamıyla 22 yıl ağır hapis cezasına eşit bir süre. Suçsuz yere tam 22 yılın cezasını yattılar. Yargıtay'ın kararı onamasının ardından boşu boşuna yattıkları bu sürenin tazminatını alabilirler. 466 sayılı yasa bu olanağı sunuyor" dedi.
"Benim tek sorunum özgür olamamak" Ömür kendisini ziyarete giden ailesine uğradığı haksızlığın yarattığı öfkeyle dert yanıyor. Yıllardır düşlediği şeyin "özgürlük" olduğunu söyleyen Ömür, "Benim başımdan geçenler hak ettiğim işler ve suçlar değil. Devletin hatası. Önce elleriniz gözleriniz bağlı günlerce işkence görüyorsunuz. Ardından cezaevine konuluyorsunuz. Daha sonra suçsuz olduğunuz anlaşılıyor. Ailenizi görmenize bile izin verilmeden askere alınıyorsunuz. Ben de bu yüzden her fırsatta kaçtım. Bu yüzden askerliğim hiç bitmiyor. Bunun neresi adalet? Bana şimdi psikologlar gönderiyorlar. Benim en büyük sorunum mahpusluk ve özgür olamamak. Bıraksınlar nasıl mutlu olacağımı görsünler" diyor.
MUSTAFA KAYA
|
|
|
|
|
|
|
|
|