kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 

Ayıp oluyor beyler!

Genellikle böyle uzun uzun yazmam. Ama bu kez mecburum: Cuma akşamı gerçekten sinir oldum. Fransa-Yunanistan maçını Haldun Domaç yorumluyordu. Ve onun hemen her cümlesinden sonra "Acaba aynı maçı mı izliyoruz" diye kendi kendime sordum.
Maç başladı. 10 dakika kadar geçti. Ondan sonra (özetle) şöyle laflar duymaya başladık...
Domaç: "Bir taraf (Fransa'yı kastediyor) oynamaya çalışıyor. Diğeri defans yapıp, 'rakibimin bir zaafını yakalar mıyım' diye düşünüyor."
EA: Kesinlikle böyle bir manzara yok. Fransa oynamaya moynamaya çalışmıyor. Yunanistan da katı bir defans anlayışında değil. Bu sözden biraz sonra, 14'üncü dakikada Yunanistan gol olabilecek çok ciddi bir pozisyon yakalıyor. Bu arada Fransa'nın hiç pozisyonu yok.
Domaç: "Oyunun yavaş temposu Yunanistan'ın işine geliyor."
EA: Sanki Fransa tempoyu arttırmaya çalışıyor da... Yunanistan engel oluyor.
Domaç: "Yunanistan bir gol atarım, üstüne yatarım diye düşünüyor."
EA: Nereden biliyorsun? Belki bunu tam da Fransa düşünüyor. O arada Fransa ilk ciddi tehlikeyi 24'üncü dakikada yaratıyor. O ana kadar Yunanistan'ın üç pozisyonu var.
Domaç: "Yunanistan oyunu sıkıştırmaya çalışıyor."
EA: Sıkıştırdıkları filan yok. Defansa önem vermek 'oyunu sıkıştırmak'sa, İngiltere bunu dik alasını yapmıştı.
Domaç: "Yunanistan ağırdan alıyor." EA: Duyan da Fransa'nın hızlı oynamaya çalıştığını sanır. Horozlar resmen dökülüyor.
Domaç: Yunanistan, Fransa'nın her topuna 3 kişi basıyor.
EA: Hayır efendim, öyle olmuyor. Yunanistan toplara tek kişiyle basıyor ama kademede mutlaka bir kişi daha oluyor. Ve tersine: Yunanistan forveti topu aldığında, 3 kişiyle bastıran Fransız futbolcular!
İlk yarı bitiyor. Maçı seyretmeyip Domaç'ı dinleyen, Yunanistan'ın faullerle Fransa'yı durdurmaya çalıştığını sanır. Halbuki Fransa 'daha çok ve daha sert' faul yapan taraf.

***

Derken ikinci yarı başlıyor... 65'inci dakikada organize bir atakla Yunanistan golü buluyor.
Domaç: "Yunanistan şu dakikaya kadar Fransa'yı uyuttu."
EA: Ne demek bu? Ninni mi söylüyorlar? Eski şampiyonalarla kıyaslarsak asıl uyutan, yani seyirciyi esneten Fransa.
Fransa faul yapıyor. Hakem vermiyor. Yunan futbolcu yerde kıvranıyor. Zidane topu taca atıyor.
Domaç: "İşte fair play! Zidane'ın büyüklüğü de bu zaten."
EA: Artık hemen her futbolcu böyle davranıyor. O durumda topu taca atmak kimseyi büyütmüyor ama atmamak küçültüyor.
74'üncü dakikaya geliyoruz.
Domaç: "Baştan beri söylediğim gibi Fransa bize bir hayal kırıklığı yaşatıyor."
EA: Tam bir palavra. 'Baştan beri' filan değil. Sadece 10 dakikadan beri, yani Yunanistan golünden sonra böyle konuşmaya başladı.
Dakika 86...
Domaç: "Yunanistan'ın hakkını teslim etmek gerekiyor."
EA: Şimdi mi uyandın adamım? Yunanistan'ın oyununda bir değişiklik olmadı ki!
Fransız futbolcular sinirleniyor. Ciddi fauller yapıyorlar. 'Dan!' diye rakibin bileğine filan giriyorlar. Sarı kart görüyorlar.
Domaç: "Böyle sakatlıklarla Yunan oyuncular vakit geçirmeye çalışıyorlar."
Burada hakikaten 'oha falan oldum'!

***

Arkadaşlar! Bu ne biçim maç yorumudur? Bu ne biçim bir ön yargı kataraktıdır? Domaç'ın gözüne frankofil perdesi mi indi?
Hani Yunanistan ile bir alıp veremediğimiz olsa, anlayacağım. Tersine iyi ilişkiler geliştirmeye çalışıyoruz. Avrupa Birliği içinde 'ortak' olmayı hedefliyoruz.
Ayrıca Yunanistan, Avrupa'daki büyük ülkelerin futboldaki hegemonyasını (tam da Türkiye'nin yapmaya çalıştığı gibi) kırmaya soyunmuş bir ülke.
Eğer 'taraf tutmak' gerekiyorsa (ki bir yorumcunun tutmaması gerekir) Fransa'nın değil, Yunanistan'ın tarafını tutmamız daha 'normal' olmaz mı?
Haldun Domaç bu maçta gördüğünü, seyrettiğini değil, olmasını arzu ettiğini dile döktü.
Biz de 90+3 dakika bu abukluğu dinledik. Niye? Ne gerek vardı?
Eminim: Fransız yorumcular dahi, bu kadar kötü oynayan bir Fransa'dan yana çıkmamıştır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Efsanevi şişe raflara döndü   / 26-06-2004
 Karikatürcünün anlayışı   / 25-06-2004
 'Go Home' devri kapanmaz!   / 24-06-2004
 Reytingleri Medyum Memiş ölçsün   / 23-06-2004
 Niyetinizi anlıyorum!   / 22-06-2004
 Kökenimiz nerede?   / 21-06-2004
 Bütün kadınlar çikolatayı sever mi?   / 19-06-2004
 Bırakın çocuk ne yerse yesin!   / 18-06-2004
 Tom Miks'in tabancası   / 17-06-2004
 Ahmet Piriştina için   / 16-06-2004
MEHMET TEZKAN
Hıncal Abi; atv asparagas yapmaz..
Hıncal Uluç 'Bugün...
EMRE AKÖZ
Ayıp oluyor beyler!
Genellikle böyle uzun uzun yazmam.
MUHARREM SARIKAYA
NATO, uygun adım Irak...
Geçen hafta sonu Brüksel'deki...
Tarih vermemek tarihi hata olur
Berlusconi: Dostum Erdoğan'ı kutluyorum. Türk halkını hayal...
Helsinki kararlarını askıya alabiliriz
Yunanistan Başbakanı Karamanlis'ten barış adına bir adım daha...
Şanslı portakal: 5-4
Şanslı portakal: 5-4
Golsüz geçilen 120 dakikanın sonlarında İsveç'in iki şutu direğe...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.