kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muhafazakarlığa yönelen hiçbir projede olmam
Muhafazakarlığa yönelen hiçbir projede olmam
Sinemanın geleceği zor

Yeşilçam'ın geleceği yok

Uzun süre sonra ilk kez bir TV dizisinde rol alan Tarık Akan Türk sinemasından umutsuz

Gece Yürüyüşü" adlı diziyle yeniden hayranlarıyla buluşan Tarık Akan, sinemanın farklı karakterlerinden biri. Bir dönemin jönü ve genç kızların sevgilisi olan, sonra politik filmlerle ayrı bir çizgi oluşturan Akan için sinema her şeyden daha önemli. Aktörle Türk sinemasını, projelerini ve televizyonu konuştuk.


***

Muhafazakarlığa yönelen hiçbir projede olmam

"Gece Yürüyüşü" ile yıllar sonra ilk kez özel bir kanalda seyirciyle buluşan Tarık Akan, para için toplumun geleceğini karartan hiçbir filmde oynamayacağını söylüyor
Bir zamanlar genç kızların hayallerini süsleyen Tarık Akan, Türk sinemasında en fazla hayrana sahip aktörlerden biri. İlk dönemlerinde çevirdiği romantik filmlerden sonra ağırlıklı olarak siyasi içerikli çalışmaların içinde yer alan ünlü aktör ile, rol aldığı "Gece Yürüyüşü" adlı televizyon dizisi ve sinema hayatı üzerine konuştuk.

* Seyirci sizi ilk kez özel bir kanalda izliyor yanılmıyorsam...
Star TV ilk kurulduğu zaman bir dizi çalışmam olmuştu, "Taşların Sırrı" diye arkeolojiyle ilgili bir belgeseldi. O zamandan beri özel kanalda ilk defa çalışıyorum. Sanırım Yeşilçam'dan dizi yapan ilk oyuncu da benim.

* Özel kanallarda yer almamanızın bir nedeni var mıydı?
Ben çok zor senaryo beğeniyorum. Bir işi yapmam için de senaryoyu çok beğenmem lazım. Açıkçası bana gelensenaryoları çok beğenmedim. Ama hepsi çekildi, bir kısmı da oldukça uzun soluklu oldu.

* Bu senaryoları geri çevirdiğiniz için pişmanlık duydunuz mu?
Hayır. Zaten senaryonun kötü olması filmin kötü olması anlamına gelmiyor. Ama benim ilkelerim, düşüncelerim doğrultusunda rahat edebileceğim şeyler iyidir benim için. O nedenle böyle tercihler yapıyorum. Şimdiye kadar da pişman olduğum hiçbir şey olmadı.

* Gece Yürüyüşü'nde sizi etkileyen ne oldu?
Gece Yürüyüşü varolan sorunlarımızdan bir tanesini anlatıyor. Bütün bir dizi sanki bir günde geçiyormuş gibi bir duygu yaratıyor. Oyuncu kadrosu çok iyi, hepsi çok titiz seçilmiş. Hem hikaye, hem oyuncular, hem prodüksüyon hoşuma gitti.

* Oyunculuğunuz iki dönemde yorumlanıyor. Romantik filmleriniz, ardından gelen siyasi filmler...
Ben bunu; sinemayı öğrenme aşamam ve sonra bilerek yaptığım işler diye ayırıyorum. Öğrenme aşamam aşağı yukarı dört, beş yılımı aldı. Orada edindiğim tüm bilgileri, öğrendiğim her şeyi daha sonra istediğim tarz filmlere aktardım. Ki bunlar da oldukça başarılı oldu. Türkiye'nin en büyük filmlerinde bulundum, onlara imza attım.

* İlk dönemdeki filmlerinizde daha çok yakışıklılığınızla dikkat çekiyorsunuz. O dönemde yakışıklılığınızın oyunculuğunuzun önüne geçtiğini düşünüyor musunuz?
Her zaman geçer. Çünkü fizik avantajı sinemada hem bayanlar hem erkekler için çok önemlidir. Ama kalıcı değil, geçicidir. Bir kere doğaya karşı gelemezsiniz, ikincisi sizden daha güzeli, yakışıklısı çıkabilir. Sen şayet bu avantajını sanat adına doğru yerleştiremezsen o meslekteki ömrün çok uzun olmaz. Bunu bir avantaj olarak görüp onun üstüne gitmemek gerekir.

* Siz fiziğinizi avantaj olmaktan çıkardınız yani?
Ben o yıllarda tercihimi bu yönde yaptım. Fizik avantajımı tamamen ortadan kaldırmak için elimden gelen her çeşit gayreti sarfettim. Çoban rolünden tut, maden işçisi, hamal rolüne kadar her şeyi oynadım. O fiziği seyirciye inandırıcı hale getirmek kadar da zor bir şey yoktur. Çünkü seyirci o fizikten başka bir fiziğe geçişi asla kabul etmeyebilir. Çok zor bir dönemeçti benim oyunculuğum için ama bunu başardığımı sanıyorum.

* Her zaman popüler kültürün dışında kaldınız. Bunu nasıl başardınız?
Magazinel olmak çok kolay bir yöntem ve yoldur oyuncular için. Her an magazinel olabilirsiniz ve gündemde de olabilirsiniz. Dünyada görsel sanatlarla uğraşan oyuncuların çoğu da bu yolu tercih eder ama bunun sonu yoktur. Ben böyle bir yolu asla tercih etmedim. Belki benim etik anlayışım buna müsaade etmedi, ama bunu yapanları da asla yadırgamıyorum. Bu yoldan başlayıp sonra öbür yola geçebilirlerse, çok da zordur ama başarabilirlerse ne mutlu onlara.

* Peki bu kültürü içinde olmamak için uyguladığınız yöntemler var mıydı?
Bunun yolu mümkün olduğu kadar magazin basınından kaçmaktır. Bildiğim kadarıyla kuralı da şudur; onların bulunduğu mekanlara gidersen haber de olursun. Oralara gidenler de zaten "ben haber olayım" diye gidiyor.

* Sizden politik filmler izlemeye alışığız. 90'lı yıllardan sonraki Türkiye'yi anlatan bir film yapmayı düşünüyor musunuz?
Mümkün olduğu kadar yapmaya çalışıyorum böyle projeler. Ama mesela ben 1979 yılında Adak diye bir film çektim. O filmde bir baba oğlunu adak olarak kesiyordu. Toplumu toplum yapan değerlerden en önemlilerinden biri eğitimdir. Ben bunu 1979 yılında o filmde söyledim, Anadolu'nun her yerinde eğitim ele alınmadığı sürece kaçaklar hep olur dedim ve 2004 yılında hala ülkede YÖK konuşuluyorsa, hala eğitim politikanın içine sokulmaya çalışılıyorsa o günlerden kalmış yanlış politikaların etkisidir. Buna hiçbir Türk vatandaşının gönlünün razı gelmemesi gerektiğine inanıyorum ve böyle de oluyor zaten. Ama nasıl oluyor da iktidardakiler bu kadar meseleyi götürebiliyorlar inanamıyorum. 80 öncesinde Türkiye'de solda bulunan partiler, sosyal demokratlar veya sosyalistler, komünistler toplum önünde hiçbir zaman bu kadar acımasız olmadılar. Onlar her zaman laik, demokrat, aydınlıkçı ve çağdaş bir toplum anlayışıyla yola çıktılar. Şimdikiler yüzlerini doğuya, sırtlarını batıya dönmüşler.

Eylem Bilgiç

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Koleksiyoncu luk AB'ye uyacak
 Malt viski yeniden keşfedildi
 Ona bir kez daha hayran olacaksınız
 Türkiye'nin bilimadamları bu üniversitede yetişiyor
 Dört yıl sonra yeniden
 Sert müzik severlere
 Zorla güzellik olmaz
 Erkekleri renkli bir yaz bekliyor
 En değerli miras SAAT
 Evin gizli bölümü, yatak odası
 Eşler evliliğe nasıl hazırlanmalı?
 Rengarenk bir boncuk cenneti
 İstanbul'un en güzel teraslarını turistlerden başka bilen yok
 Roman yazdım hayatım değişti
 Çerkez Ethem'in öyküsü
 Merkez sağ sahibini arıyor
 Haftanın Kitapları
 Miniklerin tatili dolu dolu geçecek
 Bu okullarda devamsızlık olmuyor
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
KENAN ONUK
Bir efsane daha gitti
Genç kuşağın en iyi tenor...
Japonların Alice'i harikalar diyarında
Japonların Alice'i harikalar diyarında
Oscar ödüllü animasyon filmi "Sprited Away-Ruhların Kaçışı" gecikmeli...
Filmlerimizin Avrupa çıkarması
Filmlerimizin Avrupa çıkarması
Çek Cumhuriyeti'nin turistik kenti Karlovy-Vary, temmuz ayındaki ünlü...
Fenerbahçe kıyısında özel bir lezzet durağı
Park Restoran, son zamanlarda yiyecek içecek mekanları gelişen...
Günbatımının ideal adresi
Yenilenen dekorasyonu ve huzur veren manzarasıyla Sunset Marine...
Şifalı bitkiler müzesi
İstanbul'da açılan "Lokman Hekim Tıbii Bitkiler Bahçesi"nde şifalı bitkiler...
Yoga yapmayı öğrenen herkes formda kalacak
Yönetmen Sinan Çetin'in eşi Rebekka Haas, Türkiye'deki ilk yoga DVD'sini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.