|
|
|
|
10 Temmuz'da İSTANBUL'DAYIZ
Reggea müziğinin Bob Marley'den sonraki en ünlü temsilcisi UB40, 10 Temmuz'da ilk kez Türkiye'de konser verecek. Grup üyeleri, İstanbul'a gelmeden önce sorularımızı yanıtladı.
Red Red Wine", "I Got You Babe" ve bir Elvis Presley cover'ı olan "Can't Help Falling in Love" şarkılarını kim hatırlamaz ki... İşte bir zamanların bütün dünya listelerine damgasını vuran şarkılarına imza atan UB40 grubu, ilk defa 10 Temmuz Cumartesi akşamı İstanbul'u sallamaya hazırlanıyor. Reggea müziğinin efsanevi temsilcisi Bob Marley'den sonraki en ünlü grubu olan UB40, Pozitif Organizasyon ve Fujifilm desteği ile Maslak Venue'de vereceği konserden önce sorularımızı yanıtladı.
* Daha önce hiç Türkiye'ye gelmiş miydiniz? Hayır. Ancak daha önceki konserlerimizde birçok Türk hayranımızla tanıştık. Onlar hep bize "Ne zaman Türkiye'de sizi dinleyeceğiz" derlerdi. İşte şimdi Türkiye'de bizi dinleme fırsatları olacak. Bu yüzden çok heyecanlıyız.
* Peki, Türkiye hakkında bir bilginiz var mıydı? Tabii ki. Türkiye bütün dünyada bilinen bir ülke. Sadece tarihi ile değil, aynı zamanda yemekleri, iklimi ve özellikle de dansözleri ile. Tabii şunu da unutmamak lazım, Türk insanı öncelikle misafirperverliği ile tanınıyor.
* Grubunuzun ilginç bir adı var... 1970 yıllarının sonlarında işsizlere, sosyal güvenlik ödemelerini alabilmeleri için bir kart veriliyordu. O dönemler biz de okuldan yeni mezun olmuştuk ve işsizdik. Bu kartı aldık ve kartımızın üzerindeki kayıt numarası 40'tı. "U", Uneployment yani işsiz anlamında, "B", Benefit yani işsiz olduğunda sana devlet tarafından verilen para anlamına geliyor. Biz de bu karttan esinlenip, grubumuzun adını "UB40" koyduk.
* Nasıl biraraya geldiniz peki? Biz hepimiz çocukluktan beri arkadaşız. Birçoğumuz aynı okullardanız. Küçükken hep beraber sokakta top oynardık. Okulu bitirdiğimiz zaman dışarıda hiçbirimiz için bir iş yoktu. Ta ki UB40 kartlarını görene kadar. Biz de bu karttan ilham alarak bir grup kurduk. Adını UB40 koyduk ve evin bodrum katında her gün sevdiğimiz reggea müziğini yapmaya başladık. Sabah 9'da çalmaya başlar, akşamüstü 5'e kadar devam ederdik. Buna, 1979 yılına kadar böyle devam ettirdik. Sonunda ilk albümümüzü kaydetmeyi başardık. O günden sonra her şey kendiliğinden gelişti. Dünya turları başladı, çocuklara yardım kampanyalarına katıldık. 25 tane albüm yaptık. Birçok hit şarkıya imza attık. Ve işte şimdi de Türkiye'deki hayranlarımıza şarkılarımızı çalma imkanı buluyoruz. Bu sene 25. yılımızı kutluyoruz ve bundan sonraki 25 yılı da sabırsızlıkla bekliyoruz.
* İstanbul'da ne kadar kalacaksınız? Görmek istediğiniz bir yer var mı? Bu ne yazık ki sadece küçük bir gezi olacak. Çünkü turumuz devam ediyor. Ama eğer 2 saatlik boş bir vaktimiz olursa Topkapı Sarayı'nı ve İstanbul Boğazı'nı görmek istiyoruz. Boğaz'da bir banka oturup deniz havası almak ve gemileri görmeyi çok istiyoruz. Bu bizi çok rahatlatır. Ama sadece İstanbul'da olmak, o havayı koklamak, sesleri dinlemek bile yeterli olabilir.
* Son olarak, Türkiye'deki hayranlarınıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Türkiye'ye gelmek ve UB40'nin müziklerini çalmak için sabırsızlanıyoruz. Rahat ayakkabılarınızla gelin, çünkü 2 saat boyunca dans edeceksiniz. Gelin ve bize İstanbul'un ne kadar canlı bir şehir olduğunu gösterin. Bize dünyadaki en iyi seyircinin siz olduğunu kanıtlayın. Ama her şeyden önemlisi gelin ve müziğin getirdiği barışı birlikte kutlayalım.
ÖYKÜ YAZICIOĞLU Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
|