kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ortadoğu'da kanlı oyun
Ortadoğu'da kanlı oyun


Avrupa'nın oyunu I. Dünya Savaşı öncesine uzanır. Yahudiler'in Filistin'e göçünün hızlanmasıyla vahşet de arttı
Yavuz Sultan Selim'in Osmanlı topraklarına kattığı Filistin, (1516) devletin bir parçası olarak 4 asır boyunca idare edilmiş ve bu zaman zarfında Araplarla Yahudiler kavgasız yaşamışlardı. İngiltere'nin başını çektiği Avrupa ülkeleri, 1. Dünya Savaşı öncesinde "ateşe petrol dökerek" kaynatmaya başladıkları Ortadoğu kazanı ile bölgeyi kan gölüne çevirmişlerdi. İstanbul, Londra, Sykes-Picot ve Saint-Jean de Maurienne gizli anlaşmaları Ortadoğu ve buna bağlı olarak Filistin üzerinde çıkar hesapları yapan İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılmasından sonra bu bölgeleri doğrudan doğruya ilhak edememişlerdi.

Osmanlı Devleti'ne ait olan bu topraklar Milletler Cemiyeti kontrolünde "manda idaresi"ne bırakılmıştı. 25 Nisan 1920 tarihindeki San Remo Konferansı ile Suriye ve Lübnan Fransa, Mezopotamya ile Filistin de İngiltere'nin kontrolü altında olacaktı. Karara göre devletler geçici bağımsızlığa kavuşuyor ve İngiltere ile Fransa bir çeşit "Vasi devlet" oluyordu. Ancak Filistin'de durum farklıydı ve İngiltere'nin siyonistlerle yaptığı görüşme ve anlaşmalar sebebiyle bu hüküm San Remo'da yer almamıştı. Filistin'den Fırat'a kadar uzanan geniş bölgede bir devlet kurmak ülküsünü gerçekleştirmek için Siyon Dağı'nın çevresinde toplanma amacı siyonizm olarak tarif ediliyordu. Bu ülkünün gerçekleşmesi için çalışanlar "siyonist" olarak adlandırılacaklardı. Siyonizm, dünya zenginlerinden siyasetçilere, bilim adamlarından sanatçılara kadar uzanan bir çeşit "gizli ordu" ydu.

Bu orduda her milletten şahıs olacak, yardım ve destek fonları, Arz-ı Mev'ud yani "Vaat edilmiş topraklar" ı canlandırmak için Filistin'e yönlendirilecekti. Siyonizm hareketinin en önemli liderlerinden biri Teodor Herlz'di. Yahudiler 1870'den itibaren Filistin toprakları üzerinde zırai yerleşme merkezleri teşkil ederek çalışmaya başlamışlardı. 1896'ya kadar Filistin'de 17 ticaret kolonisi kurulmuştu. Herlz bu arada 2. Abdülhamid ile görüşerek, Osmanlı borçlarını ödemek karşılığında bir devlet kurulmasını istemişti. Bu gelişmeler üzerine padişah, Herlz'e yüz vermeyecek ve tedbir olarak Filistin'i "arazi-i şahane" ilan edecekti. Osmanlı'nın Almanya yanında savaşa girmesi siyonizm hareketini daha da hızlandıracaktı. Chaim Weizmann Manchester Üniversitesi'nde kimya profesörüydü.

Naum Sokolow da İngiltere'ye gelmiş bir gazeteci. İkisi de Rusya'da doğan bu isimleri birleştiren unsur siyonizmdi ve İngiliz siyasi çevrelerinde büyük nüfuz kazanmışlar ve siyonistlerin sözcüsü olmuşlardı. Siyonistler sadece İngiltere'ye çalışmıyorlardı. Sokolow Fransa ve İtalya'dan da söz almıştı. İngiltere ve Fransa arasındaki yakınlık, 18 Temmuz 1917'de İngiliz Kabinesi'nden de içeri girecektir. Yahudi liderlerinden Baron Lionel Walter Rothschild, siyonistlerin hazırladığı bir tasarıyı kabineye vererek vaatlere milletlerarası alanda diplomatik bir hüviyet kazandıracaktı. Konu daha sonra ABD'ye aktarılacak ve Albay Edward M. Hause vasıtasıyla Başkan Wilson'un bilgisine takdim edilecekti. (4.9.1914) Savaş devam ediyor, İngiltere hem Yahudilere hem de Araplara söz üstüne söz veriyordu. Ve ne acıdır ki Kudüs'ün alınmasında en büyük desteği kendi Hıristiyan askerlerinden değil, Müslüman Araplardan alacaktı. Osmanlı'nın fiili hakimiyeti ise 1918'de bitti.

Lozan Anlaşması ile İngiltere Filistin'de 6 Ağustos 1924'ten İsrail'in kuruluş tarihi olan 14 Mayıs 1948'e kadar kalabilmişti. Kan sadece 1. Dünya Savaşı'nda akmayacak, Yahudiler'in Filistin'e göçlerin hızlanması, İsrail'in kuruluşu gibi safhalarda bu topraklar vahşetle inleyecekti. İsrail'in kurulmasından sonra da problemler bitmedi. İlk büyük savaş 1948 mayısında Araplar'ın İsrail'i tanımaması ile başlamış ve Araplar yenilerek mütareke imzalamıştı. 1956'da ise İngiltere ve Fransa'nın desteği ile İsrail, Araplara karşı yeniden savaş açacak ve Mısır'ı mağlup edecekti. 1967 haziranında ise İsrail- Arap savaşından Araplar mağlup çıktı. Eski Kudüs, Sina Yarımadası ve Gazze bölgesi İsrail'in eline geçmiş, Batı desteğindeki Yahudiler hem toprak hem siyasi nüfuz kazanmışlardı.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Fransız Sokağı'na görkemli açılış
 Radyoterapi yanıklarına krem
 Cinsellik saf ibadettir
 Kanserlilerin ABD'deki umut kapısı
 Troialılar zeytin mezesi yerdi
 İkizler imparatorluğu
 Galata'da Ceneviz haftası
 İstanbul'a eğlenmeye gelecekler
 Onun silahı yalnızca fotoğraf makinesi
 Avrupa'nın göbeğinde anarşist cumhuriyet
 Dördüncü dünya savaşı yaşanıyor
 Mimariyle sanat buluşuyor
 6 Spastik çocuklar sokakta kalacak
 Psikiyatri literatürüne geçen ilk Türk doktor
 Boğa'ya fındıklı Akrep'e viskili
 Bipolar Bozukluk Nedir?
 Bodrum'da belgesel film festivali
 Doğulu kızların okuma çabası
 Çocuklar ölmesin artık
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Bütün mağazalarda pazarlık edilir
Ünlü restoranlar, şık...
MEHMET ALTAN
Rize'nin küreselleşmedeki yeri...
Önceki gün, Rize'nin...
ÖNCEL ÖZİÇER
Köşelerde 'sera' dönemi başlıyor
Nasıl domatesin,...
REFİK DURBAŞ
Aynasına akan gökkuşağı
Kendisini "çirkefleri eşeleyen,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.