Bürokratik oligarşi direnç göstererek savaş veriyor!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bürokratik oligarşinin siyasetçiler ile savaş verdiğini, gösterilen direncin de 'özel sektörü dumur ettiğini' söyledi.
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de yaşanan sorunların tamamının kökeninde bir yönetim sorunu bulunduğunu belirterek, "Türkiye bu yönetim sorununu ne yazık ki acımasızca yaşamış ve bunun da bedelini ödemiştir. Ve bu bedel hala ödenmeye de devam etmektedir. Varsa bazı sıkıntılar ki var, biliniz ki işte bu, o dönemin, o köhnemiş siyasetin, o köhnemiş yönetim anlayışının bir bedelidir. Biz bu bedeli hala ödemeye devam ediyoruz" dedi. Erdoğan, bürokrasinin siyasilerle ilişkisine değinerek, "İstisnalar kaideyi bozmaz ama anlayış olarak, felsefe olarak bürokratik oligarşi adeta siyasetle veya siyasetin yönetim anlayışıyla çok ciddi bir savaş vermektedir ve bu savaş devam etmektedir. Konulan bir direnç vardır ortada. Birçok şeyleri aşalım derken oradaki o direnç ne yazık ki bizim özel sektörümüzdeki o yapıyı da devamlı dumura uğratmakta ve adeta işleri içinden çıkılamaz hale getirmektedir."
TÜPRAŞ OLAYI ÖRNEK İstanbul Sanayi Odası'nın, ''İstanbul Sanayi Forumu'' başlığıyla yapılan Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, ilk yapıldığında Telekom'un özelleştirme ihalesinin bedelinin neredeyse Türkiye'nin dış borcu rakamında olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Yanılmıyorsam 26 milyar dolar gibi bir dış borç vardı ve Telekom için 20-30 milyar dolar arasında bir fiyat tartışılıyordu. Yani Telekom o gün satılabilseydi Türkiye'nin dışborcu ödenmiş olacaktı. Ne oldu? Bir kişinin bu işe itirazı ve bu itirazın karşılığında da bunun alıcı bulması o çevreler tarafından ne yazık ki bizi bugünlere getirdi. Peki bugün Telekom'e ne veriyorlar veya ne verirler ve Türkiye'nin borcu nerede? Peki bunun bedelini kim ödüyor? Bütün Türkiye ödüyor. İşte şimdi bizim başımızda Tüpraş olayı... Biz mücadeleden yılmayacağız o ayrı mesele. Ama ortada bir gerçek var. Hukuk veya yargı iki kere iki dört anlayışıyla yürümüyor ve yürüyemez. Ama görüldüğü gibi bakıyorsunuz ki bir sistemin içerisinde bir bölüm bir işe şöyle derken bir başka bölüm de böyle diyor. Yani şöyle ile böylenin mücadelesi var. Öbür tarafta yürütme çok daha farklı bir noktada süratle (Biz bu işi nasıl aşarız?) bunun mücadelesini sürdürüyor."