Babacan faiz dışı fazla tartışmasının ve YÖK gerginliğinin ekonominin ateşinin çıkmasında payı olduğunu teslim etti
Babacan, Erdoğan'ın piyasayı geren faiz dışı fazla indirimi açıklamasının Baykal'a cevap verirken gündeme geldiğini söyledi. YÖK gerginliğinin faizlerin artmasında hiç payı yok da diyemem" dedi.
***
IMF ile konsültasyon dönemi
Babacan, IMF ile yola nasıl devam edileceğini şöyle açıkladı: IMF sözleşmesinin 4. maddesi işleyecek. IMF'nin üst düzey yetkilileri ile konsültasyon yapılacak ve ardından karar verilecek.
IMF ile yeni bir dönem başlıyor. Çok konuşuldu çok yazıldı. Detaylara girmeyeceğim. Ama yeni bir gelişme var. Onu da dün Ali Babacan anlattı. Babacan, "IMF'nin kuruluş sözleşmesinde 4'üncü madde var. Bu maddeye göre ülkeler her yıl ya da iki yılda bir konsültasyona giriyor. Şimdi bu madde işleyecek. IMF'nin üst yönetimi (M. Deppler ve Willy Kiekens) 3 Haziran'da Türkiye'ye gelecek, özel sektör, sivil toplum kuruluşlarıyla görüşecek. Daha sonra 6 Haziran'da Ankara'da masaya oturacağız. IMF ile hangi formatta yola devam edeceğimizi bu görüşmeler sonrasında şekillendireceğiz ve onlar gittikten sonra nihai kararı biz vereceğiz" dedi. Babacan ekledi: "Elbette kararımızın geçerli olması için IMF'nin onayı gerekiyor." Babacan IMF'ye kategorik olarak karşı çıkılmasının da yanlışlığını şu cümle ile ifade etti: "IMF neden ülkelerin ekonomisini bozmaya çalışsın ki..."
YÖK GERGİNLİĞİ Bakan Babacan, konuşmasında 2005 ve sonrasında uygulanacak ekonomi politikalarının dizayn edilmesi milli bir mesele olarak ön plana çıkardı ve A partisi B partisi demeden mutabakat arayacaklarını ve konunun siyasi bir polemik olmasını istemediklerini söyledi. Ancak Babacan, pek de kendisinden beklenmeyen bir üslup ile özellikle CHP Lideri Deniz Baykal'ı eleştirdi. Babacan, Baykal için "Rakamları yanlış, analizi yanlış. Nerede yaşıyor bilmiyorum. Herhalde ekonomi danışmanları değişti, gerçeklerden uzaklaştı" dedi. Bir gazeteci arkadaşın, "Üslubunuz değişmiş" eleştirisini de "ne yapayım. Çok kızdırıyorlar. Bu kadar saptırma olur mu" diyerek yanıtladı. Babacan, faizlerin yükselmesi ve dolar kurundaki artışın nedenini dış gelişmelere bağladı. Bakan, ABD Merkez Bankası'nın artık düşük faiz politikasından vazgeçme sinyali vermesinin ve petrol fiyatlarındaki artışın tüm gelişmekte olan piyasaları olumsuz etkilediğini ve para çıkışlarına yol açtığını savundu. Babacan, "YÖK Yasası ve İmam Hatip gerginliğinin etkisi hiç yok muydu?" sorusuna da şöyle yanıt verdi: "Elbette etkisi vardır. Etkisi yoktur diyemem. Siyasi gerginlikler iyi değil. Ama bu YÖK gerginliğinin etkisinin söylendiği gibi yüksek olduğunu söyleyemem." YÖK konusunda da hükümetin aylardır tüm toplumsal kesimlerle uzlaşma arayışı içinde oludğunu hatırlatan Bakan "Her konuda illa yüzde 100 mutabakat olacak diye bir şey de yok" vurgusunu yaptı.
ELİMİ ÖPSÜN! "Büyümenin motoru ve finansmanı özel sektör tarafından sağlanacaktır. Bizim görevimiz özel sektörün önünü açmaktır" diyen Babacan ilginç bir benzetme yaptı: "Biz sorunları çözdük demiyoruz ama sorunların farkındayız. Türkiye'de kamu ve bürokratlar bugüne kadar, "Özel sektör gelsin bi elimi öpsün" anlayışı ile hareket etti. Bunu kırmaya çalışıyoruz. Bakın ben iş hayatında yabancı ortaklı bir şirket kurmak istedim. Ortağım, tam 2.5 ay, sermaye payını Türkiye'ye transfer etmek için şu anda yönettiğim Hazine'den izin bekledi. Şimdi ne oldu? Bu kanunu değiştirdik. Şimdi isteyen aynı gün parasını transfer edebiliyor. İzni kaldırdık. Bu kanunu TBMM'den geçirirken, bazı CHP'liler "Vatanı satıyorsunuz" bile dediler. Yani 1940'ların kapalı ekonomi kırıntılarını görmeye devam ediyoruz."