kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Evlat katlinde suç ortaklığı

Kızını sözde namus temizliği için öldüren baba Mehmet'in cinayetle ilgili itiraflarını öğrenince gözyaşları mı tutamadım. Kime ağladığımı çok iyi biliyor değilim.. Bütün yalvarmalarına rağmen babası tarafından öldürülen masum yavru Nuran'a mı, bundan sonra her gün birkaç defa ölmeyi göze alacak kadar korkunç bir çevre baskısı altındaki baba Mehmet'e mi?
Hangisinin durumunda olmak daha dehşet vericidir?
Bir baba olarak Nuran'ı zihnimde canlandırdığım her an gözlerim yaşarıyor.. Fakat inancımdan bir teselli çıkarıyor, onun cennette bütün acılardan kurtulmuş olarak bize aklımızı başımıza toplamamız için dua ettiğini düşünüp kendimi yatıştırmaya çalışıyorum.
İsteyen buna 'kendini kandırarak ve gerçekten kaçarak avunmak' desin!
Ben başka bir gerçeğe kaçıyorum! Ölümlerden ölüm beğenen bu zavallı babanın gerçeğine!
Bundan böyle yaşadığı sürece sayısız defalar tekrar tekrar ölecek olan baba Mehmet'in mazlumluğu ne olacak?
Bir baba olarak öz yavrusunu boğazlayabilmesi onu sadece hunhar biri sayarak lanetlememizi mi gerektiriyor?
Mehmet gerçekten sadece hunhar biri mi? Yoksa aşağılık bir erkekçil kültürün gözünü kör ettiği zavallı bir insanoğlu mu?
Yoğunlaşmamız gereken facia bu babanın hali değil mi?
Hiç kuşkum yok ki, bu cürüm türü adeta kurumsallaşmış olduğu için hepimiz Baba Mehmet'in derece derece suç ortağıyız.
Öyleyse bu cinayeti hiçbir şekilde 'evlat katili bir babanın öyküsü'ne indirgememeliyiz.
Bu güncel bir 'insan kurban etme ayini' ve toplum cinayetidir.
Meseleyi sadece töre, ilkel namus anlayışı, geri kalmışlık gibi beylik kavramlar çerçevesinde yorumlayıp çözüm aramak, bize özgü kurallaşmış bir başka yanılgıdır. Çünkü bizden daha doğuda ve bizden daha batıda olan toplumlarda benzeri sapkın cinayetler eksik değildir.
Bizim doğumuzdan ürpertici bir örnek:
Hindistan'da kocası ölen kadının canlı canlı ve törenle 'onun yanına' gönderilmesi geleneği şiddetli yasakçılığa rağmen tekrar hortluyor..
Bizden daha batıda olan ve çoğumuzca yeryüzü cenneti sayılan diyarlarda da nice üst düzey (!) insanın sapık ayinlerde boy gösterdiğini ve buralarda hangi karanlık cinayetlerin işlenip şeytana nasıl kurbanlar verildiğini bilenler biliyor.
Meseleye uygarlıklar veya kültürler arası mukayeseci saplantılardan derlenmiş tahlil ve önerilerle yaklaşmanın hiçbir hayrı yok.
İnsan doğasında var olan kolayca kötüye ikna edilme ve kötüye kullanılma zaafı ile nasıl mücadele edebileceğimizi tartışabiliyor muyuz, marifet o!
Tamam, belli ki bizde evlat katli gibi çift yönlü bin bir yara açan kirli ve tehlikeli bir namus anlayışı var. Ne yapacağız?
Başka bir namus anlayışı mı ithal edeceğiz? Bizdeki bu ilkel namus anlayışına karşı verilen salaş mücadele maalesef ters etki yapıyor. İş o hale varıyor ki, insan öldürmeyi kınamaktan çok neredeyse 'iffet' kavramına değer veren herkesi aşağılama fırsatı bulmanın zevkini sürüyoruz.
Hastalığı yenebilmek için, bu ülkeye akıllı muhafazakarlar lazım.
Bu erkekçil sapık namus anlayışından etkilenmiş insanların dilini ve dinini bilerek ona göre mücadele verebilecek akıllı muhafazakarlar.
Daha açıkçası; bu işte hedef kitleye özellikle din görevlileri etkili olabilir, 'cinsel özgürlüğün ideolojik misyoneri' gibi yaşayıp konuşanlar değil!
Nice tecrübe ile biliyoruz ki, 'etekle sınırlı' ilkel namus anlayışını eleştiren ve kınayan zamaneler genellikle sapla samanı karıştırırlar. Sözde namus adına cinayet işlemeye karşı çıkarken dolaylı veya dolaysız biçimde halkın makul ölçülerdeki iffet kaygılarını da kaşla göz arasında aşağılamayı marifet bilirler.
Bu vahşetin adeta kurumlaşmış olmasında iki karşıt cephenin epey bir sorumluluğu olduğunu kabul etmemiz lazım.
Birincisi, insanların İslam'ı algılamasında bu tür cinayetlerin meşru bir yer edinmesini önleyemeyen din adamları.. İkincisi de, 'etekten yana' neredeyse sıfır kural düsturu ile hareket ederek halka, çarpık namus yerine doğru namus nasihatleri yapan yerel Batı uygarlığı mücahitleri..
Şapkayı önümüze koyup düşünürsek bu tür cinayetlerdeki geniş suç ortaklığı kadrosunu görebilir, o zaman da bataklığı kurutmayı ciddi şekilde konuşabiliriz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İşkencenin vazgeçilmezliği   / 14-05-2004
 Zamane yiğitliğinin onda dokuzu içeride kükremek   / 13-05-2004
 Hürriyet türü örnek yasak   / 11-05-2004
 İmam hatipler, kızlar ve Atatürk   / 10-05-2004
 Eski takiyye yeni takiyye   / 07-05-2004
 Ermenistan için Ankara ile Bakü'yü kapıştırmak   / 06-05-2004
 Sömürgede ırzın dünü-bugünü   / 04-05-2004
 AB'nin imparatorluğa dönüşümü   / 03-05-2004
 Evlat katlinde suç ortaklığı   / 30-04-2004
 Töre ve kavram cinayetleri   / 29-04-2004
ERDAL ŞAFAK
Yıldız geçidi
Geleni-gideni bol Ankara bu hafta iki...
AHMET HAKAN COŞKUN
Laik nostalji
Eskiden işimiz ne de kolaydı! Malzeme...
MEHMET BARLAS
Ahmet Hakan, 21'inci yüzyılda "Fahriye" denemesi mi...
ÖMER ÇELİK
Memlekette günlük hayat...
Türkiye gibi devlete ve...
ÖMER LÜTFİ METE
Dinlerarası diyalog ve pop filozof tuzağı
Tam da, farklı...
REFİK DURBAŞ
Eğitimde değişen ne?
Türkiye'nin geleceğini "gençlere"...
SAVAŞ AY
Ah o Beyrut günleri...
Yan sütunda yazan Nebil...
Sarı -  Lacivert şölen
Sarı - Lacivert şölen
Fenerbahçe, 15. şampiyonluğunu dün görkemli bir törenle kutladı.
3.yıldız gökten indi
3.yıldız gökten indi
Statta ceza alanlarının önüne konmuş olan birer yıldıza helikopterle...
Ahmet Arif'in şiirini okuyan Şener alkışlandı
Ahmet Arif'in şiirini okuyan Şener alkışlandı
Mardin'de Ahmet Arif'in '33 kurşun şiirini okuyan Bakan Şener,...
Bakan, Başkan'ı Kürtce teselli etti
Bakan, Başkan'ı Kürtce teselli etti
Diyarbakır Belediye Başkanı'na protokolde yer verilmediğini öğrenen...
Türkiye yol ayrımında
Türkiye yol ayrımında
Uyuşturucu, Avrupa pazarına Türkiye üzerinden geçiyor. Doğu'dan gelen...
Çaresiz bir annenin çıldırtan ikilemi
Çaresiz bir annenin çıldırtan ikilemi
E.A. 48 yaşında bir ev hanımı. Aynı zamanda 6 yıldır uyuşturucu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.