kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Çocuğun mu var, derdin var!

Geçen gün Avrupa Yakası'nın setine Ada geldiğinde teşhislerimde yanılmadığımı anladım! Ada, dizide Cem'i oynayan Levent Üzümcü'nün oğlu. Hakikaten eşsiz güzellikte bir erkek bebek. 16 aylık. Çok tatlı, çok akıllı. Buraya kadar her şey normal. Ya da öyleydi! Avrupa Yakası'nın setinde, bütün oyuncuların makyaj yaptırdığı, oturup sohbet ettiği, genelikle curcunalı ve gürültülü bir makyaj odası var. Kalabalık sahnelerin çekildiği günler, o 15 metrekarelik odada, bazen 25 kişi oluyor. Odada bulunan insanlardan hiçbirinin sessiz sakin muhasebeciler, içine kapanık hat sanatçıları falan olmadığı malum! Herkesin birbirine anlatacak çok fazla hikayesi var, okunup bağıra bağıra yorumlanacak seyirci mail'leri var, giyilip birbirine gösterilecek bir sürü kostüm var, gülünecek çok şey var...

Bu arada bir sonraki sahne için replikleri ezberlettiren Ayça var, Ata'nın Türk Sanat Müziği konserleri var, var oğlu var! Bizim "kulis" bir kıyamet yani. Daha doğrusu, meğer biz öyle sanıyormuşuz! Ada gelene kadar Ada, her 16 aylık yeni yürüyen bebek gibi, biraz "hareketli"! Full time işi, etrafta hızlı hızlı ve dengesiz adımlarla koşuşmak, her şeyi ellemek ve anında sıkılmak. Hani uzaktan kumandayla çalışan, bir engelle karşılaştığında hiç durup takılmadan 360 derece dönüp yoluna devam eden oyuncak arabalar vardır. Aynı öyle! Duraksamak, nefes almak, herhangi bir şeyle 15 saniyeden fazla ilgilenmek, Ada'yı bozuyor!

Bu esnada da benim en çok dikkatimi çeken "çocuk davranışı"nı sergiliyor Ada: O 15 metrekarelik odadaki mümkün bütün potansiyel tehlikeleri kısa zaman içinde yaşayarak, kıl payı kurtulmak! Giyinme kabinlerinin yaylı kapılarını açıp, sonra geri geldikleri esnada, "kıl payı" geri çekilmek, plastik sandalyelerin üzerine çıkıp tüm ağırlığı sırtlarına doğru vererek "kıl payı" yuvarlanmaktan kurtulmak, kanepenin üzerine çıkıp camdan dışarı sarkarak "kıl payı" düşmemek, ağır, metal bir makyaj setini masanın ucuna kadar çekip, üzerine düşmesinden "kıl payı" yırtmak! Odanın 15 metrekarelik, basit bir makyaj odası olduğunu söylemiştim değil mi? Bu esnada, 10 tane "dev ego", yani oyuncular, kendilerini, rollerini, az sonra oynayacakları sahneyi tamamen bırakmış, grup halinde Ada'nın peşinden koşuyorlar!

Çocuk dediğimiz yaratık, sıcak suya, ateşe, kesici aletlere falan zaten yaklaşmaması gereken bir yaratıktır, tamam. Ama olmadık zararsız malzemeden bile kaza yaratma kapasitesine sahiptir çocuk! Mesela çocukların etrafı karıştırma huyu vardır. Normal bir insanın aklına, "şu sandalyeye çıkayım da, en üst gözü açayım, kullanılmayan ıvır zıvırı yerlere döküp saçayım" diye birşey gelmez. Hayatını yaşarsın ve o çekmece orada 20 yıl dursa, açma gereği duymazsın. Eve çocuk mu geldi? İlk olarak o çekmeceye dadanır! Gelişigüzel seçilmiş bir çocuğu, bütün tehlikelerden arınmış, gıda dolu bir mutfağa bırak, o yüzlerce yiyeceğin suratına bakmayıp, gidip ilaç dolabından ilaç bulup yutar. Bela olacak ya!

Çocuk denen organizma, bildiğimiz naylon torbadan bile ev kazası yaratacak kapasitede bir mahluktur. Bu yüzden, bir sürü çocuk eşyasında, ya yasaktır naylon torba, ya da üzerinde uyarı yazar, "çocukların eline vermeyin" diye. Çünkü çocuk, çeşit çeşit oyuncak bebek, araba, tahta at, tren vs. gibi objelerle ilgilenmeyip, gidip bir naylon torba bulup kafasına geçirerek oynar, sonra da boğulma tehlikesi atlatır! Tabiat bu konuda insanlara biraz adaletsiz davranmıştır. Üzümcü ailesine, ve tüm ana babalara Allahtan sabır, güç, ve iyi şanslar diliyorum. Ada'yı da yakalayabilirsem öpüyorum!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çocuğun mu var, derdin var!   / 09-05-2004
 Ceyar'ın karaciğeri bitmiş   / 02-05-2004
 Düğün mevsimi başladı, kolaylıklar!   / 01-05-2004
 Nişantaşı'nın çıldırdığı günler!   / 25-04-2004
 Herkesin şuursuzca gülmesini istiyorum   / 28-03-2004
 Varsayalım ki, ben ekonomistim!   / 27-03-2004
 Vatikan'ın neresindensin hemşehrim?!   / 21-03-2004
 Manken TSE'sine benim yaklaşımım   / 20-03-2004
 Alışverişte 'Hayır' demenin püf noktaları   / 14-03-2004
 Tuhaf bir doğum günü!   / 13-03-2004
GÜLSE BİRSEL
Türk ekonomisine yön veriyorum!
Daha önce söylemiştim...
TÜLİN KERMEN
Tıpkısının aynısı
İkisinin de yüzü güleç. İkisinin de...
Üvey baba dehşeti
Mersin'de Mevlani Bozdemir adlı kişi altını ıslatan 2.5 yaşındaki...
Cihan bulundu ama...
İngiliz anne dört yıldır aradığı oğluna kavuştu ama Cihan'ın...
Minik kavga büyüdü
Teneffüste kavga eden öğrencilere "okkalı" tokatlar atan öğretmen...
Sex and the City'den sabun tanıtımına
Sex and the City'den sabun tanıtımına
Adını bütün dünyada milyonlarca hayranı olan Sex and the City...
Lösemili çocuklar için
Lösemili çocuklar için
Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın Tiffany Collection mücevher...
25 yaşın altındaki en ünlü insan
25 yaşın altındaki en ünlü insan
Eğlence ve spor dünyasıyla ilgili haberler veren RedEye dergisi,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.