kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
Kravatsız Markiz
Bu tür hatayı kabul edemem

Kravatsız Markiz

Geçenlerde, restore edilip yeniden açılan Markiz pastanesine gittik. Orada aklıma tarihçi İlber Ortaylı'nın sözü geldi. "Ah nerede eski Beyoğlu... Markiz'e kravatsız girilmezdi" diye nostalji yapanlar için şöyle demişti hoca: "Böyle konuşanların çoğu 'sallıyor'. Eğer o dönemde Beyoğlu'na dedikleri kadar çok sayıda insan çıksaydı... Beş Markiz, üç Lebon pastanesi filan olması gerekirdi."
Markiz'de otururken bizi eğlendiren bir başka nokta daha oldu. Hani bazıları şöyle der: "Markiz'in duvarlarında dört mevsimi simgeleyen, arnuvo (art nouveau) tarzı, üstünde kadın figürü olan seramik panolar vardır." Hoş bir hafıza yanılgısı bu. Çünkü panolar dört değil, sadece iki tane: İlkbahar ve Sonbahar.
Markiz'de pasta yiyip kahve içerken ister istemez Salah Birsel'in 'Ah Beyoğlu, Vah Beyoğlu'sunu hatırladık. Birsel orada sanatçı takımının pastane maceralarını da anlatır.
Attila İlhan o sanatçılardan biridir. Paris'ten dönen şair, Beyoğlu pastanelerini mesken tutar. Başta Avrupa görmüşlüğü, takma ad olarak Kaptan'ı kullanması, 'alıp başını gitmenin' şiirini yazması, 'Abbas Yolcu'yu kaleme alması nedeniyle İlhan 'gezgin'den sayılır.
Ama bakın Belgin Sarmaşık'ın derlediği, 'Attila İlhan: Açtırma Kutuyu! (Röportajlar: 1946-1983)' adlı kitaptan ne öğreniyoruz... Hınzır Can Yücel, 'gezgin' Attila İlhan için şöyle demiş: "Büyük seyyah tabii; üç kıtayı karış karış gezmiş. Baylan, Markiz, Lebon kıtalarını..."
Fırsatını bulursanız Markiz'e gidin. 1950'lerin havasını koklayın. Bir kahve içip 'İlkbahar'ın tadını çıkarın. Sadece gençler ve yetişkinler değil, eski günleri anmaya, çok şirin yaşlı hanımlar da geliyor. Ve kravat takmak gerekmiyor!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hadi '16-16' yapalım!   / 12-05-2004
 Şampiyonluğa niye sevindim?   / 11-05-2004
 Ohh! Geçti...   / 10-05-2004
 O söz ne anlama geliyor?   / 09-05-2004
 Fransız Sokağı'nı bitmeden görün   / 08-05-2004
 Herkes takdir edilmek ister   / 07-05-2004
 Karanlıkta Sezen Aksu   / 06-05-2004
 Kravatsız Markiz   / 05-05-2004
 Nurcuların diyet muhabbeti   / 04-05-2004
 'Dönüt' ne demek?   / 03-05-2004
MEHMET TEZKAN
İktidar eski üslubuna dönmeli
28 Şubat sürecinin ağır...
EMRE AKÖZ
Özlediğim çağdaşlaşma
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin...
UMUR TALU
Azar azar azmak, azıtmak, azarlamak
Kimi zaman, "nasıl...
Göklerde Venüs şenliği başlıyor
Astronomi dünyası ilki 122 yıl önce gerçekleşen bir olayın heyecanını...
İsrail'le ceset pazarlığı
Dinleri gereği cenazeleri "bütün" gömmek isteyen İsrail, parçaları...
Rakipler uyumaz
Rakipler uyumaz
Sabah'ı ziyaret eden Daum, F.Bahçe'nin gelecek sezon da favori...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.